Beymelek Dalyanı, toplam 355 hektar alanı kaplıyor. Bunun 225 hektarlık bölümü sulak alandan, kalan 100 hektarlık bölüm ise taşkın alanından oluşuyor. Beymelek Dalyanı merkezi Beymelek Mahallesi'nde bulunan Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Merkezi tarafından işletiliyor. Dalyan, yeni tespitlerle birlikte 44 tür balığın beslenme ve büyüme alanı. Denizde üreyen balık türleri ve mavi yengeçler, nisan- ağustos döneminde Beymelek Dalyanı'na giriş yapıyor. Yavru türleri, özellikle yaz döneminde sürüler halinde dalyanda geziyor ve besleniyor. Burada beslenen balıklar büyüyor.

Buradaki balıklar belirli bir büyüklüğe gelince ekim ayı başından itibaren dalyanın ağzında kurulan kuzuluklara giriyor. Kuzuluğa giren balık türlerinden çupra ve levreklerin büyükleri anaç olarak yavru balık üretiminde kullanılıyor. Kuzuluklara giren çupra, levrek ve diğer tür balıkların bir bölümü, yeniden üremeleri için tekrar denize bırakılıyor. Bir kısmı da vatandaşlara satılıyor. Dalyanın ağzı açıldığı zaman nisan ayı başından itibaren kalan balıklar ve mavi yengeçler yeniden yumurta bırakmak, üreme yapmak için denize açılıyor. Birçok göçmen kuş türü de yine dalyanda kışlıyor. Bazı kuş türleri yıl boyu dalyanda kalıyor. Dalyanda aynı zamanda enstitü tarafından yürütülen bir projeyle balık türleri ve türlerin davranışları üzerinde araştırmalar yapılıyor. İzleme sisteminde balıkçılık, akustik, çevresel, görsel, fiziko-kimyasal parametreler gözlemleniyor.

Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretim ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan, "Beymelek Dalyanı ülkemizdeki doğal dalyanlardan bir tanesidir. Enstitümüzün sınırları içinde bulunur. Yaklaşık 355 hektar alana sahiptir. Bunun 100 hektarı taşkın sahası. 255 hektarı sulak alandır. Dalyanda başlıca çupra, levrek, mırmır, kefal türleri olmak üzere 23 familyaya ait 44 tür balık tespit edilmiştir. Bunlarla ilgili izleme çalışması bir AB projesi kapsamında devam etmektedir. Meteorolojik veriler, akustik veriler, görsel veriler, plankton ve su kimyası gibi verileri farklı sistemlerle, elektronik cihazlarla ölçerek, dalyanda balıkların hangi bölgelerde lokalize olduklarını ve davranışlarını ölçmeye çalışıyoruz. Bunun dışında bir kuzuluk sistemi var. Kuzulukta da dalyana giren çıkan balıkları kontrol altına alıp, anaç özelliği gösteren levrek, çupra gibi türleri de anaç ayırımı yapıyoruz. Bunları da enstitümüzün üretim tesislerinde yavru balık üretiminde kullanıyoruz. Bunun dışında kalan balıklara mutlaka bir üreme şansı veriyoruz. Denize iade ediyoruz. Üreme özelliği olamayanları da vatandaşımız sofralık olarak sunuyoruz" dedi.