Enver Yücel yaklaşık 50 yıl önce küçük bir dershaneyle başladığı eğitim kurumlarına bugün 3 kıta ve 7 ülkede kurduğu üniversitelerle bir dünya markası olma yolunda.  

Bir toplumun gelişmişlik düzeyi onun eğitim düzeyini de gösterir. Globalleşen, sınırların kalktığı şu dünyada eğitim hiç şüphesiz çağımızın en önemli ihtiyaçlarından biri. Hal böyle olunca okul öncesinden üniversiteye kadar verilen eğitim kadar, eğitimi kimlerin verdiği de önemli bir rol oynuyor. 

1973 yılında İstanbul’da üç odalı bir dershane ile başlayan Enver Yücel şimdilerde BAU Global ile yaklaşık 10 ayrı ülkede kaliteyi arttırarak eğitimde öncü bir Türk markası olmaya devam ediyor. Önce Uğur Dershaneleri ardından Uğur Eğitim Kurumları sonrasında Bahçeşehir Üniversitesi ve şimdi dünyada BAU Global!

2004 yılında ABD’deki ilk yatırımını Washington DC’de dil okulu açarak başlatan Enver Yücel çıtayı yükselterek 2013 yılında yine Washington DC’de ilk Türk üniversitesini açtı. Enver Yücel ile yarım asırlık eğitim serüvenini konuşmak için Beyaz Saray’a yürüyerek 4 dakika mesafedeki üniversitesinde buluştuk. Beyaz Saray'a en yakın kampüs bir Türk üniversitesinin! Sanırım kendimi fazla kaptırmış olacağım ki görüşmeye biraz tedirgin gittim. Ama Enver Bey'le sohbete başlar başlamaz hissettiğim sıcaklık ve samimiyet beni fazlasıyla rahatlattı. Eğitimin önemini bilen, öğrenciyi anlayan, ve hatta öğrencilerin isteklerini birkaç adım öteye götürmeye çalışan bir işadamıyla değil, bir eğitimciyle konuşuyordum. 

Yanlızca O da değil, BAU Global ABD CEO’su Ahmet Köse, BAU International University Rektörü Sinem Vatanartıran, tanışma fırsatı bulup konuştuğumuz, üniversiteye master öğrencisi olarak gelmiş ama okulda kalıp çalışmaya devam eden Safiye Gevşek ve Ekin Okay da bir o kadar güleryüzle karşıladı bizi. Herkes yaptığı işten memnun, herkes hevesliydi. Hal böyle olunca Enver Yücel'le röportajımız da sohbet tadında geçti.


Uğur Eğitim Kurumları ve Bahçeşehir Üniversitesi önce Türkiye’de ardından da Dünya’da bir marka oldu. İlk başladığınızda bunları hayal ediyor muydunuz?

1973’te İstanbul Laleli’de 3 odalı öğrencisi olduğum bir dershanenin işletmeciliğiyle adım attığım eğitim servüneninde, 2018'le birlikte 50. yılımızı kutlayacağız. Tesadüfen girdiğim bu sektörde buralara gelmeyi hayal etmek elbette mümkün değildi. Hep neden olmasın diyordum ama şimdi 'BAU Global' bir dünya markası olabilir diyorum. Kolay değil ama, zor da görmüyorum. Artık hedefimiz, dünyanın en büyük ve en saygın eğitim kurumlarından biri olmak.

Beyaz Saray’a yürüyerek 4 dakika mesafede bir Türk üniversitesi. Çok iyi bir lokasyonunuz var Enver Bey...

Evet söylediğiniz gibi lokasyon olarak Beyaz Saray’a en yakın üniversiteyiz. Önemli bir lokasyon ve herkesin gıptayla baktığı bir yer. Zaten bizim grubun yerleşkeleri genellikle şehrin hep kalbinde bulunuyor. İstanbul’un kalbinde bir dünya üniverstesi olarak başladığımız serüvene, bulunduğumuz tüm şehirlerin kalplerinde yer almaya devam ediyoruz. Berlin, Roma, Washingon DC, Gürcistan ve Kıbrıs’ta bulunan üniversiteler, bulundukları ülkelerin yasalarına göre açılıyor. Washington DC'de şuan bulunduğumuz üniversitemiz de Amerikan yasalarına göre kurulmuş bir üniversite. Bütün bunların adına BAU Global diyoruz.

İlk mezunlarınızı Washington DC’de BAU International University olarak verdiniz. ABD’den memnun musunuz?

ABD’de üniversite kurmak zorlu ve uzun bir süreç. Derse girecek hocalardan, müfredata öğretim elemanlarının diploma örneklerinden, hangi hocanın hangi dersleri vereceğine, öğrenci kabul koşullarına, sınıflarda kaç kişi olacağına, geçmişten bugüne neler yaptığımıza dair binlerce soruyla karşılaştık. Herşeyi anlatmanız ve belgelemeniz gerekiyor. Meşakkatli bir süreç oldu ama sonu da bir okadar sağlam ve güvenilir oluyor. Hem BAU International University olarak hem de Mentora Dil Okulu olarak akretide olduk. Üniversite kurma iznini aldıktan bir yıl sonra dilediğimiz yerde, eyalette fakülte açma iznimiz var.

Dünyayı tanıyan, bilen ve kültürler arası dialoglara önem veren bireyler yetiştirmek istiyoruz. Eğitmen kadromuz çok güçlü. BAU Global, global dünyanın oyuncularını yetiştirecek.

Dünyada üniversiteler tarihine baktığımız zaman ABD’nin büyük üniversiteleri 40-50 yıl önce Avrupa’da uydu kampüslerini açmışlar. Biz de kendi networkümüzü büyütüp yeni bir trend olmak istiyoruz. ABD'de üniversite ve dil okulu dahil toplam 800 öğrenciye ulaştık. Düşündüğümüz hedefin önündeyiz. Yeni bölümler açıp 3 sene içerisinde hedefimiz olan 4 bin öğrenciye ulaşacağımızı umuyorum. Hem lisans hem de master programlarımızla dünyanın 35 ülkesinden öğrencilerimiz var. Artık BAU Global olarak dünyada tanınıyor ve önemli ülkelerdeki eğitim bakanlıklarıyla ilişkilerimizi sürdüyoruz.

Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP (Cooperative Education) işbirliğiniz var. Böylece öğrencilerin lisans eğitimi sırasında çalışmasına da olanak sağlıyorsunuz. Öğrenciler okurken rahatlıkla staj ya da iş bulabiliyorlar. Bu başarıyı nasıl yakaladınız?

Türkiye çok genç bir nufüsa sahip ve malesef Türkiye’nin eğitim ile ilgili 50 yıldır birikmiş sorunları var. Bunları bir anda çözmek mümkün değil. Fakat bir an önce çözülmesi için yola koyulmak lazım. Türkiye'nin her şehrinde toplamda 200’e yakın üniversitemiz var.  Şimdi bunların içini doldurup daha da kaliteli hale getirmek gerekiyor. Dünya nasıl yapmışsa biz de öyle yapacağız. Eğitimin önemini biliyoruz. Biz de Uğur Eğitim Kurumları olarak Türkiye’nin her yerinde 200’den fazla yerdeyiz. Türkiye’de eğitimin liderliğini yapıyoruz ve ülkemizi çok iyi kavradık. 

Endüstri 4.0 diğer deyişle 4. sanayi devrindeyiz. Bu devrin teknolojilerini ülkemize getirip kodlamaya 4-5 yaşından itibaren başlamamız gerektiğini topluma anlatmaya çalıştık. Türkiye’de 10 yılı aşkın bir süredir CO-OP'yu yapıyoruz ve yaklaşık 4.500 öğrencimiz farklı işyerlerinde farklı meslek alanlarında çalışma fırsatı buldu. Mezunlarımızı çok iyi takip edip, uluslarası bir dünya vatandaşı olmalarını istiyoruz. 

Suriyeliler demeden geçmeyelim Enver Bey. Yerinden yurdundan olan yüzbinlerce aile dilini, kültürünü bilmediği topraklara göçtü. Siz Suriyeli göçmenlere dil öğrettiniz eğitim anlamında destek oldunuz. Suriyelilere yardımın insanlık görevi olduğunu Amerikan Kongresi'nde de söylediniz. Nasıl topluma adapte olacaklar?

Suriyelerle göç başladığından beri ilgileniyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi'nin New York Üniversitesi ile birlikte, başkanlığını Prof. Selçuk Şirin Hoca’nın yaptığı yoğun çalışmalarımız oldu. Bu işi çok önemsiyoruz. Çünkü vakti zamanında Türkiye’den Avrupa’ya giden göçmenler vardı. Onların sorunlarını 50 yılın sonunda görebiliyoruz. Alman vatandaşı olsalar bile Türk kökenli Alman vatandaşı olmadılar. Sıkıntıları çok büyük. Şimdi Suriye’den Türkiye’ye gelen göçmenlerde de aynı sorunların yaşanmaması için çalışıyoruz.

Bu bir insanlık sorunuydu. Türkiye, kapısına yığılmış ölüm bekleyen insanlara yardım etmiyorum diyemezdi. Almak zorundaydık. Şimdi hem o insanlar için hem de Türkiye için alınması gereken önlemler var. Şu anda göçmenlerin Türkiye’de doğurdukları çocuk sayısı 500 binleri buldu. 6 sene oldu. 5 yaşında Türkiye'ye gelen çocuklar şuan 11 yaşında. Büyüdüler ama akranlarıyla aynı dili konuşamıyorlar. Kendisini anlatamayan, karşısındakini anlayamayan derdini anlatamadığı için sorunlarıyla büyüyen bir kesim var. Bu kesimi bir an önce uyum sağlamaları için eğitimle topluma entegre etmemiz gerekiyor. Türkçe'yi nasıl öğretebiliriz diye eğitim fakültemiz kitaplar hazırladı ve dersler verdi.

Bahçeşehir Üniversitelsinin uyguladığı Apply BAU da çok başarılı devam ediyor. Neler söylemek isterisiniz?

Eğitim denilince akla sınavın geldiği, her şeyin sınav olduğu bir eğitim düzenimiz var. Sınavın içeriği değişti bu güzel bir başlangıç. Fakat tek kıstas sınav olmamalı. Öğrencinin spor ve sanat alanlarına olan ilgisi, sosyal sorumluk projelerine katılımı da önemli olmalı. Biz Bahçeşehir Üniversitesi olarak Apply BAU sistemiyle öğrencinin neler istediğini, bu zamana kadar neler yaptığını, bölümü seçerken gerçekten ne istediğini ve neden başvuruduğunu mülakatta anlıyoruz. Böylece öğrenciler akademik başarıdan bağımsız, farklılıkları ve kişisel özelliklerine göre eğitim alma şansı yakalamış oluyor. Yıllardır uyguladığımız bu sistem başarıyla işliyor.

Enver Bey Twitter’da çok aktifsiniz. Kendiniz mi kullanıyorsunuz?

Sosyal medyayı sadece kullanmıyorum bizzat kendim takip de ediyorum. İletişim çağında başarılı olabilmek için sürekli takip etmek de gerekiyor. Sosyal medyanın önemini Mısır'da başlayan Arap Baharında, Obama’nın seçilmesinde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 15 Temmuz’da facetime ile yaptığı çağrının başarılı olmasındaki etkisiyle görmek mümkün. Artık bu bir zorunluluk ve tabii iyi kullanılması gereken de bir mecra. 

Uğur Eğitim Kurumları ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin yurt dışındaki ismi BAU Global... Markanın gelecek planlarından bahsedebilir misiniz?

BAU Global şemsiyesi altında okullarımızı Türkiye’de belli bir doygunluğa getirdik. Kaliteyi koruyabildiğimiz kadar büyümeye devam edeceğiz. BAU Teknoloji ve Girişim Fakültesini Silikon Vadisine açacağız. Bir de Afrika’yla ilgileniyoruz. O bölgeden hem Türkiye’ye öğrencilerimiz geliyor hem de biz oralara yatırım yapmak istiyoruz. Bu sene 4 bine yakın yabancı öğrenci aldık ve bu rakamla Türkiye’nin en çok öğrenci alan üniversitesiyiz. Geçen sene ihraacat şampiyonu olduk. Öğrenci getirerek en çok dövizi ülkemize biz kazandırıyoruz. Bir öğrenci ortalama 4-5 yıl kaldığı bir ülkeye 40 bin dolar bırakıyor. Buna eğitim ücretinden, konaklamaya tüm masrafları dahil. Ekonomiye katkı sağlamasının yanında ülkemizin kültürünü öğreniyorlar ve bu öğrenciler ülkelerinde yarının yöneticileri olmaya birer aday.

Şu anda Afrika’da 14 ülkede merkezlerimiz bulunuyor. Geçen ay Türkiye’de 28 Afrika Büyükelçisini topladık. Yine ABD’de geçtiğimiz gün buradaki Afrika Büyükelçileriyle bir araya geldik ve yatırımlarımızı konuştuk.

Mentora Dil Okulumuzu Washington DC'nin yanı sıra New York, Florida, California eyaletlerinde ve ayrıca Çin, Vietnam ve Güney Kore’de açacağız. Küresel başarılı bir dil okulu yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Ayrıca Çin’de de bir üniversite kurmayı hedefliyoruz.

Peki siz bu kadar büyük bir eğitim imparatorluğuna nasıl yetişiyorsunuz?

Sizin anlayışınızda olan, aynı vizyona sahip hedefe odaklı bir takımınız varsa her yere yetişirsiniz. Takım çok önemli bir faktör. Biz sadece takıma koçluk yapıyoruz...


Röportaj: Anıl Sural

www.twitter.com/AnilSural
Fotoğraf: Rona Doğan