Kitap Dünyası
"Bu coğrafyanın kaderi bu. Ben yıllardır bu topraklarda yaşıyorum, yaşam kavgasının, ölümün hiç eksildiğini görmedim buralarda. Gereksiz sebeplerden ölüme gebe kavgalar doğuyor. Bir can toprak altına düşerken, diğeri demir parmaklıklar ardında gün sayıyor. Asırlardan beridir, göç eden bir kervan ölüsü gibi savruluyor acılar. Ve bitmek tükenmek bilmiyor; kin, nefret kokan sancılar. Tohum ekmeye hasretken topraklarımız, ölümlerle beraber karalar bağlıyor kadınlarımız. Anlayacağın burası kanlı bir coğrafya çocuk…""COĞ-RAF-YA KA-DER-DİR." der İbn'i Haldun. Nerede doğarsan oranın kirine batar, oranın suyuyla yıkanır, oranın güneşiyle kavrulursun. Oranın iklimi, ilk şekil verir hayatına. Bir başka coğrafyaya geçtiğinde bu kez oranın yağmuruyla ıslanır, güneşiyle kavrulursun. Kaderimiz doğduğumuz coğrafyada nefes almaya başlar ama umudumuzu, mücadele ruhumuzu kaybetmezsek eğer hayat bize başka coğrafyalarda başka güzel olanakların da kapısını açacaktır. Aslında, ırk diye milliyet diye bir şey yoktur der İbn'İ Haldun. Coğrafya vardır. Yani der ki; güneş daha çok kime vurursa o kavruk olur. Ve der ki; başka diyarlardan birini yargılamadan, onun coğrafyasında kendiniz doğmuş gibi düşünün kendinizi. Kavruk bir coğrafyada doğar Affan. Çıktığı yolculukta hep sorgular bunu. Affan bu yolculukta, her şeye rağmen ayakta kalabilmeyi öğretiyor bizlere…
Tut şimdi elimden, yüreğimden mavi peri kızı, geldim al beni koynuna sarsın tenin ruhumu, ömrüm ömrüne adaktır, adağımı verdim. Dilsizliğin hikâyemizin dili olsun…”Hayallerinin peşinden gitmek isteyen İskender’in yolu çocukluk arkadaşıyla kesişince her şeyi arkasında bırakıp uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolda hem kendi kaderini yazacağından hem de başkalarının kaderini değiştireceğindense habersizdir. İstanbul, İran Sınırı ve Erzurum arasında otuz üç yıllık bir sır perdesi aralanıyor. Yılların arasına saklanmış bir aşkın hikâyesini okurken kulaklarınızda zil sesleri duyacaksınız.
YAZAR SEZER BELGİN HAKKINDA
1994 yılında Ağrı’nın Aşkale köyünde dünyaya gözlerini açtı. 7 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğuydu. İlk orta ve lise öğrenimini Ağrı’nın merkezinde tamamladıktan sonra Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi sınıf öğretmenliği bölümüne yerleşti. Çocuk yaşlarda at arabacılık, inşaat işçiliği gibi işlerde çalışarak eğitim hayatını sürdürmeye çalıştı. Sınıf Öğretmenliğinin yanında, Yaratıcı Drama, Öğrenci Koçluğu, Etkili Sunum Teknikleri, Beden Dili Diksiyon ve Özel eğitim alanlarında birçok eğitimler alarak kendini geliştirdi. Büyüdüğü coğrafyadaki toplumsal olaylardan etkilenerek yazmaya başladı. Çocukken izlediği bir haberin etkisinde kalarak özel eğitim konusuna dikkat çekmek için 2020 yılında “Affan” adında ilk romanını yayımladı. Affan doğudan batıya uzanan gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılmış bir roman. Acının, gözyaşının kelimeler ile insan ruhuna işlendiği bir kitap Affan. Bir çocuğun gözünden yaşam mücadelesinin ne olduğunu bizlere anlatıyor...Yazar “Affan” kitabının ardından yaklaşık iki yıl üstünde çalıştığı yine gerçek olaylardan esinlenilerek yazdığı ikinci kitabı olan “Yaralı Dil” i 2022 yılında okurlar ile buluşturdu. Yaralı Dil bir fotoğraftan yola çıkarak yazılmış etkileyici bir hikaye. Yaralı Dil okurlar tarafından çok beğenilmiş, hatta bir çok okurun okuduktan sonra gözyaşlarına hakim olamadığı bir kitap. Yazarımızın daha önce yazdığı “Kahraman” adındaki öyküsü ise 2021 yılında Halide Edip Adıvar anısına düzenlenen öykü yarışmasında derece elde etmiş “Buram Buram Anadolu 2021 Seçkin Öyküler” kitabında yayımlanma hakkı kazanmıştır. Yazarlık serüvenine tiyatro oyunları ve sinema senaryoları ile de devam eden Sezer BELGİN yakın zamanda Tomurcuk Tiyatro’yu kurmuş, “Anadolu Kahramanları Çocuk Müzikali” adındaki oyunu hem yazmış hem yönetmiştir. Karantina dönemiyle beraber çocuklarda daha da çok artan tablet bağımlılığını gözlemlemiş, bir eğitimci olarak bu sorunun çözümü için bir şeyler üretmeyi hedeflemiş, ve sonunda bu müzikal oyunu ortaya çıkarmıştır. Çocuklar için yazdığı bu harika müzikal oyun ile birçok çocuğu eğlendirerek, okumanın önemini anlatmaya çalışmıştır. Yaklaşık 5 yıl öğretmenlik yapan Sezer BELGİN, şimdilerde “Anadolu Kahramanları Çocuk Müzikali” oyununu Türkiye’nin her yerindeki çocuklar ile buluşturmayı hedefliyor. Aynı zamanda yeni kitap çalışmalarını da sürdüren yazar cezaevinde geçen enteresan bir olayı anlattığı yeni kitabının, üstünde çalışmalara devam ediyor. Şimdilik ismini sürpriz olarak sakladığı kitabını en kısa zamanda okurlar ile buluşturmayı amaçlıyor.
Leke Ne Anlatıyor?
Elif adında genç bir kız uğradığı tecavüz sonrasında kendini mutsuz ve hayatta savrulur şekilde bulmuştur. Fakat tanıştığı kişiler ve yaşadığı olaylar sonucunda yaşamı tamamen değişir. Bir umut ışığı gören Elif'in hayatını anlatan Leke hiç umulmadık şekilde son bulan sürükleyici, her sayfasında ayrı bir duyguyu barındıran, aynı zamanda günümüz sorunlarını hikayeleştirerek ele alan bir romandır.
Berre Uçar Kimdir?
14.08.2001 tarihinde Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde doğmuştur. İlköğretimini 4 Temmuz Şehit Hüseyin Güldal Ortaokulunda, ortaöğretimini Karamürsel Alp Anadolu Lisesinde tamamlamıştır. 2019 yılında başladığı Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesinde, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrenimine devam etmektedir. Şuan 4. Sınıf öğrencisi ve bir öğretmen adayı olan Berre Uçar, LEKE adlı ilk romanı ile duygu ve düşünce hayatını kaleme almıştır.
Erol Göka ve Murat Beyazyüz’ün Gerçek İnsanın Yüzünde Yazar mı? isimli Psikoloji Türündeki kitabı Kapı Yayınları’ndan çıktı. İnsanı bilmek, onu tanımlamak eski ve bir o kadar da çetin bir konu. Batı’da fizyonomi metinleri, Doğu’da kıyafetnâmeler… Bedeni bir kitap gibi okumaya çalışırken keşfetmenin kıyılarına gidip gelişler. İnsan, yüzünden ibaret görüşü her zaman ateşleyici olmuştur. Tarihin pek çok döneminde; yüz şekillerinden, mimiklerden, avuç içlerinden, giyimden kuşamdan insanın karakteri, dolayısıyla da kaderi tayin edilmeye çalışılmıştır. Erol Göka ve Murat Beyazyüz, yüz okumanın tarihten bugüne ne gibi değişimlere uğradığının peşine düşmekle kalmıyor, bugünde iz sürüyorlar. Yüz ve kişilik arasındaki bağ hala esrarını korumakla beraber, elinizdeki kitap bu yolda size ışık olacak nitelikte.Her yol bir soruyla başlar…O hâlde kendinize bir soru sorun; Gerçek İnsanın Yüzünde Yazar mı?
MUTLU YETİŞKİNLER
CATHY GLASS’ın MUTLU YETİŞKİNLER adlı Kişisel Gelişim türündeki kitabı Mona Kitap’tan çıktı. Kalıcı mutluluğun, hoşnutluğun ve başarının sırrı Cathy Glass insanın kendisine, mutlu olmayı ve iç huzuru bulmayı borçlu olduğu düsturuyla yola çıkıyor ve hayatı en iyi şekilde yaşamak isteyenlere kılavuzluk ediyor. Yirmi beş yılı aşkın süredir koruyucu bakıcılık yapan Glass, hayatın zorluklarının farkında. Bu farkındalıkla ve dünyanın dört bir yanından gelen e-postalarla birlikte insanları mutlu eden temel faktörleri belirledi. İşin sırrının her zaman yüksek bir ruh halinde yaşamak olmadığını, tüm duyguları kabul edip hayatımızın kontrolünü elimize almamız olduğunu söylüyor. Hayata dair bir rehber arayan tüm yetişkinler için paha biçilemez bir kitap olan Mutlu Yetişkinler; hedeflerinize nasıl ulaşacağınız, öfke ve stresle nasıl başa çıkacağınız, özgüveninizi ve özsaygınızı nasıl artıracağınızla ilgili önemli ipuçları veriyor.
MUTLU ÇOCUKLAR
CATHY GLASS’ın MUTLU ÇOCUKLAR adlı Kişisel Gelişim Kitabı Mona Kitap’tan çıktı. Uslu ve hoşnut çocuklar yetiştirmenin sırrı Yirmi beş yıldır koruyucu bakıcılık yapan ve ebeveynlik uzmanı olan Cathy Glass okurunu 3T tekniği ile tanıştırıyor: Talep et, tekrarla ve tazele. Cathy Glass, çoğu şiddetli duygusal ve davranışsal problemleri olan elliyi aşkın çocuğa baktığı koruyucu ailelik ve kendi üç çocuğunu yetiştirdiği ebeveynlik deneyimine dayanarak yazdığı bu kitapta çocuklara yaklaşımın sabırla ve zaman içinde öğrenilebileceğini ve bunun aslında hiç zor olmadığını gösteriyor. 3T tekniği ve ebeveynliğe dair diğer ipuçlarıyla çocuklardan sorumlu olan herkes için bir yol gösterici oluyor. Mutlu Çocuklar çocukların yaramazlık yapmamalarının nedenleri, kontrolü nasıl elinizde tutacağınız, zor bir çocukla nasıl anlaşabileceğiniz vb. gibi konuları içeren; doğal ve üvey ebeveynler, dedeler ve nineler, bakıcılar, öğretmenler ve koruyucu aileler için kılavuz bir kitap.
Kültür ve Medya Dünyası
1989 Ankara doğumludur. Evli ve 2 çocuk babasıdır. Keman çalmaya 7-8 yaşlarında başladı. İlk keman hocası o zamanlar TRT sanatçısı olan babası Cüneyt Kabacı ve sonrasında Kültür Bakanlığı sanatçısı olan amcası Tanju Kabacı’dır. 2005 yılında TRT Ankara Radyosu Gençlik korosunda ve Kültür Bakanlığı Gençlik korosunda eğitimlerine devam etti. 2008 yılında evlendi ve 2009 yılında 20 yaşında iken baba oldu. 2013 yılında 2. çocuğu doğduğunda daha 1 haftalıkken Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Din Mûsikîsi Devlet Konservatuvarını 1.'lik ile kazandı. 4 yıllık eğitim sonrasında bu okuldan 1.'lik ile mezun oldu. Sonrasında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde Yüksek lisans sınavlarını da kazanıp, oradan da mezun oldu ve hemen akabinde doktora sınavlarını da kazanıp şu an doktora eğitimine Hacı Bayram Veli Üniversitesinde devam etmektedir. 2022 yılında Kanal D'de yayınlanan Uğur Aslan'ın sunduğu Afara isimli programda orkestra şefliği görevini üstlendi. 2021'de Kültür Bakanlığı sınavını kazanıp halen Kültür Bakanlığı Keman Sanatçısı olarak görev yapmaya devam etmektedir.
Geleneksel Kukla ve Karagöz Sanatçısı Şafak Yılmaz kendisini şu cümlelerle anlatıyor : 1988 yılında Samsun’un Bafra ilçesinde doğdum. Çocukluk dönemi, köy ve okul hayatı derken tiyatro ile ilk tanışmam da ilkokul yıllarıma kadar uzanır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı piyeslerinde öğretmenlerimin yönlendirmesiyle birçok oyunda rol aldım. İlkokul ve lise yıllarımın ardından üniversiteyi kazandım ve Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Halkbilim Bölümü’ne yerleştim. Hemen hemen bütün üniversite hayatım boyunca Ankara’da Mamak Kültür Merkezi Konservatuarı’nda öğrenci olarak eğitim ve rol aldım. Burada Turgay Kılıç, Kenan Olpak gibi hocalarımın verdikleri eğitimler sayesinde Türk Halk Tiyatrosu ile de tanışmış oldum. Ustam Kenan Olpak’tan meddahlık, ortaoyunu ve Karagöz gibi hususlarda eğitimler aldım. Lisans dönemimi tamamladıktan sonra 2014 yılında Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü’nde yüksek lisansa başladım. 2016 yılında Ankara Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nde çalışma hayatıma başladım. Özellikle Karagöz alanındaki uygulamalı çalışmalarımı bu müzede ilerletmeye çalıştım. Müze çalışmalarım sırasında alanımla ilgili olarak birçok akademisyen, sanatçı ve usta ile tanışma fırsatı buldum. Bu ustalardan edindiğim deneyimlerle kendimi kukla alanında da geliştirerek, kukla yapımı ve oynatımı üzerine girişimlerde bulundum. 2018 yılında Altındağ Belediyesi Gençlik Merkezleri’nde çocuklara yönelik “Kukla ve Karagöz Eğitmeni” olarak mesleğimi sürdürürken yine belediye bünyesindeki Altınköy Çocuk Etkinlik Evi’nde Ankara Kukla ve Karagöz Atölyesi’ni kurdum. Aynı yıl katıldığım mülakatlar neticesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kukla ve Karagöz alanında “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanına ve kartına sahip oldum. 2022 yılında ise Çankaya Halk Eğitim Merkezi’nde yetişkinlere yönelik Karagöz kursları vermeye başladım. Kukla, Karagöz ve geleneksel tiyatroya yönelik tüm çalışmalarımı halen Çankaya Halk Eğitim Merkezi öncülüğünde yetişkinlere aktarmaya devam ederken aynı zamanda çocuklara yönelik çalışmalarımı da Ankara Kukla ve Karagöz Atölyesi ismi altında Altınköy Çocuk Etkinlik Evi’nde sürdürmekteyim.”
Leyla Keser 1984'te Kayseri'de doğdu, Aslen Sivaslıdır. İlköğrenim ve liseyi Kayseri'de tamamladı. Ardından evlendi ve İzmir'de yaşamını devam ettirdi. 9 yıl İzmir'de yaşadı. Daha sonrası 2011 yılında eşiyle ortak kararla Memleketi Kayseri'ye döndüler. Farklı iş deneyimleri oldu, her alanda kendini geliştirmeyi seven, enerjik, hayata küsmeyen yapıya sahiptir. Daha sonra eşine gelen Teklif üzerine Malatya'ya yerleşmeye karar verdi. 2 yıldır Malatya'da yaşamaktadır. Malatya'yı çok seven Leyla Keser 2022 yılının Haziran ayında Er Tv Programlar Müdürü Burak Altun'un teklifi üzerine televizyon medya sektörüne giriş yaptı. Bugüne kadar farklı sosyal sorumluluk projelerinde bulunan Leyla Keser halen Anadolu Üniversitesi AÖF’de eğitimini sürdürmektedir. İlerideki hedefi sunuculuk alanında ilerlemektir. Leyla Keser her cumartesi 10.30'da Er Tv'de Hayatın Renkleri isimli programı hazırlayıp sunmaktadır. Leyla Keser esprili , samimi sohbet içeren programcılığı , çok yönlü birikimi , kendine özgü sunum tarzı gibi özelliklerinin yanında pozitif enerjisi , ışıltısı ve güzelliğiyle de dikkat çekmektedir. Leyla Keser tüm bu nitelikleriyle gelecekte de adını sıķça duyacağımız çok önemli bir isimdir.
1971 senesinde dünyaya gelen Bütünsel Terapiler Uzmanı Nimet Güci, İzmir doğumludur sempatik terapist, birçok alanda başarısını kanıtlamıştır. Masal terapisti, Refleksolog, Hamile-Çocuk yogası ve Alfa Bioenerjist. Uğraş verdiği alanlara gönül vererek ilerleyen başarılı refleksolog ”Benim tüm bu alanları seçme sebebim gelecek kuşaklara kendimce kararımca küçücük de olsa dokunabilmektir.” ifadelerine yer veriyor. Sempatik gülüşü ve samimi tavırlarının yanı sıra başarısı ile de tercih sebebi olan Nimet Güci’nin hayatına daha detaylı göz atalım. Çok değişik alanlarda iş tecrübesi olan; hayatının bir döneminde İnsan Kaynakları Uzmanı olarak yine insanlara dokunan Nimet Güci, kariyer basamaklarını emin adımlarla tırmanmaya devam ediyor. Tam 21 yıldır aldığı tüm eğitimlerin yanı sıra, kendi potansiyelini yansıtabildiği ve hizmet verdiği alanı en doğru yöne kanalize edebilmek adına Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nü okumaya devam ediyor.