Aslında bu hafta geçtiğimiz yıl Türk ve dünya sporunda yaşananlara kısaca bir göz atıp, şöyle panoramik bir yazı yazacaktım. Ancak, hafta sonuna doğru gelişen bir olay, Fenerbahçe’de kadro dışı bırakılan üç ismin affedilmesi, özellikle de Volkan Demirel’in gözyaşlarıyla duygu dolu anlar, tüm planlarımı değiştirmeme neden oldu. Çünkü 2018’in spor panoramasını, bir hafta sonra da verebilirdim. Ancak Volkan Demirel olayı, daha güncel işlenmesi gereken bir konu başlığıydı. Bu nedenle, yukarıda vurgulamaya çalıştığım gibi, geçen yılın küçük bir özetini haftaya sizlerle paylaşacağımın altını çizip, Sarı Lacivertli kulüpteki bu sıcak gelişmeden söz etmek istiyorum.

Fenerbahçe’de nihayet doğru yol bulundu ve Comolli midir, komidin midir, komedyen midir nedir, ağırlıklı olarak futbol fakiri bir adamla, tecrübe eksikliği nedeniyle gaza gelen Ali Koç, büyük bir hatadan döndü. İlk yarının 8. haftasında kadro dışı bırakılan Nabil Dirar, Aatif Chahechouhe ve Volkan Demirel nihayet affedildi ve kampa katıldı. Ersun Yanal’ın da baskılarıyla, Dirar ve Chahechouhe’nun affından bir hafta sonra Volkan da affedildi.

İlk yarıyı, sondan ikinci sırada, 17. sırada tamamlayan Fenerbahçe bence, en iyi ara transfer hamlesini yaptı ve üç oyuncusunu yeniden kadrosuna ekledi. Her takımda olabilecek, son derece sıradan bir olay belki bu. Ancak bu olayı sıra dışı kılan, Dirar ve Chahechouhe’nun yönetim tarafından iki cümleyle affedildiğinin açıklanmasının ardından, Volkan Demirel’in bir basın toplantısıyla başkan ve ikinci başkan başta olmak üzere camiadan özür dilemesinin istenmesiydi.

Çok net söyleyeyim. Volkan ne kadar iyi bir Fenerbahçeli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Sarı Lacivertli renklere gönülden bağlı Volkan, istemeye istemeye de olsa, çıkıp basın mensuplarının önünde gözyaşları eşliğinde özrünü diledi ve bir şekilde ne kadar büyük bir Fenerbahçeli olduğunu kanıtladı.

Kuşkusuz insanın özür dilemesi kadar doğal ve de erdemli bir davranış olamaz. Ancak aynı hükmü giyerek, aynı şekilde cezalandırılan üç ismin içinden, ikisi kolayca affedilip bir anlamda bağışlanırken, yalnızca bir kişinin, özür dilemesi istenirse burada sanırım, en hafifinden bir ayrımcılık söz konusudur.

Sonuçta Fenerbahçe, içinde bulunduğu olumsuz duruma, pek tabi ki yalnızca bu üç ismin yokluğu nedeniyle düşmedi. Bu kesin. Ancak, bu isimlerin takıma geri dönüşleriyle gözle görülen ve lig bitiminde puan cetveline de yansıyacağına inandığım bir performans sıçraması yapacaktır. Bu da bir o kadar kesin.

Buradan söyleyeyim; Volkan Demirel, bu ‘karayağız’ delikanlı Sarı Lacivertli kulübün tarihine geçmiş ve bu olayda Fenerbahçelinin gözünde bir kat daha büyümüştür.

Hoşçakalın…