Bu gidişe artık bir son vermeliyiz.

     N’olacak yoksa hâl-i pür melâlimiz?

     Altıyüz değil, bin değil, tam altı bini aşkın mesaj;

     Açıp okumamızı bekliyor her biri peyzaj peyzaj.

x

     Ama bizlerde, hani o şuur? Nerde o merak? Nerde o bilinç?

     Hâlâ bizler ki, ne yazık oyunda oynaştayız!

     Oysa ecdadın, dünyayı titrettiği yaştayız.

     Fakat, yok bizde o gayret!

     Hayret ki bize ne hayret!

x

     Ömür boyu nimetlendik. Hayat boyu giydirildik. Dünyaya getirilişten beri yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda. Üstelik bu hayattan sonra ebedî hayatla müjdelendik. Bitmez tükenmez âsûde, rahat bir hayat; hem de ne hayat; gözler görmemiş, kulaklar işitmemiş! Ama bütün bunları yaratan, herşeyi bir tek şarta bağlamış: Ebedînin sâdık dostu olmaya...Her hâl ü kârda ebedîyiz. Ama ya nâr yani ateş içinde, ya nûr ortasında bulacağız kendimizi. Tercih bizim, yaratmak onun. Hayat okulu sonunda sınava tâbiyiz. Ya şehadetname / diploma alacağız ya tasdikname, tekdirname / azarlama tutuşturacaklar elimize! Tercih bizim sonuçlandırmak onun. Ya biz ne yapıyoruz? Senin gibi umursamazlık içindeyiz. Dünyayı çevirmişiz oyun yerine, hiç bakmıyoruz âkıbetimize! Üstelik dünya sınavından, eminmişiz gibi, gel keyfim gel, rahatlığı içindeyiz. “Böyle gecenin hayır umulur mu seherinde?” be kardeşim! İşte bu yüzden yok farkımız birbirimizden:

     Ecelle beraber başlayacak taramalar,

     Kulun tüm bunca yaptıklarını aramalar.

     Hangi yüzle çıkacağız bilmem ki katına?

     El boş, yüz kara bir haldeyken seyahatına.

     Pişman olacağız, hem de çok pişman ey arkadaş!

     Senin düştüğün hâller, tam bizlere oldu adaş!

x

     Üzülme artık, olan olmuş bir kere.

     Dünya ile âhireti de al ele.

     Ne dünyayı feda et, öte âleme.

     Ne öte âlemi kurban et, bu deme.

     Allah katında sonsuz hüsrana uğramak da var!

     Onun yanında pişmanlığının hükmü ne kadar?

     

     Pişmanlığın asıl bu türlüsünü düşün.

     Fayda verecek sana asıl bu görüşün.

     Bak gerçekleşti sende “Vâkide hayır var.” hükmü.

     Söyle yaptığın hata bu hakikatten büyük mü?