Vicdanı Olan Tabut Evler İnşa Etmesin!

Abone Ol

İnsanın doğru yargıda ve eylemde bulunması için doğuştan gelen bir yetidir aslında vicdan. Yani her insan vicdanlı doğar, bazılarında vicdanının da önüne geçecek kadar değersizleşir maneviyat. Bu tanıma uyan bazıları, yaşam serüvenimizde binlerce insanımızın neler yaşayabileceğinin de belirleyicisidir çoğu zaman. Huzur içinde yaşamak isteyen insanların barındığı, barınacağı evleri inşa etmek örneğin… Deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğini bilmek, bu gerçeğe göre hazırlanmış deprem yönetmeliğine göre evler inşat etmek, inşa edilen, edilecek o evlerde çocuk, kadın, yaşlı, genç, anne, baba, dede, aile… Yani insanların yaşayacağını bilmek ve o sorumluğun çok ağır yüküyle evler inşat etmek belirleyicidir binlerimiz, on binlerimiz için!

Unutmayın: Akademik başarısı yüksek ama kişiliği bozuk ve duygusuz ve ahlaktan yoksun yetiştirilmiş bir birey, topluma fayda yerine zarar verir. Mühendis olsa çürük binalar yapar. Doktor olsa hastalarını ihmal eder. O yüzden derslerle birlikte kişilik gelişimine de katkıda bulunmak gerekir... Ahlaklı ve vicdanlı insanların yetişmesi ülkemiz için çok önemlidir. Herkes işini layığı ile yapsa belki de bu kadar acılar çekmeyeceğiz.

Depremi yaşamak doğal, sonuçlarının bu kadar yıkıcı olması da doğal mı? Sözde deprem yönetmeliğine göre yapılmış yeni binaların da yıkılması… Deprem gerçeği olan ülkemizde böylesi acı tablonun önüne geçmek için gereken öncelikle VİCDAN sahibi olmak ile ilgili olabilir. Acımız öylesine büyük ki, öylesine tarif edilemez ki… Binlerce insanımızın yaşanan bu deprem sonrasında hayatlarını kaybetmemelerinin mümkün olduğunu bilerek yaşamak acımızı daha da katmerli hale getiriyor. Çünkü çözüm, deprem yönetmeliğine göre binalar yapmak ve insanlarımızın bu binalarda yaşamalarını sağlamak ile ilgili. Her saniye, insanlarımızın artık aramızda olmadığı haberini alıyoruz. Haberleri izlemeye kaçımız cesaret edebiliyor? “Ne zaman bitecek?”  diye soruyor enkazın altında kalan yavrumuz. İçimiz kan alıyor.  Deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür. Tabut evler bu Milletin kaderi olmamalıdır. Yaklaşan Büyük İstanbul Depreminin önemini de bu minvalde iyi kavramalıyız...

Milletimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız, siyasi partilerimiz, askerlerimiz, polislerimiz, devletimizin tüm kurumları, spor kulüplerimiz, şirketlerimiz… Tümüyle birlik ve beraberlik içinde seferber olarak elimizde avucumuzda ne varsa depreme maruz kalan vatandaşlarımıza destek olabilmek için canımızı dişimize katarak elimizden gelen ne varsa yapıyoruz. Bu duyarlılıkla hareket eden her bir bireyimize minnet duyuyorum, saygı duyuyorum. İyi ki varsınız! Unutmayın deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür. Deprem gerçeğini bilerek tedbirlerimizi mutlaka alalım. Deprem politikası bir Devlet politikası olarak ciddiyetle üstünde durulması gereken bir konu. Bu zor zamanlardan da çıkacağız inşallah.