İstikrar; kararlı olabilmektir. Emin olmaktır. Emin olabilecek kadar sorgulamayı yapabilmektir. Kontrollü ve doğru kaynakları kullanabilmektir. İktidardır…
Aynı zamanda İstikrar; İstikbal’dir, İstiklal’dir…
Birde tersi vardır. “İstikrarsızlık”…
En güzel istikrar örneği ise; çok yoğun geçen çalışma hayatında, tam da terfi almaya yakın o günlerde, uzun uzun çalışman gereken o dönemde, Anne ziyaretini en az iki günde bir yapabilendir… Ne güzel istikrardır o… Ne güzel evlattır o…
Yani akıl ve vicdanı beraber hareket etmiş istikrar, istikrarsızlığa asla dönmez…
Biraz da ekonomi penceresinden bakalım istikrara…
Evet, önemlidir çalışabilme istikrarı, çünkü işsizliğin düşmanıdır bu istikrar… Kapasite kullanım istikrarı… Toplumun düzenli alışveriş yapabilme istikrarı… Çiftçi üretimi ve sağlıklı üretme istikrarı… Refah’ın istikrarı… Fiyat istikrarı… Döviz’de istikrar… Finansal istikrar…
İstikrarlı olman gereken yerlerden birinde bozulma, yani istikrarsızlık başladığında diğerlerine de mutlaka sıçrar… İstikrarsızlık bulaşıcı bir hastalıktır. Ama tedavisi de mevcuttur…
Herhangi bir istikrarsızlık hali sürdürülebilir bir durum değildir…
Ve maalesef resmi mercilerce açıklanan 500 milyar dolara yakın dış borç rakamı, istikrarsız bir durumun sonucudur…
Enflasyon istikrarı, yani fiyat istikrarı, finansal istikrarsızlık neticesi ile sağlanabiliyorsa… Bu durumda fiyat istikrarı da kısa sürede istikrarsız hâl alır…
Son yıllara baktığımızda ortalama her yıl 60 milyar dolar cari açık vermişiz… Son onbeş yılda 700 milyar dolar seviyesinde toplam cari açık sözkonusu… Yabancılar ile yaptığımız her alışverişte biz borçlu çıktık, zarar ettik…
Onlardan çok aldık, onlara az sattık…
Döviz’e borçlandık ama geri ödeyebileceğimiz döviz topraklarımızda, piyasalarımızda kalmadı… Çoktan tükettik… Ve anladık; borçlanma ile geçici bir refah, huzur yaşadığımızı…
Bugün ise dış borca düşkünüz… Sürekli bir borç arayışı içindeyiz… Dış borç olmadan yaşayamıyoruz… Kötü bir şey olduğunu biliyoruz ama onu almadan edemiyoruz… Adeta koliğiz… Tedaviye ihtiyacımız var… Ve bunun tedavi süreci çok sancılı… Acılı…
Tedavi’ye başlamak demek bir süre acı çekmek demek, doğru… Ama aynı zamanda tedavi demek, “iyileşmek” demek, güzel günler demek…
Tedavi’nin sonunda çalışanların, iş bulamayanların, patronların, şirketlerin, hatta ülkemize fabrika açmış yabancıların bile güneşin doğuşunu daha canlı, pırıltılı görmesi demek…
İstikrar demek, İstikbal demek…