VİCDAN ÇIĞLIĞI

Abone Ol

Gülümsemek vicdan azabına sebep olurmuş. Biliyorum ki hepimiz artık gülümsemekten, ısınmaktan, mutlu olmaktan, sahip olduklarımıza sevinmekten utanıyoruz. Annesini kayıp eden çocukları görünce annemize sarılmaya utanıyoruz. Kızının buz kesen ellerini tutan babayı görünce evladımıza şefkat göstermeye utanıyoruz. Babasının cansız bedeni ile 30 saat kalan kızı görünce babamıza sarılmaya utanıyoruz. Utanılması gereken ne kadar çok şey varmış.

Bu sarsıntı sadece yeri değil vicdanımızı, yüreğimizi, duygularımızı ve bağımızı da sarstı. Pamuk ipliğine bağlı olan ne varsa yerle bir etti. Öylesine hızlı oldu ki her şey ne dünya malı yetişebildi ne de Âdemoğlu. Deprem sadece 10 ilde gerçekleşti. Bilinen kısmı ile peki ya bilinmeyen…

Bilinmeyen iller yıkımı olmayanlardı. Göçük altında kalanlar ile beraber diğer 71 ilde dehşeti yaşadı. Dünyada da ilkolanart arda gerçekleşen depremlerle bilanço çığ gibi büyüyor, süreç zorluyor.Saatler hatta günler geçtikçe mucize daha çok isteniyor. Tek yürek olduğumuz şu günlerde her an elimiz yüreğimizde yaşıyoruz.

Deprem Bölgeleri Haritasına göre Türkiye’nin %92'si deprem bölgeleri içerisinde yer alıyor. Nüfusumuzun %95'i deprem bölgelerinde yaşıyor, ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98'i ve barajların %93'ü yine deprem bölgelerinde bulunmaktadır. Bu verilere göre neredeyse ülkemizin tamamı deprem tehdidi altında bulunmaktadır. Bunlar aslında ülkemizin konumunun sonuçları. Fay hatlarıtopladıkları bu enerjiyi atmaya ihtiyaçduyuyor. Buna bir sözümüz yok.

Gün gibi açık olan bu tabloda suçu fay hattına atmamak gerekir. Bunun yerine sorumluluğunu yerine getirmeyenlere yaptırım uygulanmalı! Onlara duvarları kâğıt gibi tuğlalar ile değil; dürüstlükle örmeyi öğretmek gerek, kolonları çalınan çimentolarla değil; liyakat ile güçlendirmeyi öğretmek gerek. Konfordan önce, güvenliğin esas ihtiyaç olduğu unutulmamalı! Özveriden uzak olan bu yapılar ile yitip giden bunca hayatın, mesuliyetini kendilerine yükleyecek kadar güçlü olamaz hiç kimse.

Bu anlarda sesimizin yüksek çıkmasının tek bir gerekçesi var.Madem bunca uyarıya rağmen Hâlâ aksiyon alınmadı. Madem hâlâ öncelik görselliğe veriliyor. O hâlde sormak istiyorum. Denetim tüm bunlar olurken hangi koşulları kriter alıyordu? Hiç mi uyaran olmadı? Şu ana kadar susturduğunuz herkesi unutun. Çünkü daha zor bir süreç başlıyor. Size vicdanınızın ürkütücü çığlığını diliyorum.