Bu hafta Önce Vatan Gazetesinin bana ayrılan bölümünde sizlere çok önemli bir konuyu izah etmeye çalışacağım. Sizlerin de bildiği gibi vasi olmanın önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Öncelikle vesayetin ne olduğu, vasinin Türk Medeni Kanun'unda düzenlenen tanımı ile vesayet altında bulunan kişinin istismar edilmesi halinde yapılması gereken hukuki ve cezai prosedürlerin neler olduğunu detaylı bir şekilde açıklamaya çalışacağım.

Vesayet, kişilerin devlet tarafından korunmasını, iş ve işlemlerinin denetim altında olmak koşuluyla tayin edilen organlarca yapılmasını sağlayan hukuki prosedüre verilen isimdir. Türk Medeni Kanunu'nda vesayet altına alınmayı gerektiren sebepler şu şekilde düzenlenmiştir;

18 yaşından küçük olup, velayet altında olmamak,

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı,

Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetme,

Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olma,

Yaşlılık, engellilik, deneyimsizlik veya ağır hastalık hali (Kısıtlanacak kişinin isteği üzerine)

Vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesi, denetim makamı ise Asliye Hukuk Mahkemesi olarak kabul edilmektedir.

Türk Medeni Kanunu'nda vasinin görev ve yükümlülükleri açıkça düzenlenmiş olup tanımı yapılmamıştır. Vasi, vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından talep edilen süre içerisinde tayin edilen, Türk Medeni Kanunu'nun düzenlediği sınırlar çerçevesinde vesayet makamının talimatlarına uygun olarak vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olan kişiye verilen isimdir.

Kurumdan vasi nezaretinde izinle çıkan 18 yaşından büyük engellinin istismarı halinde alınabilecek önlemlerin neler olabileceği, sorumlular için nerelere müracaat edilmesi gerektiği hususu oldukça önem arz etmektedir. 

Vesayet makamı tarafından engelliye vasi atanması halinde artık tüm sorumluluk vasilik kararı ile birlikte vasiye yüklenmektedir. Vasi nezaretinde izin alınmak suretiyle 18 yaşından büyük engellinin istismar edilmesi halinde sorumluluk vaside olduğu kabul edilmektedir. Hukuki ve cezai sorumluluk vasiye ait olup, vasi artık yargılamanın tarafı haline gelir. Öncelikle yapılması gereken engellenin uğradığı istismarın ispatının sağlanması için araştırmaların titizlikle yapılmasıdır. Vasi tayin edilen kişi eğer fiziksel olarak istismar edildi ise mutlaka vücudunda ki istismar izlerinin ispatı için polise durum bildirilerek adli vaka ile doktor raporuna götürülmesi gerekmektedir. Eğer vasi tayin edilen psikolojik olarak istismara uğradı ise; zaman kaybedilmeden süreç polise bildirilmeli ve uzman psikolog görüşü alınmalıdır. Tüm bu süreç ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ve vasilik kararını veren Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirilmelidir. Vasinin sorumluluğunda olan engellinin başına gelen her türlü eylem ve işlemlerden vesayet makamının ivedilikle bilgilendirilmesi engellinin haklarının korunmasında ve önlem alınmasında önem arz eder. Ayrıca herhangi bir hukuki işlem yapmak suretiyle borçlandırılması gibi ekonomik olarak güçlük yaratacak bir işlem yapılması halinde ise yine durumun vesayet makamına bildirilmesi gerekir. Cinsel ya da psikolojik istismara maruz kalan engelli kişinin 18 yaşından küçük olması halinde öncelikle vasi hakkında Türk Ceza Kanun’unda düzenlenen ilgili suçlar çerçevesinde suç duyurusunda bulunulması gerekmekle birlikte, aynı zamanda 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca gerekli koruyucu ve destekleyici tedbirlerin de alınması gerekmektedir.  İlgililer tarafından Çocuk Mahkemesi hâkimi müracaat halinde çocuğun üstün yararı ilkesi uyarınca gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.