Bu hayat senin benim bizim hayatımız,
Eskiden beri düş denir, yalan dünya, hayal-i alem..
“Bir film şeridi gibi geçti o an hayatım gözlerimin önünden” çok duyduğumuz bir cümledir..
Zaten hayat bir panayır yeri değil mi? Ve herkes başrol zannettiği tek sahnesini değiştiremediği
figüranlıklarını maskeler takarak oynamıyor mu? Zaten maskelerden şikayetçiler, değil mi? Maskeler takanlar, aslını esasını hem de
hükmedememekten korkanlar değil mi? Hükümdarlar! Ruhunu saklayıp.. Ortaya atamayanlar açlıklarını... Yemeyle doyamayanlar kendilerine inananları
kurutana kadar kanını, çıkarana kadar canını! Rol aldığın hayatında başrolü..
Oynamaz mı hep başkaları?
Dar çemberi, kısır döngüyü…
Çokça yıkılışları, depremleri!
Savur kendini, at kalbini! Ölüm dediğin, yaşamaya çalışanı.. Zoru hangisi?
Kolayca kaçmaya çalışanı, boş beleş es geçeni, adam sendeeee diyeni, Ne kitabı? Hangisi? Ya da hangisiydi? Öylemi?
Tekrar ediyorum, çokça duyduğumuz bir cümledir “Hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti”
Bu cümleyi söylemeyi beklemeyelim.. Güzeli taktir etmeli, öfkeleri yenmeli, kusurları olabildiğince görmemeli..
Kısacası meşhur bir benzetme ile üç maymunu oynamalı.. ya da Polianna olmalı ;)
Kadere küsmeden kırılmadan isyan etmeden kabullenmeli.. Hayata tam gaz devam.. Mutluluk kendi yüreğinde başlar oyun senin! Kuralları sen koy. Perde açılmadan senaryoyu okumaya gerek görmeden ezberden hükmederek hayatına yön ver!
Perdeyi açın diyemesen de, VE SAHNE! diyen olmanız dileklerimle ;)