UYAROĞLU

Abone Ol

Milyarlarca insan var ve hepsinin de kendine göre bir hayatı var. Hepsinin ayrı bir fikri, ayrı bir düşüncesi var. Hepsinin bir derdi, umudu, mutluluğu, hayal kırıklığı var. Bir rutini, özeli, ailesi, ayrı ayrı kişiliği var. Hedefler, arzular, renkler ve zevkler.. Apayrı dünyaları, ruh halleri var. Milyarlarca insan bir aradayız ve hiç birimiz bir değerimize denk değil. En büyük ortak paydada buluştuğumuz din inancında bile zihinler başka, beklentiler başka.

Bir otobüs dolusu yolcuyu düşünün; Güzergah aynı, duraklar ayrı... Ne muazzam bir düzendir bu, akla hayale sığmaz. İdrak edilemez değişenlikte beraber yaşadığımız insanlar ve biz birbirimizle geçinmek zorundayız. Ya geçinmek yada geçinmeye zorlamak... Başka nasıl yürütülebilir ki bu ortak yaşam. Milyarlarca insan, hepsi ayrı bir birey, hepsinin ayrı dünyaları var. Her biri bir yöne ilerleyen bir toplum. Ve herkesin kendine göre bir amacı, kendi kabul ettiği doğrular ve yanlışları var. Hatta öyle olgular var ki biri diğerinin var olduğunu bile yok sayıyor, görmezden geliyor. Kendince kendini üstün kabul ediyor.. Irk olarak, inanç olarak, eğitim seviyesi veya en saçma şekilde teninin renginden mütevelli bir üstünlük fikrini kabul etmiş beyni. Oysa ki o kadar değişken ki insan beyni, bir gün normal kabul ettiğinin tam tersini yarın inkara girebiliyor. Peki bu kadar değişken bir beyne, zihne sahipken nasıl güveneceğiz kararlarımıza... Dünyanın düz olduğunu kabul etmiş sonra da "Hayır yuvarlaktır" diyebilmiş bir insan yaratığıyız. Düz mü, yuvarlak mı! Hangi zamana göre...!? Zamana göre değişiyor insanların doğruları. Zamana ve koşullara ve en çok ta doğruyu dikte ettirene göre, genel doğrular değişebiliyor. Toplumun genel anlamdaki doğrularını gerek ekonomik, gerek sosyal ve siyasal nedenlerle doğru olarak benimsemiş gibi görünse de bireyler, bireysel olarak herkesin doğrusu ayrı aslında. Belki saygıdan, belki korkudan, belki ekonomik şartlardan uyaroğlu olmuş pek çok insan.

UYAROĞLU; Kolay uzlaşan, geçimli, uysal kimse! Bir nevi otokontroldür uyaroğlu olmak. Baskı, şartlandırma, buyruk neticesinde bir korunma halidir. Kontrol mekanizmaları bir yere kadar etkilidir insanları gütmekte, ayrışma mutlaka olacaktır. İnsan düşünen bir varlıktır ve okudukça, çevresinde olanları gözlemleyip düşündükçe kendi doğrusuna ulaşacaktır. Kimse bilmiyor değil, bilmiyor gibi yapıyor, susuyor.. Aykırı olmanın sonuçlarının bilincinde uyaroğlu, içinden bildiğini okuyor.

Yalancı mıyım?