Milli ve dini bayramlarımızın yanı sıra ismi hatırlanmayan kutlaması bile düşünülmeyen bayramlarımız vardır. Bunlardan biri Tayyare Bayramı, diğeri 1 Temmuz Kabotaj Bayramı ile 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramadır.
Bu yazımda sözünü edeceğim; Tayyare Bayramı 1926’dan itibaren kutlanan 30Ağustos Zafer ve Tayyare bayramıdır. Milli Mücadele günlerinde 13 Haziran 1920’de Harbiye Dairesine bağlı olarak Kuvayı Havaiye şubesi kurulmuştu. Ona bağlı olarak Eskişehir’de I.Uçak bölüğü, Amasra’da deniz uçak üssü bulunuyordu. Ancak burada konuşlanan uçaklardan hiç biri uçacak durumda değillerdi. Sakarya Savaşı sırasında Yunanlıların on sekiz uçağına karşılık Türklerin yalnızca iki uçağı vardı. Onlarda Kuvayı Harbiye’nin hava üssü olan Ankara ile Polatlı arasındaki Malıköy’de bulunuyordu. Sakarya Savaşı sonrasında Ankara hükümeti İtalya ve Fransa ile bir anlaşma yaparak birkaç uçak satın almışlardı. Ancak alınan bu uçaklar silahsız olup bunların üzerine Alman makineli tüfekleri monte edilmişse de yeterli olamamıştı. O günlerde Fransız hükümetinin yapılacak anlaşma için 18 Eylül 1922 ‘de Atatürk ile görüşmeye gönderdiği eski bakanlardan M. Franklin Bouillion motorları Gnom uçağından, alınmış, kanatları patates püresiyle güçlendirilmiş bu garip uçakları görünce çok şaşırmıştı:
“ Ne delice kahramanlık,. Elbette kazanırsınız” demekten kendini alamamıştı.
Büyük Taarruzun başladığı 26 Ağustos’da bu uçaklar kullanan pilotlar kendilerine verilen bütün görevleri yerine getirmişler, top mermilerinden dönüştürülen bombaları hedeflere atmışlar, hava savaşında üç Yunan uçağını yere indirmek zorunda bırakmış ve birini de düşürmüşlerdi.
Atatürk’ün istikbal göklerdeki sözü havacılık yönünden büyük bir anlam taşımaktadır. Ayrıca 1 Kasım 1924’de meclisin açılışında bu konuya değinmiştir:
“ Yurt savunmasından söz ederken askeri alanda önemli ve etkin bir nitelik taşıyan hava kuvvetlerine yüce meclisin özellikle ilgisini ve dikkatini çekmek isterim.”
Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra Atatürk 16 Şubat 1925’de Türk Tayyare Cemiyetini (Türk Hava Kurumu) kurulmasını istemiştir. Bu cemiyetin kuruluş amacı uçak fabrikalarının kurulması ve orada avcı, keşif, eğitim ve bombardıman uçakları ile onların bütün aksamını yapmak ve pilot yetiştirtmekti. Nitekim cemiyetin kuruluş nizamnamesinin 35. Maddesinde de 31 Ağustosun Tayyare Bayramı olarak kutlanması belirtilmiştir. . Bakanlar Kurulunun 25 Ağustos 1926 tarihli kararıyla ertesi yıl bu bayram 30 Ağustos Zafer Baymamayla birleştirilerek “Zafer ve Tayyare Bayramı” ismini almıştır. Bayram süresince büyük şehirlerimizde kutlamalar yapılırken uçaklar gösteriler yapacaklardı. Bayramın kutlandığı ilk gün esnaf elde ettikleri gelirleri tayyare Cemiyetine bağışlamışlar, öğrencilere tayyare rozetleri dağıtılmış ve bir de Tayyara Piyangosu düzenlenmiştir. Ayrıca cemiyete bağışlar yapılmış; halkın yardımıyla 37 uçak satın alınmış, 1926’da Kayseri de uçak, 1932 de Eskişehir’de tayyare tamir fabrikaları kurulmuştur. Sonraki yıllarda onlara 1941 de Ankara Etimesgut’da uçak fabrikası, 1945 de Ankara Gazi Uçak motoru fabrikası eklenmiştir.
II. Dünya Savaşının yaklaştığı günlerde Tayyare Cemiyetine (Türk Hava Kurumuna) yapılacak yardımları halk memleket borcu olarak kabul etmişlerdir.
Tayyare Cemiyetinin gelirlerini fitre, zekât, kurban derileri, sigara paketlerindeki bir sigaranın vergi olarak alınması, iki cıva fabrikasının işletme gelirleri, el ve duvar ilanları, Uşak Şeker Fabrikasının her yılın ilk mahsulü ve Atatürk’ün Nutku’nun satışının bedeli kısmen karşılamıştır. Ayrıca günümüzün Milli Piyangosu o zaman Tayyare Piyangosu ismiyle bu amaçla kurulmuştur. Yine o günlerde her dilekçenin altına yapıştırılan 15 kuruşluk damga pulunun yanına bir de l kuruşluk tayyare pulu eklenmesi zorunlu olmuştur. İlkokul yıllarımdan hatırladığım kadarıyla belirli günlerde öğretmenlerimiz bizlere Türk Hava Kurumu zarflarını dağıtarak ailelerimiz gönüllerinden ne koparsa içerisine konulmasını isterlerdi. Kurban bayramlarında da sokakları dolaşarak Türk Hava Kurumu adına kurban derileri toplayanları da hatırlarım. Sonra devran değişti; kurban derilerinin önemli bir getirim olduğunu anlayan bazı dini cemiyetler derileri kendileri toplamaya başladılar. Türk Hava Kurumu adına toplananların nereye gittiğini insanlar gönül rahatlığıyla biliyorlardı. Ancak diğerleri gibi bence biraz kuşkulu…
II. Dünya savaşı sonrasında pek çok şey değişti; emperyalist güçlerin baskısıyla bir zamanlar dış ülkelere uçak satan fabrikaların üretimine 1951 yılında son verilerek kapatıldı. Bazı işlevleri Makine Kimya ile Türk Traktör Kurumuna devredildi. Günümüzde Türk Hava Kurumu Üniversitesi aynı ismi taşımaktadır. .
30 Ağustos Zafer ve Tayyare Bayramı isminden de tayyare sözcüğü kaldırıldı. Bazıları ne kadar da güzel söylemiş; Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer…