Henüz 14 yaşında babasız kaldı… Tüm zorluklar karşısında eğitimine devam etmiş ve Lise eğitimini tamamlamış Sheri Deniz… Onun en büyük isteği oyunculuk ve danstı. Sanat hayatına önce oyunculukla başladı, sonrada da sahnelerin aranan en önemli dansçıları kervanına katıldı. Kendine has danslarıyla 80’li yıllara adeta damgasını vurdu Sheri Deniz… Zeki Alasya, Metin Akpınar, Nebahat Çehre, Cüneyt Arkın gibi birçok ünlü isimle kamera karşısına geçen Deniz, oyunculuk ile dansı bir arada yürüttü.  Son olarak yapmış olduğu albümle yine isminden söz ettirmeyi başaran  ünlü sanatçıyla dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun bu keyifli sohbete…

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

Ben 14 yaşında babasız kaldım. Babamı kaybetmem ile hayatın zorlukları da başlamıştı hayatımda. Maddi zorluklar beni yormaya başlamıştı. Hayatın tüm yükü omuzlarıma yüklenmişti. Bu zorluklara rağmen Beşiktaş Kız Meslek Lisesini başarıyla bitirmiştim. Okuldan sonra çanta mağazasında çalışmaya başladım. Henüz 16 yaşındaydım. Orada f ünlü reklam oyuncusu ile tanıştım. Onunla tanışmam hayallerimin gerçekleşeceği anlamına da geliyordu. Onun yardımıyla bir ajansa yazıldım ve Yeşilçam filmlerinde rol aldım. Kısa sürede birçok filmde rol aldım.

YEŞİLÇAM’DA KEŞFEDİLDİM

Peki dansa nasıl başladınız?

Filmlerdeki başarım birçok yapımcının ve menajerin dikkatini çekmişti. Yıllarca dans eğitimi de almış bazı filmlerde dans etmiştim. Dansımı beğenen menajer birgün yanıma geldi ve  oryantal dans grubuna katılmamı istendi, bu teklif çok hoşuma gitti. Hiç düşünmeden bu  teklifi kabul ettim. Çünkü oyunculuk kadar dansta vazgeçilmezimdi.   18 yaşında Maksim Gazinosu’nda çalışmaya başladım. Katıldığım grup ta kıskançlıklar boy gösterdi. Adımı gruptan biri ile çıkardılar. Ve Dans Grubu’ndan ayrılmamı istediler. Çok üzülmüş ve ağlamıştım. Bana iftira atmışlardı. Ancak Allah’ın adaleti o kadar büyük ki anlatamam. Sonra bu kişi ile gruptaki biri ilişki yaşamaya başladı, demek ki adamı isteyip ayrılmam istendi, işleri rast gitmedi ve grup dağıldı. 2 sene onlarla çalıştıktan sonra tek başıma Oryantal Şerife olarak sahnelerde fırtına gibi esmeye başladım. Ünlü solistler ve ünlülerle ilişkilerim oldu. 5 yıl Aşık olduğum biri ile evlendim. O evlilik sanat hayatıma gölge düşürdü .Basın ile  ilişkimi kestim. En büyük hatam işle aşkı birbirinden ayıramam oldu. Durum böyle olunca magazin basını da beni unuttu.

Sonra ne oldu?

Sonra 10 sene Kapadokya'da çalıştım. Hiç sahneyi bırakmadım, işler azaldı, yine maddi sorunlar yaşamaya başladım. Durum böyle olunca tekrar sinemaya dönüş yaptım. Ancak danstan sonra kameralar artık sıkmaya başlamıştı… Setleri artık sevemiyordum… Oyunculuğu bırakmaya karar verdim. Para kazanmam gerekiyordu o nedenle  Avukat asistanlığı yapmaya başladım. Avukatın yanında çalışırken boş durmadım tabi… Bir yıl boyunca sunuculuk eğitimi aldım. Daha sonra izdivaç programlarında konuşmacı oldum, Tv'de izleyenlerden çok hayranlarım ve dostlarım oldu.

ANNEM İLE BİRLİKTE KANSER TADEVİSİ GÖRDÜK

Büyük sağlık sorunları da yaşadınız sanırım?

Bu sor karşısında gözleri doluyor… Kelimeler boğazına düğümleniyor… Evet  çok büyük sıkıntılar çektim… Canım annem kolon kanseri olmuştu. Aynı dönemde bende  meme kanserine yakalandım. Hastaneye annem ile birlikte gidiyorduk. İkimizde kanser tedavisine başlamıştık. İkimizde kemoterapi görüyorduk. Bu durumda bende ruhsal sorunlar oluşmaya başlamıştı. Stresli günlerimde Brahma Kumaris kurumla tanıştım. Ruhsal ve kişisel bilgilerle kendimi yeniden buldum ve tanıdım. Bu bilgiler sayesinde de Devlet Hastanesi'nde ayda bir iki kere kemoterapi hastalarına pozitif konuşmalar yapıyorum gönüllü olarak. İçki Sigara içmem, 15 senedir spor yaparım. Kendimi geliştirmeye adadım. 6 senedir muhteşem bilgilerin içindeyim. Meditasyon sırasında benim şarkıcı olmam gerektiğini idrak ettim, 6 senedir Şan ve Ses eğitimi Stüdyo kayıtları derken 4 single çıkarttım.

YENİ ŞARKICILAR BİR BİRİNİ EZME YOLUNDA

Müzik çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Ben asla aptal kadın değilim. Aptal kadın olmadım, olmam da… Allah'ın yardımı, yoldaşlığı ve aranjörümün desteği ile müzik dünyasında da çok iyi bir yol katlettim. Bu yoldan asla geri dönmem . Bugüne tuttuğunu koparan bir kadın oldum. Yoluma taş olanları ayağımla kenara ittim. İtmeye de devam edeceğim.  Hak ettiğim yoldayım, her şey benim için muhteşem olacak.

Gazinoları özlüyor musunuz?

Özlemez miyim… Gazino kültürü bir başkaydı. Birçok sanatçının üne kavuştuğu yerdi. Birçok sanatçının gerçek anlamda ekmek kapısıydı… Keşke kapanmasaydılar. Ben yıllarca bir dönemin ünlülerinin sahne aldığı  Maksim Gazinosu’nda yer aldım. O dönem gazinolarda disiplin, sahne edebi, sahne terbiyesi vardı. Parası çok olan ön masalarda oturur çiçekçiye, hatta WC’ye bakanlara bile  paralar akıtırdı. Yani sanatçıyla birlikte herkes para kazanırdı. Her çalışanın ekmek kapısıydı… Eskiden her şey güzeldi saygı vardı. Sahne kadınları çok bakımlıydı. Şimdikiler çok basit, bakımsız konuşmalar ve kişilikler çok  varoş, çabuk tüketmek var. Herkes birbirini ezme durumlarında çok kıskançlık var.

  

O TÜRKÜCÜ YAPTIKLARINI ÇEKİYOR

Hiç unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşmak ister misiniz?

Biz sanatçılarda anı bitmez… O kadar çok anı  var ki acaba hangisini anlatsam… İsmini veremeyeceğim çok ünlü bir türkücüyle birlikteydik. Bazı nedenlerden dolayı onunla yollarımızı ayırmıştık. Birgün o ayrıldığım türkücü sevgilimin de bulunduğu kadrodan iş teklifi geldi. Ondan ayrıldıktan uzun bir aradan sonra biriyle çıkmaya başlamıştım. Bende yanıma sevgilimi alarak o işe gitmiştim. Beni gören o türkücü küplere binmişti. Menajeri yanına çağırıp beni sahneye çıkarmamasını istemiş. Onun yüzünden ekmeğimden olmuştum. Bu duruma çok üzülmüştüm, O ünlü türkücü şimdilerde kendi sağlığı açısından  zor günler geçiriyor. Eeee etme bulma dünyası…Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste misali…


Kim bu türkücü?

Lütfen bu konuda ısrarcı olmayın. Biraz öncede söylediğim gibi ismini vermek istemiyorum. O kendini iyi biliyor. Sadece ünlü bir türkücü diyorum.

  

Dünyayı etkisi altına alan covid-19 ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Çok korkunç bir olay…Binlerce insan öldü, ölmeye de devam ediyor ne yazık ki…Son aylarda ülkemizdeki tabloda ürkütücü. Toplu taşımalar tıka basa dolu. Herkes iç içe yolculuk yapıyor. Bu virüs nasıl bulaşmasın ki… Bu çok büyük sıkıntıya acil çözüm bulmaları gerekiyor. Tabii birde vurdum duymaz bazı vatandaşlarımız. Yok kumarhanelerde kumar oynamak, eğlence mekanlarında gizlice partiler tertiplemek, yok maske kolda, ya da cepte dolaşmak…Çok ayıp çok…Hem kendi canlarını hem de toplumun sağlığını tehlikeye atıyorlar. Bu tür insanlara bence en ağır ceza uygulanmalı. Kimsenin kimsenin sağlığıyla oynamaya hakkı yok.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkürler

Ben teşekkür ederim Habib bey