2000’li yılların başında Marmara Gurubu’nun (Akkan Suver ve Engin Köklüçınar) düzenlediği Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin birinde Rusya Büyükelçisi Albert Çernişev ile karşılaşmıştım. Yanında 3-4 adam ile dolaşıyor, ellerinde bavul gibi çantalar, herkesle ve her şey ile ilgililer, konuşmacıları dikkatle dinliyorlar, ciddiyetle not alıyorlardı.  Bir kahve arasında tanıştık, kendisine Çin’in Mançurya ve Sibirya’ya iskân planları hakkında sorular sordum. Cevap vermek bitarafa ne duydun gibilerden, ağzımı aramaya başladı, ne biliyorsan anlat gibisinden, sonra her zirvede karşılaştığımda beni tanıdı, gündemdeki konuları anlattı. Hatta bir konuşmasında artık sıcak denizlere inmeyeceğiz, Antalya’yı ele geçirdik dedi, herkesi güldürdü. Sonra bu zatın Rusya’ya döndüğünü ve Rus Milli Güvenlik Kurumu’nun başına geldiğini gazetelerden okudum. Bunu neden anlattım. Rusya’nın gelecek tasavvurunu ve stratejik hedef planlarını hazırlayan bu zat hakikaten çok iyi yetişmiş bir diplomat ve istihbaratçı idi. Özellikle Balkan milletlerinin delegelerinin bütün konuşmalarını dikkatle dinliyor, gereken notları alıyor, herkesin niyetini anlamaya çalışıyordu. Rus Milli Güvenlik Kurumu’nun başına getirilen bu zat bu günlerin Rusya’sının ayağa kalkışının planlarını o zamanlardan beri yapıyordu. İşte bu kurul çok iyi yetişmiş diplomat, istihbaratçı ve akademisyenlerden oluştuğu için Rusya’nın SSCB’nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan fırsat ve jeopolitik imkânları cesaretle değerlendirmeye başladı.

Bu dönemde Yahudiler Putin’i iktidara getirdiler. Putin’i, arkadan Çernişev’in teşkilatlandırdığı kurum yönetti, Putin, Rus milliyetçiliğinin simge ismi oldu. Rusya, 2015’de Suriye’nin tekrar Türkiye’nin egemenlik alanına girmesini önlemek için Yahudi lobisinin emri ile Ortadoğu’ya geldi. Deli dana gibi her tarafı bombalamaya başladı,  kendini Osmanlı ve Türk hisseden Suriyelilerden 100 bin kişiyi öldürdü. Biz bir şey yapamadık. Ancak Putin, Rus Milli Güvenlik Kurulu’nun kararlarını uygularken zaman zaman İsrail’in çıkarlarına da zarar verdi. Her ne kadar İsrail’in Suriye’de operasyon yapmasına müsaade etse de, İsrail onun kendilerine daha fazla hizmet etmesini bekledi. Ancak daha fazlasını yapamadı.

Putin, İsrail’in bir daveti üzerine Netenyahu’nun ayağına gittiğinde, Netenyahu onu oturarak karşıladı. Sözde, ayağında çıkan bir rahatsızlık nedeniyle Netenyahu ayağa kalkamamış! Karşılama resimleri bütün dünyaya servis edildi, Rus milleti küçük düşürüldü. O görüşmenin resimlerine baktığımda şunu gördüm; Netenyahu mütekebbir bir pozda oturmuş, Putin kedi gibi sinmiş ellerini ovuşturuyor. Muhtemelen, Netenyahu, Putin’e şöyle söylüyor; “Seni oraya biz getirdik, Rus milletinin başına biz diktik, ulan ne biçim Yahudisin, biz ne emir verirsek onu yapacaksın, Rusya’nın çıkarı mıkarı anlamayız, senin birinci vazifen goyimlere hizmet değil, benim emirlerime itaattir. Biz ne dersek o olacaktır.” Putin’de resimlerde görüldüğü gibi muhtemelen elini ovuşturarak, boynunu bükerek efendisine şunları söylemiş olmalı: “Pozisyonumu açık edersem Ruslar beni öldürür, o makamda tutmazlar, ancak bu kadarın yapabiliyorum. Lütfen beni mazur görün efendim”

Şimdi şunu bir düşünün: Rusya, Suriye ve Libya’da bulunarak Rus milletine hangi faydayı sağlıyor? Hangi stratejik çıkar uğruna insanlar ölüyor, Rus milletinin parası harman yeli gibi savruluyor? Rus milletinin bu işte kazancı ne? Bunca masraf, boş yere saçıp savurma, bombalama, nefret kazanma Rus milletine ne yarar sağlıyor? Eğer, böyle yapmakta Rusya’nın bir çıkarı var derseniz, sizin ahmaklığınıza hükmetmek istemem!

Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız ve Prof. Dr. Mahir Kaynak Hocamızın ruhu şad olsun. Bunları defalarca anlattılar. Konuşma ve videolarına bakınız gelecekten haber veren evliya sanırsınız. Diyoruz ki Yahudi entrikalarını görmeden 18-19-20 ve 21. yüzyıl tarihini anlayamazsınız. Ukrayna Savaşı, Yahudi’nin kayıkçı kavgasıdır. Ukrayna’yı Yahudi hâkimiyeti altına alma operasyonudur. Bu uğurda Putin elinden gelen hizmeti kusursuz yerine getiriyor. Yahudi amalına var gücü ile hizmet ediyor. Küresel Yahudi sermayesi oyun üstüne oyun kuruyor, kâğıtları sürekli karıyor dünyanın her yerinde sorun çıkartıyorlar ama bir türlü fesat programları tutmuyor. Sonunda hüsrana uğrayacaklar. Müslümanlar, Türkler bu kavganın içinde yer almamalıdır. Bu kavga, kazananı olmayan bir savaştır. Kör dövüşüdür. Talût’un askerlerinden yasak su içmeyenler kurtuldu. Bu savaşa taraf olmayanlar kurtulur. Bu savaşta taraf olanlar kahrolur.