Hiç düşündünüz mü? 

       Ülkemizin gök kubbesinde her birimizin, ülkemizin meramını anlatan milyarlarca kelime dolaşır!

       Kimimizin derdini, kimimizin acısını, kimimizin sevinç dolu coşkusunu anlatır. Aslında o kelimeler, o ülkede yaşananların da adıdır.

       Günün ilk ışıklarıyla birlikte öncelikle aşağıdaki kelimeler yayılır ülkemizin her yanına:

       ‘’Günaydın – Hayırlı İşler – İyi dersler – Hoşça kal – İyi yolculuklar – Aloo – Merhaba – Seni şimdiden özledim  - Allahaısmarladık – Tabii – Hay, hay – Öpüyorum – By, by – Hayvanların yemini verdin mi kızım? – Sütü sağdım ana - Bizim köyde internet yok ki! – Babam çok fakir tablet alamaz ki! Bu yıl da mahsul elde kaldı, ne edeceyik ki? ’’      

      Gün ilerledikçe kelimelerin ritmi de değişir, günün ağırlaşan koşullarına uyum sağlar.

       Bu defa da;

       ‘’ Nasıl yani? – Olmaz öyle şey – Neden? – Toplantı başladı, neden geç kaldın? Çok geç artık! – Çık dışarı – Hemen terk et odayı! – Çok pahalı alamam! – Biraz indirim yapsanız olmaz mı? – Neee! – Nerede? – Saatlerdir seni bekliyorum! – Çok acıktım, yemekteyim - Cep telefonunu neden açmadın? -  Bugün aşı olacağız unutma!- Bir kahve içelim mi? – Hayri Ağa bir tavla partisi yapalım mı? - Bizim köyün minibüsü gelmedi daha! – Haydi kız, hayvanları topla gayrı gün batıyor! ‘’  Kelimeleri, cümlecikleri uçuşur her yanımızda…

         Ve akşamın gelmesiyle birlikte söylenen her kelime, her cümlecik aslında bizi, bize anlatandır:

        ‘’Çok geç artık! – Neredesin sen bakayım? – Gelirken, ekmek almayı unutma. – Yine geç kaldın! – Yemek hazır neredesin? – Okuldan sonra buluşalım mı? – İş çıkışı mutlaka görüşelim. – Oh nihayet evde olmak ne güzel! – Merhaba hayatım – Hoş geldin -  Günün nasıl geçti? – Sorma öylesine yoruldum ki! – Babam hala tarlada ana – Hayvanları yemledim - Haydi, herkes sofraya – Of yine mi patates anne? –  Hadi hanım kahvemizi balkonda içelim ‘’

        Akşamın kasvetiyle sarmalanan günün son saatlerine doğru giderken zaman;

       ‘’Of, yarın ne çok iş var! – Haberler başladı mı? - Her gün sınav, sınav böyle hayat mı olur ya? – Yarın alışverişe çıkacağım hayatım, kartta yeterli para var mı? – Maaş çoktan bitti! Kartta para mı olur? – Bu ay ev kirasını da ödeyemedik! – Çocuklara daha önlük, kırtasiye alınacak! - Bu akşam televizyonda ne var? - Yarınki toplantıda patron ne açıklayacak acaba? – Yarınki buluşmamız için bu elbise çok iyi -  Telefonun çalıyor açsana! – Kimden geldi o mesaj? Bıktım artık bu hayattan? – Televizyonda dizim var benden bir şey istemesene! -  Yeter artık saatlerdir bilgisayarın başındasın - Ne çok yorulmuşum, şöyle bir uzanayım! – Koltukta uyuklayacağına kalk git yatağına – İyi geceler aşkım – Tatlı rüyalar balım – Dün gece çok horladın ‘’bey’’, bir doktora başvursana! – İyi geceler hanım sana da – Be adam ağıldan sesler gelir bir baksan ya! ’’ Konuşulan kelimeler genelde budur; bu cümleciklerle gün son bulur…

     Ya Türkiye’nin gündemini belirleyen kelimeleri, cümlecikleri hiç düşündünüz mü? Onlar ki,  yaşam geleceğimize de yön verirler!

     O kelimeleri, cümlecikleri sıralarken içlerinde kulağa hoş gelen, içimizi açan, çevresine neşe saçan var mı onunla başlayayım diye çok araştırdım ama ne yazık ki, bulamadım diyecektim ki! 

      Dün ‘’Filenin Sultanlarından’’ kadın voleybol takımımızdan yeni bir başarı haberi daha geldi: Avrupa üçüncüsü olmuşlardı. Aşağıya sıralayacağım ülke gündeminin en güzel, kulağa en hoş gelen ilk haberi buydu.

      İşte ülkemizi anlatan, yaşadığımız son dönemde uçuşan o kelimeler paketinin öne çıkanları:

      ‘’ Pazarda dahi her şey ateş pahası! – Mutfaklarda yangın var, et yılda bir defa yenir hale geldi - Enflasyon aldı başını gidiyor! – Memur ve İşçi maaşlarında verilen zam enflasyon rakamının çok altında kaldı! – İşsizlik giderek artıyor! – Ev kiraları aldı başını gidiyor! – Ormanlarımızla birlikte ciğerlerimiz de yandı – Sel felaketinde onca kayıptan ders alındı mı acaba? - Salgın rakamları korkutucu boyutta! – Hala aşı olmayan milyonlarca insanımız var! – Aşı olmayanlar için bazı sınırlamalar getirildi! – Salgın her gün yüzlerce can alıyor - Okullarda yüz yüze eğitim nihayet başlıyor – Kırtasiye malzemeleri çok pahalı -  Okullarda salgına karşı yeterli önlem alındı mı? – Teröre bir şehit daha verdik – Köylünün alın teri ürünleri tarlada kaldı! - Dolar yeniden düşüşe geçti – Suriyeli göçmenlerden sonra, bir de Afgan göçmenleri sorunu var! – Siyasilerin söylemleri hep aynıydı: Kimine göre Türkiye son çeyrekte şahlanmış, Ağustos ayı itibariyle enflasyon düşüşe geçecekti; kimine göreyse, ülkenin görüntüsü hiç de iç açıcı değildi! – Dış ilişkilerimizde yaşanan önemli bir gelişme de yoktu! ‘’

       Şimdi hayatımızın uçuşan kelimeleriyle, Türkiye’nin gündemini belirleyen kelimelerine bir bakalım:  İçlerinde içimizi açan, geleceğimize umut saçan bir cümlecik, bir kelime var mı?

       Ülke gündeminde yaşananlar, bizlerin hayatını o kadar çok etkiliyor ki! Konuştuğumuz cümlelerin içi, çevremizde uçuşan kelimelerin çoğunluğu sıkıntı, keder ve acı dolu! Böylesine güzel bir ülkede yaşamımızı belirleyen kelimeler, cümlecikler bunlar mı olmalı? 

      Yoksa yaşam geleceğimizi belirleyen bizler; etrafımızda uçuşan bu bol acılı, sıkıntı soslu kelimelere çok mu alıştık, onlarsız yapamıyoruz artık! 

      Ya da umudun adını dahi unuttuk mu sanırsınız!

      Yok, öyle bir şey… Bizim özlemimizde de, ülkemizin geleceğinde de yaşanacak daha çok güzel günler var! 

      Öyleyse hayatınıza yön veren, çevrenizde uçuşan kelimelerin arasında umuda da, sevgiye de yer verin.  İnanınız umut ve sevgi; hem bizlere, hem de ülkemize çok iyi gelecektir.