Hatay ili güneyinde, yapılan ikazlara aldırmayarak sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürülmesinin ardından ortaya çıkan kriz, hala gündemde baş köşede. 
Türkiye’nin sağduyuyu öne çıkarma teşebbüsleri, Rusya’da henüz kabul görmüşe benzemiyor. 
Rus Dışişleri Bakanı Ankara ziyaretini iptal etti. 
Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşme talebine olumlu yanıt vermedi. Türkiye’den özür ve tazminatla birlikte sorumluların cezalandırılmasını beklediklerini açıkladı. 
Rusya ayrıca Türkiye’ye karşı bir dizi ekonomik tedbirler almaya başladı. 
Sadece bu tedbirlerle yetinmedi bir yandan Suriye’deki askeri varlığını artırırken bir yandan da Bayırbucak bölgesinde Türkmenleri bombalayarak, Esat güçlerini desteklemeye devam etti. 
Rusya’nın aldığı ekonomik önlemler Türkiye’yi bir ölçüde zora sokacak olsa da, Rusya’nın hiç değilse bu safhada pek de haklı olmayan talepleri karşısında, Türkiye’nin boyun eğmeyeceği de çeşitli vesilelerle ortaya kondu. 
Ayrıca bu ekonomik tedbirler sadece Türkiye’yi mi zora sokacak? 
Ekonomik alanda ortaya çıkacak fatura için her iki tarafın, yani Türkiye ve Rusya’nın yeni alternatiflere, yeni planlara yönelebilecekleri ortadadır. Ancak İkinci Cihan Savaşı’ndan bu yana özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, uzun emeklerle varılan Türk-Rus münasebetlerinin onarılamaz hale gelmesine ramak kalmıştır. Putin’in tavırları da sanki bu süreci hızlandıracağa benzemektedir. 
Aslında Putin’in bu tavrı Rusya’nın Suriye’ye yerleşme hedefinden kaynaklandığı aşikar gibidir. Nitekim ABD, NATO ve AB; Türkiye’yi desteklerken Rusya’ya gözdağı verir gibi bölgedeki askeri varlıklarını artırma kararı da aldılar. 
Bu kararlar bir anlamda daha yeni varılan Viyana mutabakatına bir katkı anlamı da taşımıyor mu? 
Batı Suriye’yi, Kırım gibi kolayca teslim edeceğe benzemiyor.