Bu haftaki yazıya birbiri ardına gelen iki büyük başarıyla başlamak istiyorum. Bunlardan ilki, Turkish Airlines Euroleague Final Four’da şampiyon olan Anadolu Efes’e. Barcelona’yı finalde deviren temsilcimizi ayakta alkışlıyorum.

Bir diğer kocaman alkış da, Azerbaycan’ın Bakü kentinde düzenlenen Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda bireysel kadınlar kategorisi finalinde Ayşe Begüm Onbaşı altın madalya kazandı ve dünya şampiyonu oldu.

‘Nicelerine’ diyerek, bu iki önemli zaferin ardından gelelim bu haftaki konumuza.  

Şampiyonluk ipini göğüsleyen Beşiktaş’ı önceki haftaki yazıda gönülden kutladığımı belirtmiştim. Süper Lig’e yükselen üçüncü takımın da belirmesiyle,  Adana Demirspor ve Giresunspor ve son bileti kapan Altay’ı da alkışlıyorum.

Türk futbolunun tartışmasız büyük camialarından biri olan Adana Demirspor’un, sezon içinde zaman zaman hedeften uzaklaştığını, hatta Play off hedefini bile sıkıntıya soktuğunu gözlemledik. Ancak son haftalarda rakiplerinin de hatalarını değerlendiren Adana Demirspor ipi rakiplerinin önünde göğüsledi. 

Takımını şampiyon yapan Samet Aybaba’ya da ayrı bir parantez açıp başarısına dikkat çekmek istiyorum. Teknik adamlık kariyerinde Kayserispor ve Sivasspor’la da şampiyonluk gururunu yaşayan Aybaba’nın, Ümit Özat’la başlayıp Cüneyt Dumlupınar’la devam eden Mavi Lacivertlilerimutlu sona ulaştırmasının, çok önemli bir başarı olduğununu altını çizmek istiyorum. Umarım, 26 yıllık hasretini bu yıl gideren Adana Demirspor ligde kalıcı olur.

Özellikle sezonun ikinci yarısında ortaya koyduğu performansla uzun süre liderliğini sürdüren ancak Adana Demirspor’a averajla şampiyonluğu kaptıran Giresunspor’un başarısının da taktire şayan olduğuna vurgu yapmak gerek.

Tarihinde 1971 yılında yükseldiği Süper Lig’de altı sezon oynadıktan sonra 1977’de veda eden Çotanaklar, 44 yıllık bir aradan sonra, Ümit Şengül’le birlikte bu mutluluğa bir kez daha ulaştı. Karadeniz’in köklü kulüplerinden olan Giresunspor’un Süper Lig’e renk katacağına eminim. Dilerim, çok uzun yıllar sonra yakalanan bu başarıyı, ligde kalıcı olarak sürdürürler.

Ve Süper Lig’e yükselmek için kalan tek bileti, kendisi gibi bir İzmir ekibi olan, Altınordu’dan kapan Altay’ı da gönülden kutlamak istiyorum.

Yücel İldiz’le başladığı sezona Osman Özköylü’yle devam eden ve bitime iki hafta kala, Türk futbolunun efsanelerinden, kendi öz çocuğu Mustafa Denizli’yi takımın başına getiren Altay, 18 yıl sonra Süper Lig kervanına yeniden katıldı. 

‘Büyük Altay’ mottosuna uygun bir performansla sezon boyunca ligin üst sıralarında kendisine yer bulan Siyah Beyazlı takım üçüncü tamamladığı sezon sonunda play off oynama hakkını elde etti. İlk turda İstanbulspor’u iki maçta da yendi ve Samsunspor’u safdışı eden Altınordu’yla final yaptı. Rakibini son dakikalarda bulduğu golle eleyen Altay mutlu sona ulaştı.

Gelecek sezon, üç farklı bölgeden üç farklı takım olan Adana Demirspor, Giresunspor ve Altay’ın da katılımıyla birlikte ligimizin çok daha renkli çok daha heyecanlı ve kaliteli olacağına inanıyorum.

Hoşçakalın…