Ülkelerinin Uluslararası Adalet Divanı, (UAD) 5 Mayıs'ta Libya'nın "İsrail'in eylem ve ihmallerinin, Gazze'deki Filistinlileri ulusal, ırksal ve etnik grubun bir parçası olarak yok etmek için gerekli özel kastla işlendiklerinden soykırım niteliği taşıdığını" gerekçe göstererek, İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma talebinde bulunduğunu açıklamıştı.

Libya dışında Nikaragua ve Kolombiya da UAD'deki İsrail aleyhine açılan soykırım davasına resmi olarak müdahil olma başvurusunda bulunmuş, Türkiye ve Mısır ise davaya müdahil olacağını duyurmuştu. Libyalılara ülkelerinin davaya müdahil olma adımı konusunda mikrofon uzattı.

"Ülkemin davaya müdahil olması şeref ve gurur kaynağıdır"

Trablus Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Alaaddin el-Usta, ülkesinin UAD'de İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma adımının bir Libyalı olarak kendisi için şeref ve gurur kaynağı olduğunu söyledi.

Ülkesinin bu adımı atan yetkililerine teşekkür eden Usta, UAD'in her zaman güçlünün yanında olduğunu, Allah'a güvendiklerini ve umutlarının Allah'tan olduğunu, İslam ülkelerinin yaklaşık 8 aydır süren İsrail saldırılarının durdurulması için UAD'e daha fazla baskı yapması gerektiğini ifade etti.

Rusya'da Müslümanlar, Kurban Bayramı namazında camilere akın etti Rusya'da Müslümanlar, Kurban Bayramı namazında camilere akın etti

Usta, "İslam ülkeleri ve özellikle Arap ülkelerinin bu davaya dahil olması ve UAD üzerinde baskı oluşturmak için Güney Afrika ve Libya'nın adımını desteklemesi gerekir." dedi.

"İslam ve Arap alemi bu davaya müdahil olmalı"

Başkent Trablus sakinlerinden Mutez Muhammed bin Zehra da ülkesinin UAD'deki davaya müdahil olmasından mutluluk duyduğunu ve bu kararın Libyalıların vicdanını ifade eden bir adım olduğunu kaydetti.

UAD'den İsrail aleyhine bir karar çıkıp çıkmamasının önemli olmadığını, 20 yıl önce İsrail'in böyle bir soykırım davasında yargılanacağını kimsenin hayal bile edemediğini aktaran Bin Zehra, "İslam dünyası, Arap dünyası ve tüm halklar bu davaya müdahil olmalı. Çünkü Filistin davası her açıdan; din, insanlık, ahlak ve hukuk açısından tek adil davadır." şeklinde konuştu.

"Büyük İslam ülkelerinden kardeş Türkiye'nin davaya müdahil olmasını temenni ediyorum"

Trabluslu Dr. Saad Ali et-Tayib ise Libya'nın Filistinlileri, Filistin davasının başlangıcından beri desteklediğini ve UAD'deki davaya müdahil olmak konusunda Libya'nın geç kaldığını ancak geç kalınmış olsa da ülkesinin bu adımının hiç müdahil olmamaktan iyi olduğunu ifade etti.

UAD'nin adil bir karar vereceğine inanmadığını, UAD'i "bitap" bir mahkeme olarak gördüğünü dile getiren Tayib, çok sayıda ülkenin davaya müdahil olmasıyla belki Filistin davasının lehine bazı tedbirler alınma ihtimali olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Tüm İslam ve Arap devletlerine davaya müdahil olma çağrısı yapan Tayib, "İslam devletlerinin, özellikle büyük İslam ülkelerinden, elinde büyük imkanları olan kardeş Türkiye'nin, hatta İslam ülkesi olmasa bile bir insanlık görevi olarak tüm devletlerin bu davaya müdahil olmasını temenni ediyorum." dedi.

"UAD adil bir hüküm vermek istiyorsa Filistinliler lehine karar vermeli"

Gazeteci Muhammed et-Tubel de Filistin davasını destekleyen her adımın destekçisi olduğunu, ülkesinin de açık bir şekilde Filistin'in ve hakkın yanında duruş sergilediğini söyledi.

Adil bir hüküm vermek istiyorsa UAD'nin Filistinliler lehine karar vermesi gerektiğini belirten Tubel, ancak davadan adil bir sonuç çıkması konusunda olumlu düşünemediğini ifade etti.

İslam ülkelerinin davaya müdahil olmasının Gazze'deki katliamın durması için diğer ülkeleri de etkileyeceğini aktaran Tubel, "İslam ülkelerinin, Filistin davasını desteklemesi zorunludur, farz-ı ayındır. Ben buradan tüm İslam ülkelerine UAD'deki davaya müdahil olmaları ve Filistin halkının yanında olmaları çağrısı yapıyorum." diye konuştu.

Kaynak: AA