Bugün bir takım gazete, televizyon gibi basın yayın organlarında ve siyasî ortamlarda Batı emperyalizminin yerli işbirlikçileri, fonlanarak semirmiş primle çalışan bazı memurları, etnik arızalı İslamcı görünümlü bazı ibişler, Türk ordusu düşmanlığının dozunu pervasızca artırmaya başladılar. Olur olmaz bahanelerle, eften püften gerekçelerle Türk ordusunu yıpratma, pasifize etme, Türk milletinin gözünden düşürme çalışmaları kapsamında yoğun bir propaganda faaliyeti içerisindeler. Türk ordusunun PKK eşkiyasına karşı şerefli bir şekilde görev yapmış generallerinden tutun da en küçük rütbeli erlerine kadar bir bütün olarak Türk ordusu, başarısız, kötü ve çirkin işler yapan karanlık bir odak olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Bütün bunlar, rastgele yapılmıyor tabii.
Türkiye’de “Türkiyeli!” bazı gazeteci, siyasetçi, sivil toplumcu, Sorosçu, liberal, Kürtçü, Ermenici, bilmem neci birtakım kişi ve kurumların Türk ordusuna yönelik yıpratma ve etkisizleştirme çalışmaları bir projenin yürürlüğe konma aşamasıdır. Bu proje, Amerika ve Avrupa Birliği ve onların yerli işbirlikçileri kaynaklıdır.
İster Amerika ister Avrupa Birliği; fark etmez, bunlar bir bütündür ve Batı adı altında bize karşı müttefik bir bloktur. Batının Türk ordusu düşmanlığının sebebi, büyük Haçlı-Siyon emperyalist projesinin Türk’ün çelikten iradesinin somutlaşmış şekli olan Türk ordusu tarafından akamete uğratılmış olmasıdır. Batı, Mondros Mütarekesi sonrası süreçte Türk milletini toptan imha ederek, Anadolu’yu kendi güdümünde kabile devletçiklere bölüştürmek ve bu yolla coğrafyamızda kesin hâkimiyet kurmak istiyordu. Sevr projesi onun, Anadolu Türklüğünü yok etme planının bir parçasıydı. O zaman bu projeyi akamete uğratan asil Türk yiğidi, büyük Atatürk ve onun önderliğindeki bağımsızlık irademiz Kuva-yı Milliyye, Batı emperyalizminin bütün heveslerini kursağında bırakmıştı.
Batı emperyalizmi, şanlı Millî Mücadelemizle yüz geri edilmişti ama Batı, Türklüğü yok etme planlarından vazgeçmedi, erteledi. O zaman askerî emperyalizmle başaramadığını bugün siyasî, kültürel ve ekonomik emperyalizm planlarıyla yeniden yürürlüğe soktu. Batı emperyalizmi, bugün içinde bulunduğumuz coğrafyada kendi güdümünde bir Kürdistan kurdurarak, Ermenistan ve Yunanistan topraklarını bizim aleyhimize genişleterek, Kuzey Kıbrıs Türk vatanını Rumlara teslim ederek, Türkiye’yi İsrail’in destekçisi yaparak, Türk milletini de işsiz, aşsız, topraksız, fabrikasız, devletsiz, parasız pulsuz, dinsiz, donsuz, hedefsiz, milliyetsiz bırakarak yani elinde avucunda maddi manevi nesi varsa alarak, yok ederek cascavlak orta yerde bırakarak Sevr’i yeniden gerçekleştirme emellerine kapılmıştır. Ülkemizde Batı, bu emperyalist projesine yardımcı olan işbirlikçiler vasıtasıyla önünde engel olarak gördüğü Türk ordusunu yıpratma kampanyası başlatmıştır.
Zaman zaman Batılı emperyalistler, Türk ordusundan duydukları rahatsızlıkları dile getirmekten çekinmiyorlar.
Emperyalist Batı ve liberal, İslamcı görünümlü, Türk düşmanı etnik ırkçı yerli işbirlikçileri, Türk Anayasasından ve Türk Devletinin tüm kurumlarından Atatürkçülük dahil bütün millî Türk motiflerini ve özelliklerini yok etmek istemektedirler. Ancak Türk ordusunu bu amaçları için engel olarak görmektedirler.
Emperyalist Batı ve yerli işbirlikçileri, Türk millet bütünlüğünü etnik kökenlere dayalı kabilelere, kavimlere ayırmak; böylece birbiriyle çatışma içinde olan parçalara bölmek istemektedirler. Ancak Türk ordusunu bu amaçları için engel olarak görmektedirler.
Emperyalist Batı ve yerli işbirlikçileri, vatan toprakları dahil ekonomik değeri olan her şeyi Türk’ün elinden alarak kendileri efendi, Türkleri de köle yapmak istemektedirler. Ancak Türk ordusunu bu amaçları için engel olarak görmektedirler.
Emperyalist Batı ve yerli işbirlikçileri, ılımlı İslam, dinler arası diyalog bilmem ne adı altındaki sinsi faaliyetleriyle Türk milletinin saf İslam imanıyla oynamak, sağlam ve hakiki Müslümanlık ruh ve kültürlerini önce gevşetmek, sonra yok etmek istemektedirler. Ancak Türk ordusunu bu amaçları için engel olarak görmektedirler.
Hasıl-ı kelam, emperyalist Batı ve yerli işbirlikçileri, bugün tam bağımsız ve bağlantısız hür bir Türk devleti kuran Türk ordusunu insanlık dışı bütün sinsi emelleri önünde bir engel olarak görmekte ve bir an önce bu engeli aşmak istemektedirler. Dışardan ve içerden gelen bütün saldırıların amacı budur. Türk ordusunun, Türk milletinin ve Atatürk’ün ordusu olduğunun bilinciyle dimdik ayakta durması, haricî ve dahilî bedhâhları kudurtmaktadır.