TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİ AVRUPA BİRLİĞİNE NE KATACAK

Abone Ol
Buna rağmen, AB Dönem Başkanı İngiltere Dışişleri Bakanı Jach Straw ve Başbakan Tony Blair, yaptıkları açıklamalarda, "Avrupa Birliği, Türkiye'ye verdiği taahhütleri yerine getirecek ve Üyelik Müzakerelerine 3 Ekim 2005 tarihinde başlanacaktır" demişlerdir. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'nin yerinin, Çağdaş, Medeni ve Medeni Batı Dünyası olduğunu, her vesile ile kesin ifadelerle ifade etmiştir. Bugün, ülkemizi bu hedeften saptırmaya ve geri/yobaz toplum olmaya dönük hareket ve Teşebbüsleri, maalesef izliyoruz. Ne yazık ki, bu planlı, bilinçli ve sinsi hareketler, insanlarımızın temiz din duyguları ve inançlarını istismar edilerek yapılmaktadır. Türkiye, Laik ve Demokratik bir Cumhuriyettir. Türkiye, Arabistan, İran, Irak, Suriye, Pakistan vb. İslam Ülkelerinden tamamıyla ayrıdır. Onlar gibi olması beklenemez. Türkiye'de, Büyük Atatürk'ün kurduğu laik, Cumhuriyete sonsuz bağlı gençler ve zinde kuvvetler vardır. Türkiye, fertlerinin; medeni, çağdaş, sosyal refah standartlarına ulaşmış bir ülkede mesut ve ileri bir toplumun şartlarının haiz olarak yaşamasını istiyorsa, mutlaka AB'ye girmelidir. AB, bir çağdaş ve medeni yaşam yaklaşımıdır. Daha düne kadar, Yunanistan, Portekiz, İspanya; Türkiye ile aynı şartları taşıyordu. Bu ülkeler, AB üyesi olduktan sonra, Milli Gelirleri (Per Capita) $ 2000-$ 3000 dolarlık seviyelerden $ 20.000'ın üstüne çıktı. Biz ise, hala $ 4000' lar civarında dolanıyoruz. Gümrük Birliğine karşı olanlar, bugün Türkiye'nin ihracatının % 66'sının AB ülkelerine olduğunu unutuyorlar. Bugün Türkiye'ye, yabancı sermaye gelmemesinden yakmıyoruz. Oysa, AB tam üyesi olmuş ülkelere yabancı sermaye, tereddütsüz akıyor. Tabiatıyla, ülkemize yabancı sermaye gelmesin diyede, bizde elimizden geleni yapıyoruz! Öte yandan; AB'ye tam üyelik, AB'ye de büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye; 28 ülkeli AB üyeleri arasında, ekonomik büyüklük açısından ilk 10'dadır. Türkiye'nin yaratığı Katmadeğer AB Üyesi olan 12 ülkenin toplamından fazladır. Türkiye Satınalma açısından $ 450 Milyar ile AB Ülkeleri arasında, 6 ncı sırada. Türkiye GSMH Büyüklüğü açısından da dünyanın en büyük, 18. Ekonomisi olma özelliğini koruyor. 500 milyon nüfusa sahip, Avrupa Birliği, 72 milyonluk Türkiye ile güç kazanacak, 72 milyonluk yeni pazara sahip olacaktır. Bu Pazar, mukayeseli üstünlüklere göre, değerlendirilecektir. AB ülkelerinde büyüme hızı % 2.7. Türkiye'de ise bu yüzde 5'ten aşağıya düşmedi. Türkiye AB ülkeleri arasında, sanayi üretiminde ilk 6'da, yatırımlar GSYH'nin % 25'i, bu oran % 18 olan AB ortalamasının gene üzerinde, 72 milyon nüfus ile Almanya'nın hemen arkasında, ikinci durumda, Türkiye AB ve aday ülkelere göre, en genç nüfusa sahip bir ülke, 2015 yılında Türkiye'de 65+yaş grubu yaşlı nüfus oranı, % 7 olacakken, AB ülkelerinde bu oran % 20'ye yaklaşacak, AB ülkelerinde iş gücü maliyeti, Türkiye'nin 5 kat üzerinde, buna karşılık AB ülkelerinde verimlilik oldukça yüksek. Türkiye'de bilgisayarsız okul % 80, AB'de ise, % 20. (oranı yeni üyeler düşürüyor) Bunların dışında, Türkiye, özellikle son 5 yılda, AB'ye uyum ile ilgili olarak, İnsan Hakları ve Hürriyetleri, Ekonomik ve Sosyal Yaşam, Kültür, Çevre ile ilgili önemli yasa değişiklikleri yaptı. Normlarını AB'ye yaklaştırmaya gayret etti. Bunun ne ölçüde gerçekçi ve uygulanır olduğu 3 Ekim'de başlayacak 36 Chapteri kapsayan Müzakerelerde ortaya çıkacaktır. Bununla beraber, kağıt üzerindeki değişikliklerin, uygulamaya intikalinde noksanlar olduğu da bir gerçektir. Türk insanı yıllardan beri alıştığı alışkanlıklarını, keyfi ve kural tanımaz adetlerini, birbirlerinin haklarına saygı ve ilkelere riayeti yerine getirememektedir. Öte yandan, Türkiye; paradan 6 sıfır atma, hastanelerde tek çatı ilkesi, enflasyonunun % 10'nun altına indirilmesi, ihracatta büyük artış gibi olumlu işler başarmakla beraber, bugün istihdam ve işsizlik bir kangren gibi toplumda büyük yaralar açmaya devam etmektedir. Türkiye, ne pahasına olursa olsun, işsizlik ve istihdam meselesini çözümlemek mecburiyetindedir. Ezcümle, Avrupa Birliği Üyesi olan Türkiye'de yaşam olumlu yönde büyük ölçüde değişecektir. Türkiye, özellikle, Sovyetler Birliği'nden ayrılan, Estonya, Letonya, Latviya, Slavenya, Çek ve Slavalı Cumhuriyetleri, hatta Polonya ve Macaristan'dan daha ileri yaşam standartlarına sahiptir. Türkiye'nin bu ülkelerin gelişmesine, Teknik Yardım ve Ekonomik olarak, büyük katkısı olur. Diğer taraftan, 72 milyonluk, dinamik nüfusa, önemli doğal kaynaklara sahip, doğalgaz ve petrol geçiş merkezi, turizmde yükselen değer olan, tarım, sanayi hizmetler sektöründe önemli potansiyele sahip olan Türkiyemizin, Avrupa Birliğine kalkıları büyük olacaktır.