1955'de Sümerbank'tan ayrılarak Türkiye Selülöz ve Kağıt Fabrikaları, kısaca SEKA olarak hükm-i şahsiyet kazanmıştır. Uzun yıllar Memleketimizde gazete-dergi, kitap, okul kitapları için ihtiyaç duyulan, kağıt-karton, Sanayi'imizin ihtiyaç duyduğu, pelür, kraft, çimento torbası gibi ihtiyaçlar bu fabrikamız tarafından karşılanmıştır.
Bizim fiîlen gazeteciliğe başladığımız 1960'lı yılların sonlarında ve 1970'li yılları boyunca SEKA ile çok yakın münasebetlerimiz olmuştur. Bu yıllarda gazete kağıdı üreten İzmit Fabrikasından başka, Giresun-Aksu'da yeni bir Kağıt Fabrikası, yalnız gazete kağıdı üretimi yapmaktaydı. Seka'nın bu Fabrikası modası çoktan geçmiş bir teknoloji ile inşa edildiği için kaba-kalın kağıt üretiyordu. 8 Sahifelik bir gazete 60 gr.'dan aşağıya düşürülememişti. Oysaki, Balıkesir Fabrikası nisbeten yeni bir teknoloji ile kurulduğundan
48 Gram'a kadar düşürülmüştü. Hâliyle gazeteler, kaba ve kalın kağıda baskı yapmak istemezler, hem az tiraja fazla kağıt kullanırsınız, hem de baskıda fazla mürekkep emer.
Seka'nın İzmit Fabrikalar Kompleksi ve Aksu Gazete Kağıdı Müessesinden başka Bolu Lamine ve Lif Sanayii Müessesesi 1955, Çaycuma Müessesesi 1970, Afyon Müessesesi 1970, Dalaman Müessesi 1974, Balıkesir Müessesesi 1984, Akdeniz Müessesesi 1984...
Türkiye'nin devlet eliyle kurulmuş bulunan bu önemli sanayii kuruluşu, rantabl işletilemediği, istihdam deposu haline getirildiği, Teknolojisi günün şartlarına göre yenilenemediği için devletin sırtındaki en ağır yüklerden birisi haline gelince Özelleştirme kapsamına alınmış, bir bütün olarak satılamadığı için Müesseseler teker, teker, yok pahasına özelleştirilmiş, 600 dönüm arazi üzerine kurulu İzmit Kompleksi bir türlü satılamadığı için Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla kapatılmıştır. Şimdi Fabrika işçileri ve İzmit Halkı bu karar karşısında direnmektedirler.
Türkiye'nin pek çok bakımdan sancılı olduğu yıllardı. Anarşi almış başını gidiyor, üretimde ciddi manada aksaklıklar var, ekonomi dibe vurmuş, memleket, 70 Cent'e muhtaç hale getirilmişti.
Seka, parasını yatırdığı halde Merkez Bankasında Döviz bulunmadığı için transferler gerçekleşmediği için ham madde ithali yapamıyor, üretim aksıyordu.
Gazeteler, Seka'nın gösterdiği banka'ya kağıt bedellerini yatırıyor, Dekontu Seka'ya gösteriyor, Satış Müdürlüğünde satım işleri tamamlanıyor, Fatura, İrsaliye, kapı çıkış fişi veriliyor. Bundan sonra Yetki verdiğimiz Nakliye firması devreye giriyor, depolarda yeterli miktarda kağıt mevcut ise zâten yükleniyor, yoksa, iş artık Nakliye firmanızın becerisine, kabiliyetine kalıyordu. Nakliye Firmasının Fabrikadaki her kademedeki yetkililerle rolasyorları iyi ise, imalattan çıkan her bobin sizin Kamyonunuza yükleniyor, aksi halde bekle babam bekle...
İtiraf etmeliyim ki; bizim, gerek Aksu'da ve gerek İzmit'de bulunan nakliyecilerimiz cidden çok başarılıydılar.
Zaman zaman, kendi ceplerinden bedelini ödeyerek her şartda Gazetelerimize kağıt yetiştiren, Fatoğlu Nakliyat'ın Sabibi Merhum, Ahmet Fatoğlu'na Tarih huzurunda teşekkür ediyor, Rabbim'in kendisine rahmetiyle muamele etmesini niyaz ediyorum.
Diğer taraftan İzmit'den Nakliye işlerimizi gerçekleştiren Bizim Nakliyat firmasının Sahibi, Muhterem Ahmet Sak Bey'e de sağlıklı uzun ömürler dilerken derûnî şükranlarımı sunuyorum.
1960'lı yılların sonu ve 1970'li yılların başlarında gazete tirajları külliyetli miktarlarda satış gösterirken, buna paralel olarak gazete kağıdı üretimi artmadığı gibi aksine düşmüştü. Gazetelerin baskısı sonucu SEKA karton ve eb'at kağıdı üretimini durdurup, tüm kurulu gücünü gazete kağıdı için seferber etmişse de yine de gazetelerin taleplerini karşılayamaz olmuştu.
SEKA'daki bu sıkıntıların en canlı şahitlerinden birisi, günümüz Maliye Bakanı Muhterem Kemal Unakıtan Bey'dir. Kendileri o tarihlerde SEKA'da önce Genel Müdür Muavini, sonra da Genel Müdür olarak görev yapmışlardır. Ecevit hükûmetleri tarafından çıkarılan bir Kararnâme ile gazetelere günlük fiîlî satışları kadar kağıt süpvansiye edilerek Kg. 9.00TL., günlük net satış tirajından sonra baskı miktarı kadar olan da 42.00 TL.kg. veriliyordu. Sekâ, kağıt maliyetinin kendilerine 42.00TL.Kg. olduğu iddiasındaydı. Kararnâme gereği gazetelere verdiği ucuz kağıt farkını yıl sonunda "Görev Zararı" olarak hazineden - o zamanlar Hazine ile Maliye ayrı ayrı olamadığı için- Maliye Bakanlığı'ndan almaktaydı.
Hürriyet grubu ile, Tercüman, Milliyet, Cumhuriyet ve Hayat-Ses Dergileri grubu'nun kendi dağıtım şirketleri olduğu için, -Hürriyet Dağıtım, (daha sonraları Hürriyet Holding olmuştu) Hürriyet ve Günaydın gruplarına dâhil gazetelerle Babıâlîde Sabah gibi ortaölçekli gazeteleri dağıtıyordu. GAMEDA (Gazete-Mecmua Dağıtım Limited Şirketi) Tercüman, Milliyet, Cumhuriyet ve o devirlerde Şevket Rado'nun Hayat ve Ses dergileri başta olmak üzere dergilerinin dağıtımını yapıyordu.
Kendi dağıtım şirketi olan gazeteler, fiilî satışları istedikleri gibi ayarlıyor, net tirajları anormal bir şekilde yükselterek daha fazla ucuz kağıt almanın yollarını buluyorlardı. Böylece bırakınız, net tirajlarını baskı miktarlarının çok üstünde kağıt alarak, Türk İcadı Bobin kesme makineleriyle gazete baskısı için imal edilen bobinler eb'at halinde kesiliyor, Niğdeli kağıtçılar tarafından faturasız olarak piyasaya veriliyordu. Bu bakımdan piyasa'da karaborsacılık almış yürümüş, ikili-üçlü fiyatlar oluşmuştu. Fabrikadan 9.00 TL. Kg. alınan kağıt, el değdirmeden Kamyon üstünde 60.00TL. kg. devrediliyordu.
Bir hükûmet kararnâmesiyle devletin hazinesine girmesi gereken milyarlar başkalarının cebine transfer ediliyordu. Bu satırların yazıldığı sırada Televizyonlar, Eski Başbakanlardan ve Seka ile alakalı bu kararnâmede imzası bulunan, Bülent Ecevit'in İzmit'te Seka Fabrikalarında direnişteki işçilere destek vermek amacıyla kendilerini ziyâret ettiği haberini veriyorlardı.
Sayın Ecevit, bu Fabrika'nın bu günlere gelmesinde yanlış Ekonomik politikalar yüzünden benim de kusurum olmuştur, diye bir vicdan muhasebesi yapmış mıdır? Çok merak ediyorum.
Öte yandan bu yıllarda kağıdın maliyeti üzerinde de bir türlü anlaşamıyorduk. Sanayii Bakanlığının çıkardığı maliyet hesaplarıyla, Seka'nın çıkardığı maliyet hesapları çok farklıydı. Bizim Gazete Sahipleri Sendikası'nın Üniversite uzmanları, bilim adamlarına yaptırdığı maliyet hesabı çok daha farklı çıkıyordu. Seka, maliyet hesaplarını olduğunca şişirerek "Görev Zararı" adı altında Hazine'den alacağı meblağı yükseltme gayretindeyken, Bakanlığın çıkardığı maliyet hesapları Seka'ya göre mâkul seviyelerde ise de gerçek maliyet hesaplarının çok üstündeydi. Bu sebeple gerçek maliyeti çıkarmak, tespit edilen maliyete cüz'î bir kâr ilave edilerek süpvansiye edilmeden gerçek fiyatlardan kağıt, gazetelere intikâl ettirilecekti. Yapılan bu çalışmalara rağmen, yine de bir neticeye varılamazsa gümrüksüz olarak gazete kağıdı ithaline izin verilecekti...