HEM KONFERANS HEM İFTAR 

M. KEMAL SALLI

Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu ile Yeşilay’ın Sepetçiler Kasrı’nda ortaklaşa düzenledikleri Kadir Gecesi iftar programı, yemek öncesi yapılan çok önemli bir sunumla, örnek bir iftar programı oldu. 

Türk Dünyası temsilcilerini ve ilgili sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren iftar programı, Yeşilay Program Yönetimi Birim Yöneticisi Osman Altay’ın iftar  öncesinde yaptığı sunumla, aynı zamanda, çok önemli bir toplumsal sorunumuza dikkat çeken bir konferans niteliğindeydi. Altay, toplumumuzu sinsi bir ağaç kurdu gibi içten içe kemiren uyuşturucu tehlikesine dikkat çekti ve uyuşturucu kapanına tutulmuş insanlarımızı kurtarmak için Yeşilay’ın yaptığı çalışmaları ayrıntılarıyla anlattı. 

Yeşilay Program Yönetimi Birim Yöneticisi Osman Altay, Yeşilay’ın Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı’ndan, Okullarda Bağımlılıkla Mücadele (OBM), Türkiye çapında 100 Yeşilay kulübü, Bilimsel Çalışmalar ( Madde Bağımlılığı Danışmanı Meslek Standardı, Madde Bağımlılığı Danışmanı Ulusal Yeterliliği Sertifikasyonu Merkezi), Bilimsel Çalışmalar 2017 Araştırma Projeleri, Türkiye Bağımlılık Arşivi ( Bağımlılığa ilişkin tüm kaynaklar), 1925’ten bu yana yaptığı aralıksız yayınlarla 1000. sayıya ulaşan YEŞİLAY Dergisi, Türkiye Rehabilitasyon Merkezi,  İYİ Programı ( Bağımlılıkta Sürdürülebilir Mücadele, Sürdürülebilir İş Yaşam Dengesi, Çalışanlar İçin Değer Katma, Çalışan ve İş Güvenliği Yeteneği Geliştirme), M. Modeli (İşbirliği yapılan kuruluşlar), bağımlılıkla mücadelede toplum bilincini geliştirmek amacıyla kurulan Sağlık Elçileri Programı, Yeşil Dedektör Programı (çocukların yanında sigara içilmesine izin vermeyin, nargile farkındalık kampanyası, seni dinlendirmeye hazırız: YADEM) … konularında dinleyenleri bilgilendiren özlü bir sunum yaptı.  

Yeşilay’ın bağımlılıkla mücadele konusundaki deneyimlerini kardeş cumhuriyetlerle paylaşmak için hazırlıklar yapıldığını, ilk uygulamanın Kırgızistan ile yapılacağını açıklayan Osman Altay, her türlü bağımlılık sorunu konusunda sorusu ve sorunu olanların, hiç çekinmeden, YADEM’e 444 7975’e başvurmalarını önerdi.

AVRASYA TÜRK DERNEKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI İSMAİL CENGİZ: “KARDEŞLERİMİZİN HAKLARINA SAHİP ÇIKMALIYIZ”

Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Cengiz, gecede yaptığı konuşmada, ana hatlarıyla Türk Dünyası’nın ve Türkistan coğrafyasının çeşitli köşelerinde bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren, var olma kavgası veren, insanca yaşamak için direnen kardeşlerimizin  sorunlarını dile getirdi; bu mübarek gecede kendilerini yalnız bırakmayan konuklara teşekkür etti. 

“Siz değerli dostların varlığı, davamızın yalnız kalmayacağının da bir göstergesidir” diyen Cengiz konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Biz inanıyoruz ki Türkiye’de bir tek Uygur, bir tek Kırım Türkü, bir tek Karabağlı, bir tek Afganistan Türkü, bir tek Türkmen kalmasa dahi, on binlerce, yüz binlerce kardeşimizin Türkiye dışında insanca yaşama, özgürce yaşama mücadelesi veren kardeşlerimizin milli davalarına sahip çıkacaklarına inanıyoruz.”

“Tarihi Türk-İslam yurdunda soydaşlarımızın “onurlu yaşam için” verdikleri var olma mücadelesi karşısında medeni dünyanın özellikle Türk-İslam dünyasının hatta Pekin yönetiminin dahi kayıtsız ve sessiz kalması kabul edilir bir durum değildir. (…) Bölgede sağlanacak istikrar, şüphesiz tüm Asya coğrafyasına da huzur ve barış getirecektir.”

“AFGANİSTAN’DA YAŞAYAN ÖZBEK, TÜRKMEN SOYDAŞLARIMIZI DA UNUTMAMALIYIZ”

“Türk dünyasının bir başka sıkıntılı coğrafyalarından biri de bizim ‘Güney Türkistan’ olarak adlandırdığımız Afganistan’da yaşayan ve sayıları milyonlarla ifade edilen Özbek, Türkmen soydaşların yıllardır çözülemeyen sağlık, eğitim ve güvenlik alanındaki sıkıntıların çözüme kavuşturulmasıdır. Somali’yi anlıyorum, Afrika’daki sıkıntıları da kabulleniyorum, ancak,  inanın Afganistan’da soydaşlarımızın yaşadıklarının Afrika’dan bir farkları yok. (…)  Hayırsever dostları, kuruluşları Afganistan’daki soydaşlarımızın dertlerine derman olmaya davet ediyoruz.”

“KARABAĞ KAÇKINLARI”

“Bir başka dertlerine derman olmamız gereken topluluk da ‘Karabağ Kaçkınları’dır. Ermeniler tarafından işgal altında tutulan ve AB’nin, BM’in dahi işgali tescillediği Karabağ’dan sürülen yüzbinlerce ‘kaçkın’, on binlerce soydaşımız ata topraklarına, doğup büyüdükleri evlerine dönecekleri günü bekliyorlar. Ermenilerin Karabağ’da, Hocalı’da yaptıkları insanlık dışı zulüm unutulmamalı ve haksız Karabağ işgali karşısında tepkiler hiç dinmemelidir. Bu noktada bağımsız Türk Devletlerinin, Özerk Türk Cumhuriyetleri yönetimlerinin uluslararası siyasi platformlarda Azerbaycan’a destek olmaları ve Ermenistan’ı her alanda yalnız bırakmaları önem arz etmektedir.”

“KIRIM’I ASLA UNUTAMAYIZ”

“Sıkıntı içindeki bir diğer coğrafyamız da  daha önce Ukrayna sınırları içinde kalan, son 3 yıldır da Rusya Federasyonu’nun egemenliği altına alınan ‘Kırım Özerk Bölgesi’dir. 1944 yılından bu yana Türk oldukları için, Türkiye yanında yer aldıkları için sürgün hayatı yaşamaya mecbur bırakılan on binlerce Kırım Tatarının hak ve hukuklarının korunması noktasında Türk Cumhuriyetleri’nin diplomatik olarak sahip çıkmaları, özellikle RF içindeki Başkurt ve Tatar Cumhuriyetleri yönetimlerinin, Moskova nezdinde girişimde bulunmaları hepimizin ortak beklentisidir.”

“TÜRKMENLER CAN KARDEŞLERİMİZDİR”

“Türk Dünyasının sorunlu coğrafyalarından biri de Suriye ve Irak’ta yaşayan Türkmen kardeşlerimizdir. Bin yıldır bu topraklarda yaşayan yaklaşık 5 milyon Türkmen kardeşimizin milli kimliklerini koruma noktasında verdikleri insani mücadeleye destek olunması milli ve vicdani bir borçtur. Süleyman Şah kabri vasiyeti üzeri, olması gereken yere tekrar taşınması arzumuzdur. Kerkük Kalesi ve diğer Osmanlı yadigarlarının TİKA tarafından aslına uygun restore edilerek kazandırılması beklentimizdir. Telafer ve Musul’dan; Bayır-Bucak ve Halep’ten evlerini terk etmeye mecbur bırakılan Türkmenlerin topraklarına geri dönüşleri sağlanmalı, kaybettikleri hak ve hukukların telafi edilmesi için Ankara, diplomasiyi zorlayarak hukuki girişimlerde bulunulmalıdır. Türkmeneli ve Bayır-Bucak bölgelerinde yaşayan soydaşlarımızın her türlü hak ve hukukunun Ankara’nın garantisi altında olduğu gerçeği, milli politikamızın olmazsa olmaz unsuru olarak deklare edilmelidir. 

…Unutulmamalıdır ki, sınırımızın öte yakasındaki Türkmenler, güneydoğu Anadolu’nun sigortasıdır. Kerkük ‘Urfa’ demektir. ‘Halep’, Antep demektir.”

“KIBRIS GİRİT OLMASIN”

“1974 yılından bu yana küresel sorun olarak gündemde yer alan Kıbrıs meselesinde Türk tarafının mağduriyeti, haklı talepleri hukuki gerekçeleriyle birlikte Türk Devlet ve Topluluklarına aktarılmalı; Türk Devlet ve Topluluklarının kardeş Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ticari, kültürel ve sportif alanlarda işbirliği içinde olmaları teşvik edilmelidir...

Nogayların yüzyıllardır olduğu gibi, Dağıstan topraklarında barış ve huzur içinde yaşamlarını sürdürmeleri, bu kardeşlerimizin hak ve hukuklarının teminat altına sağlanması temel arzumuzdur... Terekeme-Karapapaklar, Ahıska Türkleri, İran’daki Kaşgaylar ve Sahra Türkmenleri ile Güney Azerbaycan’daki soydaşlarımızla her alanda ilişkilerin kurulması teşvik edilmelidir.

Bir kaya parçası olsa dahi Ege Denizi’nde burnumuzun dibindeki adalardan vazgeçmemiz mümkün değildir.”

“KARDEŞLER ARASINDA KÜSLÜK OLMAZ”

“Balkanlarda; Saraybosna’da, Makedonya’da, Kosova’da, Bulgaristan ve Romanya’da yaşayan soydaşlarımız ve bu topraklardaki tarihi mekanlarımız Osmanlı’nın emaneti olarak korunmaya devam edilmelidir.

Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan kardeş Türk Cumhuriyetleri ile her alanda ilişkilerin geliştirilmesi hem ‘kardeşlik hukukumuz’, hem de ‘milli menfaatlerimiz’ gereğidir... Özbekistan ile geçmişten bu yana var olan pürüzlerin giderilmesi arzumuzdur... Kazakistan’ın ‘Merkezi Asya Birliği’ projesine destek verilmelidir...

Kardeşler arasında uzun süreli ‘küslük’ olmaz, olmamalıdır... Kardeşler arasında ‘rekabet’ olur, ancak ‘ihanet’ olmaz, olmamalıdır... Kardeşler arasında elbette ‘denetim’ olur, ancak ‘vize’ olmaz, olmamalıdır.”

“… Şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak gerekir ki; soydaşların, bizlerin iki vatanı vardır; biri doğduğumuz topraklar, ecdat yadigarı topraklar diğeri de aziz vatan Türkiye’dir... 

Balkanlardan, Türkistan’dan,  Kafkaslardan Türkiye’ye sığınan bizler, vatan olarak bildiğimiz bu topraklarda ‘yabancı’ muamelesi görmek istemiyoruz... 

Suriyeli mağdur ve mazlum dindaşlarımıza hangi hak ve hukuklar tanınmışsa, bu haklardan bu vatanın asli unsurları olarak birinci derecede yararlanma hakkımızın olduğuna inanıyoruz... 

‘Yerinde kal politikası’ gereği soydaşlarımızın bulundukları bölgelerde yaşam sürdürmelerini arzu ediyorsak; o zaman onların bulundukları yerlerde her türlü hak ve hukuklarını güvence altına almak gerekir... 

“YEŞİLAY’A MİNNET VE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ”

Bu duygular içinde Ramazan bayramınızı tebrik ederiz. Kadir Gecenizin hayırlara vesile olmasını dileriz. Allah olmayanlara da versin. Allah olmayanlara da vermeyi nasip kılsın. Her daim mazlum ve mağdurların yanında olmayı, onlara el uzatmayı nasip eylesin. Evimizin, işimizin, soframızın, ülkemizin bereketi daim olsun.”  

“…Ev sahibimiz Yeşilay Cemiyeti’nin Başkanı Savaş Yılmaz beyefendiye ve yöneticilerine ve değerli dostum, adı gibi yiğit dostum Genel Sekreter Osman Baturhan beyefendiye teşekkür ediyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun...”