ANKARA -  Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, sanatçı Kemal Sunal'ın filmlerinin televizyonda yayınlanması nedeniyle yapımcı şirket Arzu Film'in aileye tazminat ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.

Kemal Sunal'ın eşi Hafize Gülderen Sunal ile çocukları Ezo ve Ali Sunal, 18 filmin televizyon kanallarında gösterimine ilişkin 20 bin lira, televizyon kanalı dışında satıştan doğan haklara ilişkin de 10 bin lira olmak üzere toplam 30 bin lira maddi tazminat talebiyle yapımcı firmaya dava açtı.

İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, davayı kabul ederek Sunal ailesine 30 bin lira tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ise yerel mahkemenin tazminat kararını bozdu.

Bozma kararında, 1972 ila 1978 yılları arasında çekilen dava konusu sinema eserlerinde icracı sanatçı olarak yer alan Kemal Sunal'ın ilgili mevzuat gereğince komşu hak sahibi olduğu anlatıldı.

Eserlerin yapımının 1995'ten önce tamamlandığı, bu tarihte yürürlükte bulunan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na (FSEK) göre bir sinema eserinin sahibinin onu imal ettiren olduğu belirtilen kararda, kanun uyarınca eser sahibine tanınan mali ve manevi hak ve yetkilerin herhangi bir sözleşme veya izne tabi olmaksızın elde edildiği bildirildi.

Kararda, ilgili mevzuata göre filmlerin yapımcısı şirketin halen söz konusu eserler üzerinde tüm mali hakları kapsayacak şekilde eser sahipliği hakkının bulunduğu kaydedildi.

Dava konusu sinema eserlerinin meydana getirilmesi sırasında taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, şifahi sözleşme ifa edildiği belirtilen kararda, FSEK'te değişiklik yapan 4630 sayılı Kanun ile sinema eserlerini kapsayacak şekilde icracı sanatçılara bağlantılı hak sahipliği hakkı tanınmış olmasının da eser sahibi yapımcının mali haklarına herhangi bir kısıtlama getirmeyeceği belirtildi.

Kemal Sunal'ın FSEK ile sahip olduğu mali hakları filmlerin yapımı öncesinde davalı yapımcıya uygun bir bedel karşılığında devrettiği aktarılan kararda, FSEK uyarınca yapımcının eser üzerindeki hakkının 70 yıl süreyle koruma altında olduğu ifade edildi.

Kararda, "Yapımcı şirketin 5846 sayılı FSEK uyarınca sahip olduğu ve koruma süresi devam eden eserlerin çoğaltılması, dağıtılması, temsil ve umuma iletimden oluşan mali haklarına dayalı olarak dava konusu eserler üzerindeki mutlak hak sahipliği kapsamında tasarruf yetkisi bulunduğundan Kemal Sunal'ın mirasçısı davacıların eser sahibine karşı bu filmlerin sinema salonu dışındaki gösterimleri nedeniyle FSEK uyarınca mali hak ihlali ya da elde edilen kazançtan sözleşmeye dayalı olarak bir bedel talep etme hakkı bulunmamaktadır." denildi.

"Sinemayla sınırlayan sözleşme yok"

Bozma kararında, yerel mahkemenin kararına emsal aldığı davaya da değinildi.

Yargıtayın o davada, "Sözleşmeye aykırı olarak eserlerin TV ve diğer alanlarda izinsiz kullanımının maddi tazminatı gerektireceği" hususunu kabul ettiği aktarılan kararda, bu davadaki uyuşmazlıkta ise yapımcı ile Kemal Sunal arasında gösterim hakkının sinema salonuyla sınırlı olduğuna ilişkin bir sözleşme bulunmadığı vurgulandı. Bu nedenle diğer kararın bu davada emsal olarak değerlendirilemeyeceği kaydedildi.

Bozma kararında, şunlara yer verildi:

"Taraflar arasında başlangıçta akdedilen sözleşmeye aykırı bir kullanımdan söz edilemeyeceği gibi, Kemal Sunal'ın mirasçılarının dava konusu sinema eserlerini eser sahipliğinin kendisine tanıdığı mutlak ve yasal haklar kapsamında kullanan davalı yapımcı şirketten sinemada gösterim dışındaki kullanımlar nedeniyle icracı sanatçı olarak komşu hak sahipliğinden doğan bir hak talebinde bulunamayacağı gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. Hükmün bu nedenle davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir."

Öte yandan, bozma kararına karşı davacı Sunal ailesi karar düzeltme talebinde bulunurken Yargıtay bu talebi de yerinde bulmayarak kabul etmedi.