‘YUNANİSTAN, OSMANLI HAKİMİYETİ ALTINDA REFAHA KAVUŞTU’

Dr. Savaş Eğilmez, Türk-Yunan ilişkileri ve iki ülke arasında yaşanan çatışmalar hakkında tarihten bilgiler verdi. Eğilmez, " XV. yüzyıldan itibaren çok uzun bir süre siyasi varlığı bulunmayan Yunanlıların dillerinin ve kültürlerinin kaybolmamış olmasında, Osmanlı yönetiminin asimilasyon politikası gütmemiş olmasının rolü çok büyüktür. Yunanistan'ın ancak Osmanlı hakimiyeti altında refaha kavuşmuş ve bugün de dahil olmak üzere Yunanlıların hiçbir zaman kendi aralarında bile Türkler kadar hoşgörülü yöneticiler bulamamıştır. Osmanlı Devleti'nden kopan ilk bağımsız devlet olarak Yunanistan, varlığını tartışmasız biçimde İngiltere-Fransa-Rusya koalisyonuna borçludur. Büyük bir oyunun piyonu olarak kurulan Yunan Krallığı'nın başına bir Yunan geçememişti. Koalisyonun üzerinde uzlaştığı bir isim olarak Bavyera Prensi Otto, Yunanistan'ın başına kral olarak ithal edilmişti. Yunanistan Osmanlı Devleti'ne karşı bağımsız ama bugün olduğu gibi o tarihlerde de kendilerini kullanan güçlere karşı tam olarak bağımlıydı" diye konuştu.

Yunanistan’ın aynı Ermeniler gibi Türklere karşı bir maşa ve bir silah işlevi gördüğünü sözlerine ekleyen Eğilmez, "Yunan dış politikası kadar, Yunan iç siyaseti de Türkiye ile olan ilişkilere bağlıdır. Modern Yunan ulus kimliğinin inşasında da Türk düşmanlığı merkezde tutulmuştur, Yunanistan, kendi milli hedeflerini aşan, Türkiye'yi kıskaca almaya ve batıya bağımlı bir devlet haline getirmeye çalışan büyük bir projenin piyonu konumundadır. Ege Denizi'ni, Kıbrıs'ı kendilerine ait olduğunu sanan, Doğu Akdeniz'de Türk varlığını ve Türkiye'nin son dönemdeki Orta Doğu ve Afrika'nın kuzeyindeki faaliyetlerini hazmedemeyen Yunanlılar, Türkiye'yi kendi toprak bütünlüğü karşısında büyük tehdit olarak görüyor. İki ülke arasında sorunları, Ege Denizi, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Batı Trakya olarak başlıklandırabiliriz. Ege Denizi'nde, karasularının 6 milden 12 mile genişletilmek istenmesi, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarından Türkiye'yi mahrum bırakma çabaları, Kıbrıs adasına bütünüyle sahiplenme sevdası akla, mantığa, jeopolitik gerçekliğe ve tarihi tecrübelere tamamen aykırı niyetlerdir. Yunan devlet adamları savaş çığlıları atarken başta Yunan gençleri olmak üzere halk bırakın savaş alanlarını miting alanlarından bile kaçıyor. Bu duruma 1897 Türk- Yunan savaşı başta olmak üzere bir çok kez şahit olduk" dedi.

‘YUNANLILAR, TÜRKİYE'DEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİ DOST KABUL EDİYOR’

Yunanlıların, Bizans'ı yeniden kurma, Batı Anadolu'yu ve İstanbul'u yeniden ele geçirme, Enosis ile de Kıbrıs'ı kendine bağlama çabalarının devam ettiğini vurgulayan Eğilmez, "Doğu Akdeniz'de Kıbrıs adası etrafındaki enerji rezervlerini paylaşımında Türkleri saf dışı bırakmak isteyen Yunanlılar, Türkiye ile husumet içinde ne kadar devlet ve terör örgütü varsa onu dost kabul ediyor ve aleyhimize kullanmaya çalışıyor. ABD ve Avrupa Birliği'ni yanına çekerek iki ülke sorunlarını uluslararasılaştırmaya çalışıyor. Kısaca tıpkı tarihte defalarca olduğu gibi tek başlarına Türklere karşı bir başarı ve ilerleme sağlayamayacaklarını çok iyi bildiklerinden, yine etraflarına batılı güçleri toplayarak maşa olmaya devam edeceklerini açıkça belirtiyorlar" diye konuştu.