İçişleri Bakanı Soylu, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren 159 bin 506 kişinin gözaltına alındığını, 47 bin 523 kişinin tutuklandığını açıkladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz 2016'dan itibaren 159 bin 506 kişinin gözaltına alındığını, 47 bin 523 kişinin tutuklandığını; bu yıl 2 bin 140 teröristin etkisiz hale getirildiğini, terör örgütüne geçen yıl toplam 633 katılım varken, bu yıl sadece 117 katılım olduğunu bildirdi.

TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2018 Yılı Bütçesi üzerinde hükümet adına söz alan Soylu, kürsüye 8 çanta dosya ve bir adet laptopla geldi.

CHP'nin, kendisine yönelik iddialarını anımsatarak sözlerine başlayan Soylu, "Bir yıl boyunca bu ülkenin huzuru, asayişi, insanların bir arada kardeşçe yaşayabilmelerini temin edebilmek için neler yaptığımızı, Türkiye'nin ne büyük ülke olduğunu, uyuşturucu ile nasıl mücadele edileceğini konuşmak isterdim." dedi.

Soylu, "DEAŞ, FETÖ, PKK, DHKP-C gibi, 15 Temmuz sonrası 'Türkiye'yi zayıf yakaladık' deyip, bizi devreden çıkartabilmek, bizi hedeflerimizden uzaklaştırabilmek için çaba sarfedenlere karşı şu Meclis'in ortaya koyduğu irade ile sınırlarda, sınırın ötesinde, mağaraya girerken şehit olup olmayacağının hesabını yapmadan, sadece ülkenin başına musibet olmuş belalardan ülkeyi kurtarmak için üzerine düşeni yapanların ortaya koyduğu kahramanlıkları sizlerle paylaşmak isterdim." ifadesini kullandı. 

Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nasıl Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Sahil Güvenlik Komutanlığının, jandarmanın, insanlarımızın evlerinde huzurla uyuyabilmeleri için, çocukların okullarına rahat gidebilmelerini sağlamak için, ailelerin hafta sonu alışveriş merkezlerinde rahatça alışverişlerini yapmalarını temin etmek için neler yapıldığını anlatmak isterdim. 2017 yılında 2 bin 140 teröristin nasıl etkisiz hale getirildiğini, 2 bin 500 metre, 3 bin metre yukarıda girilemeyecek denilen yerlere girilerek sığınaklardaki silahların, mühimmatların nasıl yok edildiğini anlatmak isterdim.

Terör örgütüne 11 ayda, geçen yıl toplam 633 katılım varken; bu yıl sadece 117 katılım olduğunu anlatmak isterdim. Son 30 yılın en düşük katılımlı yıl olduğunu anlatmak isterdim. Şırnak, Şemdinli'nin ötesindeki Zer Tepe'de, bizim topraklarımızda değil, başka topraklarda ay yıldızlı bayrağı diken Mehmetçiğimizin neler hissettiğini anlatmak isterdim."

"Güvenlik güçleri 675 önemli olayı engelledi"

Bakan Soylu, 675 önemli olayı engelleyen güvenlik güçlerine teşekkür etmek istediğini ifade ederek, "Güvenlik güçlerinin gecesini gündüzüne katarak, ana muhalefet partisinin yürüyüşünün sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için elinden geleni nasıl ortaya koyduğunu sizlerle paylaşmak isterdim." diye konuştu.

"FETÖ gider de birisi boşluğu doldurmaya çalışır mı diye, organize suç çetelerinin kendilerini palazlandırmasına fırsat vermemek için uğraşırken, organize suç örgütü mensuplarını tutuklarken neler yaptığımızı sizlere anlatmak isterdim." ifadesini kullanan Soylu, "21 bin emniyet amirinden 8 bin kalmasına rağmen, uyuşturucu ile mücadelede herkes dişini tırnağına takarak büyük bir mücadele ortaya koydu." dedi.

Süleyman Soylu, güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucu miktarları hakkında bilgi verdi.

FETÖ'ye yönelik operasyonlar kapsamında 44 bin 38 kişinin görevinden uzaklaştırıldığını, operasyonların her birinin başarılı şekilde devam ettiğini de anlatmak istediğini ifade eden Soylu, "CHP'nin kaset şantajı soruşturmasını kimin yaptığını, bunları kimin organize ettiğini anlatacağım." diye konuştu.

Süleyman Soylu, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren 159 bin 506 kişinin gözaltına alındığını, 47 bin 523 kişinin tutuklandığını kaydetti.

"Emrinde çalışmaktan onur duyduğum Recep Tayyip Erdoğan"

Soylu, şöyle konuştu:

"ABD'nin Las Vegas şehrinde, Hamburg'ta, Paris'te ve Londra'da ana caddelerde ağır makineli özel harekat polislerinin niçin gezdiğini, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, sırf bu savaşın etkilerini ortadan kaldırabilmek için oluşturulan Avrupa Birliği'ni ve oluşturulan Doğu Bloku'nun duvarlarının yıkılmasının aslında hiçbir işe yaramadığını; 21. yüzyılın hiçbirimizin ama hiçbirimizin tahmin etmediği gibi bir tabloyla karşılaştığını, DEAŞ'ın nasıl üretildiğini, Suriye ile Irak'ta neler yapılması ve ülkemizin hangi tedbirleri alması lazım geldiğini sizinle paylaşmak isterdim.

Bizim 'Büyük Türkiye' hikayesinin çocukları olduğumuzu, ecdadımızla, tarihimizle, manevi mirasımızla Osmanlı'nın ve Selçuklu'nun bize bu hikayeyi bıraktığını, bize koskoca bir Kızılelma bıraktıklarını anlatmak isterdim. Cumhuriyetle süslediğimiz güzel hikayemizi, bizi daha sonra nasıl korkutarak yok etmek istediklerini ama bugün emrinde çalışmaktan onur duyduğum Recep Tayyip Erdoğan'ın bu Kızılelma'ya bu ülkeyi ulaştırmak için nasıl adım atmaya çalıştığını size anlatmak isterdim. Biz siyasetçiyiz. Biz, halkın, ailemizin, bakkalın karşısında şeffaf insanlarız. Biz, birilerinin yetiştirmesi, birilerinin güttüğü ve yürüttüğü adamlar olmadık. Biz, Allah'ın önüne secdeye eğildiğimiz zaman 'Ya Rabbi, senden başkasına tapmıyoruz' diye dua eden, ondan korkan ve ondan umut eden bir yaratığız, insanız."

İçişleri Bakanı Soylu, geçmişte ne yaşadığını bilen bir anlayış içinde olduklarını söyleyerek, "Bizim hikayemizde tahta sandık, demokrasi var, tahta idam sehpası, darbe yok. Bizim hikayemizde idam edilmesine rağmen korkmayan, ürkmeyen Adnan Menderes'in; Özal'ın, Erbakan'ın davasını yarına taşıyan bir anlayışın kendisi var." ifadesini kullandı.

"İdama nasıl gidildiğini hatırlıyor musunuz?"

Adnan Mederes'e ve 1960 yılına ait olan bazı fotoğraflar gösteren Soylu, CHP'ye, "Bu idam fotoğrafını hatırlıyor musunuz, idama nasıl gidildiğini hatırlıyor musunuz?" dedi.

O yıllarda, CHP içinde bir grubun bugün olduğu gibi partiyi kendi kurulduğu ideallerin dışında başka bir noktaya taşımaya çalıştıklarını belirten Soylu, "CHP kendi içerisindeki fitne odağını tarumar, yok etmedikçe 70 yıl daha iktidara gelemeyecektir." diye konuştu.

Söz konusu yıllara ait bir gazetede, "Cesetler, yem makinelerinde kıyılıp toz haline getirilmiş" başlıklı haberi gösteren Soylu, "Bu nerede? İstanbul Üniversitesindeki çocuklar için. Kamil Kırıkoğlu'nun hatıralarını okudum. Kamil Kırıkoğlu, İsmet İnönü'ye 'Böyle bir şey yokmuş biz ne yapacağız' diyor, İnönü de 'Bırak vatandaş, millet öyle bilsin' diyor." ifadelerini kullandı.

"İstifa etmeyen namerttir"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "(Hükümette dört tane Bylockçu bakan, 60 tane de Bylockçu milletvekili var) denildi. Ben İçişleri Bakanıyım, 4 tane Bylockçu bakanı bulsun, istifa etmeyen namerttir. AK Parti'de bir tane Bylockçu milletvekili bulsun, istifa ederim." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2018 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, CHP'nin kendisine yönelik eleştirilerine yanıt veren Soylu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e, "Paranla ne kadar siyaset yaptın, ne kadar parti yönettin bilmiyorum. Kredi kartından bir partinin mazotlarını karşıladın mı bilmiyorum. Şirketimden 2,5 milyon lira parayı partiye ne zaman verdim onu da bilmiyorum. İstanbul'a döndüğüm zaman iki tane evimi sattım. Biz namuslu adamlarız, namusumuzu 3-5 tane çiyana yedirmeyiz." şeklinde seslendi. 

Bakan Soylu, "CHP'nin hakaret, iftira ve yalanları" başlığı altında, gazetelerde yayımlanan bazı haber ve fotoğrafları gösterdi.

"Attığınız iftiralardan bir tanesi" diyerek, "Celal Bayar'ın 103 milyon lira bankada hesabı çıktı." manşetini gösteren Soylu, "Yalan hem de külliyen yalan. Onurlu insanları itibarsızlaştırmak için yapılan hikayeden bir tanesi bu. Bu anlayış, rahmetli Özal'a dansöz kıyafeti giydirdi." dedi.

Soylu, kendisine laf atan CHP'lilere, "Niye hala yüzde 25-26'dasınız. Son yaptırdığımız araştırmalarda yüzde 21'lerdesiniz. Yanlış bir politika izliyorsunuz." karşılığını verdi. 

Soylu, söz konusu haber ve fotoğrafları göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En son Man Adası. Cumhurbaşkanımız, 'eğer bizim, söylediğiniz yardımların hesabı varsa ben istifa etmeye hazırım.' dedi. Sizin amacınız Tayyip Erdoğan'ı siyasetten diskalifiye etmek değil mi? Elinize fırsat geçti. Namusum ve şerefim üzerine söylüyorum, bu işin peşini ben de arkadaşlarım da bırakmayacak. 

Biraz önce bana edep dersi verenlere söylüyorum, 'Hükümette dört tane Bylockçu bakan, 60 tane de Bylockçu milletvekili var' denildi. Ben İçişleri Bakanıyım, 4 tane Bylockçu bakanı bulsun, istifa etmeyen namerttir. AK Parti'de bir tane Bylockcu milletvekili bulsun, istifa ederim."

Demokrat Parti Genel Başkanlığını nasıl bıraktı?

Bakan Soylu, Demokrat Parti Genel Başkanlığını nasıl bıraktığını şöyle anlattı:

"Bana 'sen döneksin' diyorsunuz. Ben ne yapmışım? 2009 yılında siyaset yapmaya son verdim. Demokrat Partide, 2008 yılının 11. ayında olağan kongre yaptık, genel başkanlığı aldım ve 29 Mart mahalli seçimlerine gittik. Hedefimiz vardı, 'yüzde 5 oy almazsak ' bırakacağız dedik. Kongreden sora 5 aylık genel başkanım, 2,5 yılım var, kimse bana bırak demiyor. O gün CHP'nin seçim kampanyası parasının ne kadar olduğuna bakın. 

Ben Anayasa Mahkemesinde aklanmış birisiyim, sizin gibi sınıfta kalmış yapıda bir insan değilim. Kanaltürk'ü nasıl devşirdiğinizi, neler yaptığınızı hep beraber biliyoruz. İl ve ilçe kongresinin hesabının nasıl olduğunu bilirim. Çocukluğumdan itibaren bu işlerin içerisindeyim. Kongre kararını Genel İdare Kurulu almadı ben bizatihi tek başıma aldım. Kongreye giderken Tansu Çiller bana, 'bu partiyi Hüsamettin Cindoruk'a bırakma' dedi. 'Ben aday olmayacağım' dedim. Siyaset yapmak istemiyorum, bıraktım artık bu işi. 

Biz aramızda Demokrat Partiye 'kızımız' derdik. Rahmetli Aydın Menderes, 'kızımızı birilerine bırakma' dedi. Rahmetli Celal Bayar'ın torunu, Profesör Emine Gürsoy Naskali 'eğer bırakırsan bu yanlış olur' dedi. Eski İçişleri Bakanı, 'harp okulunda intihar etti' denilen Namık Gedik'in oğlu Arda Gedik, bana uzun bir mektup yazdı, 'sadece ben değil, bu memlekette bu işe inananların hiçbiri sana hakkını helal etmez, bunu bırakma' dedi. Ben Genel Başkan olmak istemedim. Eşim şahit, sabaha kadar uyku uyumadığım, sağa sola döndüğüm nadir gecelerden bir tanesidir 'ben yapmak istemiyorum' diye. Sabah çıktım, sadece 'Allah'ım bana bir yüzleşme imkanı ver' dedim ve o yüzleşme imkanını yaptım. Konuştum, sonucuna da bakmadım ve kongre salonunu terk ettim, gittim."

"Tayyip Erdoğan bizi sağa sola yem ettirmedi"

İçişleri Bakanı Soylu, CHP'lilere, "Ataşehir'deki TÜRGEV yalanını hatırlıyorsunuz değil mi? 'Yüzde 26 almazsam bırakırım' diye Genel Başkanınızın söylediği yalanı? Hatırlıyor musunuz Taner Yıldız ile ilgili attığınız yalanı? Hatırlıyor musunuz AÇE'ye giden paralarla ilgili attığınız yalanı? Hatırlıyor musunuz Tayyip Erdoğan'ın İsviçre'de 8 ayrı hesabı bulunduğuyla ilgili yalanı?" diye seslendi. 

Halen CHP'de olan bazı milletvekilleri ile geçmişte siyaset yaptığını belirten Soylu, "Hadi ben sağdan sağa geldim, Demokrat Partiden AK Parti'ye geldim. Tayyip Erdoğan bizi sağa sola yem ettirmedi, kendisi topladı bu ülkeye hizmet etmek için. Peki, benimle aynı sıralarda siyaset yapan ve yıllarca CHP'ye karşı siyaset üreten arkadaşlarım, onlar sizinle beraber sağdan sola geldiler. 1980 öncesi ülkücü olanlar sizinle beraber." ifadesini kullandı. 

"Kontrollü darbe lafını size kim üfledi?"

Bakan Soylu, Meclis Komisyonunun FETÖ raporunda, 17/25 Aralık'tan sonra CHP'nin FETÖ ile iş birliği yaptığının yer aldığını anımsatarak, eski CHP'li İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın, raporda yer alan "Ortada bir darbe girişimi yok, bu konuda önceden hazırlanmış bir senaryonun hayata geçirilmesi söz konusu" ifadesine karşı "Biz bu görüşe katılmıyoruz, ortada gerçekten bir darbe girişimi olduğunu söylüyoruz." sözlerini aktardı. Bakan Soylu, "Kontrollü darbe lafını size kim üfledi onu söyleyeceksiniz." şeklinde konuştu. 

CHP'nin "Vedat Demir" iddialarına da yanıt veren Soylu, Demir'in, Yeni Asya cemaatine intisaplı olduğuna işaret ederek, Vedat Demir ile 1990 yılına, gençlik kollarına kadar beraber siyaset yaptıklarını ancak ilçe başkanı olduktan sonra kendisini görmediğini aktardı. Soylu, Vedat Demir'i yıllar sonra CHP'nin milletvekili olan Oktay Ekşi'nin yanında gördüğünü söyledi.

"Doğumundan itibaren anti FETÖ'cüdür"

"Vedat'ı akademisyen diye 2008 yılında Demokrat Partinin Genel İdare Kuruluna ben aldım" diyen Soylu, şunları kaydetti:

"2009'da onun akademisyenliği bitti, daha doğrusu görevimiz bitti. Vedat'ın tek bir özelliği var, herkes bilir bunu. Kaç yılına kadar? 2013 yılına kadar. Doğumundan itibaren anti FETÖ'cüdür. 2010'da biz referanduma çalışmaya başladık mı? 40 kişi bir araya geldik, arkadaşlarımız, Demokrat Partide siyaset yapan. Herkese uyarılarda bulundum, Vedat'a dedim ki 'Bu Zaman gazetesi aleyhine ve Ekrem Dumanlı'nın aleyhine konuşmayacaksın. Neden? Biz bir çalışma yapıyoruz, 'Evet'e çalışıyoruz, işi bozma ve beraber bir çalışma yürüttük. Ne zaman ki Vedat Amerika'ya gitti, Amerika'ya gidene kadar da birlikteydik. İstanbul'a geldi, İstanbul Üniversitesinden Amerika'ya gitti. Amerika'da, Fetullah Gülen'in cemaatine intisap etti. Vedat'ı Twitter'dan kınadık ve 'Yanlış yapıyorsun.' dedik. Ne zaman Türkiye'ye geldiği, ne zaman içeriye girdiği, ne zaman içeriden çıktığı, hiç beni ilgilendirmiyor. Babam olsa, FETÖ'yle ilişkiliyse gereğini yapmazsak namerdiz, o kadar açıktır. "

"Bir tane leke bulunursa, siyaset yapan namussuzdur"

CHP'nin, söz konusu referandum çalışmalarında "parayı nereden bulduğu" sorusuna da yanıt veren Soylu, 50 vilayete kendi imkanlarıyla gittiklerini belirterek, "Biz namuslu adamız ve biz açık adamız. Arkamda bir tane ama bir tane leke bulunursa, bilmenizi istiyorum ki siyaset yapan da çocuklarının yüzüne bakan da namussuzdur." diye konuştu.

İçişleri Bakanı Soylu, "Allah bize fırsat vermiş, Tayyip Erdoğan gibi bir dünya lideriyle burada siyaset yapıyoruz. Ben siyaseti bırakmıştım ve bir daha yapmayacaktım ama bunu bundan üç ay önce söyledim ve bugün sözümdeyim, Tayyip Erdoğan'ın siyaseti bıraktığı gün bir daha siyaset kapısının içerisinden girmeyeceğim, hiç merak etmeyin." ifadesini kullandı. 

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Soylu'nun, kendisi hakkında söylenen hiçbir şeye cevap vermediğini, bir devlet ciddiyetiyle makul, ikna edici cevaplar vermesini istediklerini söyledi.