Mehterin kuruluşu. Yeniçeri ocağının bir parçası Olan Mehterin, hangi tarihte kurulduğu kesin olarak tespit edilememekle birlikte bunun, 14. yüzyılda I. Murat (Hüdavendigar) döneminde Çandarlı Kara Halil Paşa'nın tavsiyesiyle bir ocak halinde kurulduğu söylenebilir Mehter, Dünya'nın ilk ve en eski Askeri bandosu ünvanına sahiptir.

Orta asyada Türk Hun devletinde görülen ordu müziği Osmanlı döneminde Mehter takımı altında toplanmıştır. Günümüze kadar dayanan bando ismiyle bilinen topluluk pek çok evrimden geçmiştir. Osmanlı devletinin savaşlarda mehter hücum marşı adlı müziği çalarak psikolojik olarak havaya girmesiyle tarihe ALTIN HARFLERLE kazınmıştır.

Kelime anlamına bakıldığında Farsça kökenli “Mihter” kelimesinden geldiğini görüyoruz. Türkçe karşılığına baktığımızda pek ulu, en büyük ve reis anlamlarına karşılık gelmektedir. Mehter Yeniçerilerin askeri bandosu olarak geçmektedir.

Zurna, kurrenay, mehter düdüğü, davul, kudüm, nefir, nakkare, zil ve çevgan gibi enstrümanları icra eden kişilerin belli bir düzene göre sıralanması esastır. Enstrüman sayıları eşit tutulmuştur ve sayıya göre mehter takımında büyüklük katları belirlenmiştir. Mehter takımının başında onları yöneten mehterbaşı bulunur. Bu kişiye mehterbaşı ağa denir. Mehterbaşı komutlarıyla takımın hareketlerini ve icra edeceği marşları belirlerdi.

Türklerde askeri bando geleneğine ilk Orhun Kitabeleri' nde rastlanır, Tuğ ve Kübürge adı verilirdi. Bu bando savaşlarda ve özel günlerde Hakan için müzik yapardı. Hakimiyetin sembolü olarak değerlendirilirdi. Toprak kazanan beylere egemenlik sembolü olarak tuğ, sancak, zil ve davul gönderilirdi.

Nitekim Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Mesud, kazandığı başarılar sebebiyle Osman Gazi’ ye beylik yetkisini bu hediyeleri göndererek vermiştir. Gönderilen Tuğ ilk konserini “Tablı Ali-i Osman” adıyla Osman Gazi ve silah arkadaşlarına vermiş ve bu tarihten itibaren Osmanlı’da Mehter kurulmuştur.

Osmanlıda Mehter, Mehter teşkilatının başında devletin Emiri Alem adında memuriyet makamı vardı. Mehterhane ve mehterbaşı Emiri Alem’ e bağlıydı. Emri Alem, Mehter bölüklerine yapılacak tayinleri tastik etmek, elçi kabul törenlerinde hazır bulunmak, sancak beyliğine tayin edilen kimseye yeni sancak iletmek ve göndermek gibi görevleri takipten sorumluydu.

Mehter önceden günde beş kez her namazdan önce konserler verirdi. II. Mehmet döneminde yalnız ikindi namazlarından önce çalınmasına karar verildi. Mehter; cülus verildiğinde, kılıç alaylarında, zaferlerde, şehzade ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde de çalardı.

Barış zamanında mehter yeri denen yer çalan bando, seferde padişahın otağı önünde konser verirdi. 17. yüzyılın sonunda ve 18. yüzyılda Topkapı Sarayı'nda Demirkapı denen yerde, ayrıca Eyüp sultan, Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Rumelihisarı, Yeniköy, Kavak, Beykoz, Anadoluhisarı, Üsküdar gibi İstanbul 'un semtlerinde geceleri yatsı namazından sonra ve sabah namazından önce insanları uyandırmak için mehter takımı görev alırdı

Mehter, ilk kurulduğu zamanlarda konser esnasında çember vaziyetinin alırdı. Fakat daha sonraları hilal şeklini almış, günümüzde de bu şeklini devam ettirmiştir. Konser dizilimi, enstrümanların ve ses icra edenlerin hilal şeklinde dizilmesiyle başlar.

Daha sonra çevgenbaşı, mehterbaşı ağayı çağırır. Mehterbaşı ağa hilalin karşısına geçer ve tam ortasında durur. Bayraktaki yıldız konumundadır. Mehterbaşının komutlarıyla şarkılar icra edilir. Her şarkı bitiminde mehterbaşı halkı selamlar ve bir sonraki şarkının ne olacağını söyler. Konser bittiğinde mehterbaşı bir dua okur. Bu duaya Gülbank denir. Gülbank ile birlikte biten bu konsere Nevbet Vurma adı verilir.

Mehter konser sonrasında giderken ya da geçiş törenlerinde hareketli halde de müzik icra edebilir. Yürüyüş şekli farklıdır. Sağ ayak ile başlanarak üç adım atılır ve sağ taraf(Rahimallah) selamlanır. Ardından sol ayak ile başlanarak üç adım atılır ve sol taraf(Kerimallah) selamlanır. Bu şekilde 3 adımda bir durulur ve her iki yöndeki halk selamlanır.

Mehterhane, 1828'de Yeniçeri Ocağı’ nın dağıtılmasıyla birlikte II. Mahmut tarafından kapatılmış, bunun yerine III. Selim tarafından Mızıka-i Hümayun adıyla batı kopyası bir saray bandosu kurulmuştur. Bandonun başına Napolyon'un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti getirilmiştir.

Bu süreç 1914 yılına kadar devam etti. Türkçülük akımının etkisiyle tekrar gündeme gelen mehter, Enver Paşa’ nın emriyle Mehteran-ı Hakaniye adıyla tekrar kuruldu. 1935 yılında tekrar kaldırılan mehter, 1952 yılında askeri müze bünyesinde tekrar kuruldu.

Cumhuriyet döneminin ilk mehter takımı, 1952 yılında Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut tarafından altı kat olarak kuruldu ve 29 Mayıs 1953’te düzenlenen İstanbul’un fethinin 500. yılı kutlama törenlerine katılıp halkın büyük bir heyecanla ortaya koyduğu beğenisiyle karşılandı. Bu takımın yerine 1968’de zamanın Askerî Müze müdürü Sabahattin Doras’ın teklifiyle dokuz katlı bir mehter takımı oluşturuldu.

Bu takım halen Askerî Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı’na bağlı Mehteran Bölüğü adı altında faaliyet göstermektedir. Ayrıca Kültür Bakanlığı İstanbul Tarihî Türk Müziği Topluluğu’nun ve bazı belediyelerin bünyesindeki mehter takımları da bu tarihî kültür mirasını yaşatmak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir.