ANKARA - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini engellemek ve özellikle din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasının önüne geçmek için ciddi çalışmalar yapmalıyız" dedi.

Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından, 'Bağımsızlıklarının 30'uncu yılında Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu' Millet Kütüphanesi'nde gerçekleştirildi. Sempozyuma Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve davetliler katıldı.  

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Çam, etkinliğin çok anlamlı olduğunu belirterek, "30 yılı tamamlamanın gururunu değerlendirirken, bir durum muhasebesi yapacağız. Neleri başarabildik, neleri çalışarak başarabiliriz bunları değerlendireceğiz. Devletimizin en önemli biriminde bu çalışmanın yapılması anlamlı bir mesaj diye düşünüyorum. 30 yıl dönüm noktasıdır. Biz 30 yılda köklerimize kadar asırlara dayanan bütün heybeti haşmeti içinde bu 30 yılı tamamladık. Bundan sonra neler yapabileceğimizi konuşmalıyız. Bundan sonraki 30 yılları planlamamız açısından bu tip toplantılar önem arz ediyor" dedi.

KIRAN: DIŞARIDAN EMPOZE EDİLMİŞ DÜŞÜNCELERE İHTİYACIMIZ YOK

Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, Karabağ Zaferi'nin önemli bir milat olduğunu belirterek, "Türk dünyası inandığı zaman, gönül birlikteliğini, eylem birlikteliğine dönüştürdüğü zaman neler kazanabileceğini göstermiş oldu. Bir taraftan coğrafyamızın bize sunduğu imkan ve fırsatları birlikte harekete geçireceğiz, bunu da kendi özgün milli ve yerli politikalarımızla yapacağız. Türk dünyasının dışarıdan empoze edilmiş düşüncelere, dışarıdan empoze edilen fikirlere, dışarıdan bizleri yönetmek isteyen, bu coğrafyaya hükmetmek isteyenlerin senaryolarına hiçbir zaman ihtiyacı olmadı. Bugün yok, yarın da olmayacak. ‘Biz bize yeteriz’ belki kuru bir slogan gibi görünüyor; ama biz kendi sahip olduğumuz imkan ve potansiyeli gerçek anlamda hayata geçirebildiğimiz ölçüde ne kadar birbirimize yettiğimizi ve birbirimize yetmekle kalmayıp çok daha geniş ölçekte insanlığa da hizmetlerde bulunduğumuzu ispat ettik. O yüzden bugün dünden daha güçlüyüz yarın daha güçlü olacağız. Yeter ki bir olalım" diye konuştu.

ERBAŞ: DİN ÜZERİNDEN TERÖR VE ANARŞİ OLUŞTURULMASININ ÖNÜNE GEÇMELİYİZ

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ise kendilerini tarih sahnesinde güçlü kılacak en temel etkenin inançları ve ortak değerleri olduğunu kaydederek, "Bu bakımdan kendi aramızda dil, tarih, edebiyat ve mefküre birliğini temin edecek, güçlendirecek ve geleceğe taşıyacak daha büyük adımlar atılması elzemdir. Bu noktada öncelikle ilişkilerimizin güçlü bir kurumsal temele ve ileri düzeyde iş birliğine kavuşturulması gerekmektedir. Bu adım, küresel etkiler, tehditler ve kültürel savrulmalar karşısında sağlam bir duruş sergilemek açısından çok büyük bir önem arz etmektedir. Bunun için öncelikle, ortak değerlerimizin korunması, yaşatılması ve nesillerimize en güzel şekilde aktarılması için azami gayret göstermeliyiz. Feraset ve basiretle hareket ederek barışın, adaletin, iyiliğin ve güzelliğin yeryüzüne egemen olması için var gücümüzle çalışmalıyız. Bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini engellemek ve özellikle din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasının önüne geçmek için ciddi çalışmalar yapmalıyız. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığımız, kurulduğu günden beri ülkemizde ve 1971 yılından itibaren de farklı ülkelerde yaşayan soydaş ve dindaşlarımıza yönelik hizmetlerini aralıksız sürdürmektedir. Başta ülkemiz olmak üzere tüm medeniyet coğrafyamızda ilim, fikir ve hizmet müesseseleri üreterek insanlığın dini, ahlaki, maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap vermek için büyük bir özveriyle çalışmaktadır" ifadesini kullandı.

YÖK BAŞKANI ÖZVAR: TÜRK DÜNYASIYLA ÖNEMLİ ANLAŞMALAR İMZALAYACAĞIZ

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, genç kuşakların eğitimi ve geleceğe hazırlanmasının hayati öneme haiz olduğunu söyleyerek, "Genç kuşakları istismar etmeye çalışacak pek çok güç olduğu açıktır. Bu genç kuşakları gören, gözeten, onları dinleyip onlara sahip çıkan, beklentilerini karşılayan bir yaklaşım Türk Cumhuriyetlerinin iç istikraları açısından da, dünyamız için de fevkalade önemlidir. Önümüzdeki günlerde Türk dünyasının en önemli ülkeleriyle yükseköğretimde fevkalade önemli bazı kurumsal anlaşmalar, mutabakat zaptları imzalayacağız. Türk dünyası ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki kültürel entelektüel ilişkilerin yükseköğretim üzerinden ilmi çalışmalar, öğretim elemanı, öğrenci hareketliliği üzerinden giderek arttırılacağını da bu vesileyle ifade etmek isterim" ifadesini kullandı.