ANKARA - Bakan Varank, Avrupa Birliği (AB)-Türkiye arasındaki mali işbirliği kapsamında işletmelerin ve KOBİ'lerin rekabet gücünü artırmayı amaçlayan Rekabetçi Sektörler Programı Tanıtım Toplantısına katıldı. Programda Bakan Varank'ın yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Mustafa Erdoğan, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı da yer aldı. Bakan Varank, Covid-19 salgınına karşı mücadele ile geçen son bir yılın, işbirliği ve dayanışmanın önemini tüm ülkelere gösterdiğini belirterek, "Salgının kontrol altına alınmasından, aşı ve tedavi çalışmalarına insanlık olarak aynı gemide olduğumuzu bizlere bir kez daha hatırlattı. Yaşadığımız bu zorlu süreç geçmişin hatalarından ders çıkarmamıza, uluslararası ilişkilerde yeni ve temiz bir sayfa açmamıza vesile olur" dedi.

'MALİ ARAÇLARDAN DAHA FAZLA İSTİFADE ETMEK İSTİYORUZ'

Bakan Varank, böylesine kritik bir süreçte Türkiye olarak AB ile ilişkileri güçlendirmenin, tam üyelik yolundaki çalışmalara odaklanmanın her zamankinden daha elzem olduğunun bilincinde olduklarını belirterek, "Ekonomik, siyasi ve sosyal alanlardaki işbirliği faaliyetlerimizi, uyum düzenlemelerimizi hız kesmeden sürdürüyoruz. Cumhurbaşkanımız tarafından yakın zamanda açıklanan hukuk, insan hakları ve ekonomi alanındaki reform paketlerimiz bunun en güzel yansıması. Bu anlamda AB ile uyum sürecinde başvurduğumuz başlıca mali araçlardan olan 'Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı ve Birlik Programları'ndan önümüzdeki dönemde çok daha fazla istifade etmek istiyoruz. Ülkemizin de eş finansman desteğinde bulunduğu bu programlar, aday ülkelerin üyelik öncesi hazırlık çalışmalarına önemli bütçe destekleri sağlıyor. Bu programlarla sağlanan mali destek ve teknik yardımlar, Bakanlığımızın genel teşvik ve destek sisteminin önemli bir ayağını oluşturuyor. Bugüne kadar IPA kapsamında 800 milyon avro destek sağladık. Destek verdiğimiz projeler, oluşturdukları ekonomik katkının yanında ülkemizin AB mevzuat ve standartlarıyla uyumunda da önemli bir işlev gördü" diye konuştu.

'AB ÜYELİK HEDEFİMİZDEN SAPMADIK'

Bakan Varank, Ankara'da önümüzdeki yıl başlayacak 12 milyon Avro bütçeli 'Ankara Yenilikçi Teranostik Geliştirme Merkezi' projesi ile kanser ve enfeksiyon hastalıkları ile ilgili araştırma yapan girişimcilere Ar-Ge altyapı desteği ile ticarileşme desteği verileceğini bildirdi. Covid-19 salgınında karşılaşılan her sorunun Türkiye ile AB'nin birlikte hareket etmesinin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu tüm taraflara gösterdiğini belirten Varank, şöyle konuştu:

"Covid-19 sonrasında yeniden şekillenecek uluslararası ticaret ve yatırım kararlarında Türkiye’nin coğrafi konumu ve üretim potansiyeli çok daha stratejik bir noktaya taşınacak. Biz AB üyelik sürecine sadece şartlar gereği ya da ekonomik çıkar bakımından yaklaşmıyoruz. AB'nin insan hakları, hukukun üstünlüğü, fikir hürriyeti ve serbest ticarete dayalı değer yargıları bizim medeniyet anlayışımızla örtüştüğü için AB ile ortaklık kurmak istiyoruz. Biz ülkemizin geleceğini Avrupa’da görüyoruz. Bununla birlikte Avrupa’nın geleceğinin de Türkiye’ye bağlı olduğuna inanıyor, Türkiye’nin üyelik sürecini AB açısından bir sınav olarak görüyoruz. Zaman zaman duraksamalar olsa da Türkiye olarak ilk adaylık başvurusu yaptığımız tarihten bugüne AB üyelik hedefimizden hiç sapmadık. Taahhütlerimizi aksatmama noktasında azami gayret gösterdik. 62 sene önce nasıl kararlıysak bugün de aynı noktadayız. Süreçte karşılaştığımız zorluklar, tam üyelik kararlılığımızı etkilemedi."

'SENE SONUNA KADAR YERLİ AŞIMIZI ELİMİZE ALMAYI HEDEFLİYORUZ'

Bakan Varank, programın ardından katıldığı  televizyon programında yerli aşı çalışmalarına ilişkin son durumu açıkladı. Varank, "Biz Covid-19 Platformu ile yenilikçi, dünyada çok az denenmiş aşı adaylarını geliştirmek istiyoruz. Bunlardan bir tanesi 'VLP' dediğimiz 'virüs benzeri parçacıklar' aşı adayı, şu anda dünyada sadece iki ülke bu aşıyı çalışıyor. 3 aşı adayımız TİTCK'a başvurdu. TİTCK onaylar onaylamaz insan denemeleri aşamasına başlayacağız. Biz sene sonuna kadar yerli aşımızı elimize almayı hedefliyoruz. Bu süreç uzun sürecek, dünyada aşı savaşları var, fakir ülkelere hiç aşı gitmiyor. Burada geliştireceğimiz aşının uzun yıllar devam edecek bu salgınla mücadelede çok önemli bir başarı olacağını biliyoruz. Diğer ülkelerle de bunu paylaşmak için hazırlıklarımızı yapıyoruz" ifadesini kullandı.