Küresel et endüstrisinin pazar büyüklüğü 1 trilyon dolar seviyesini aştı. Et tüketimi refahın bir işareti olarak görülse de buna rağmen özellikle gelişmekte olan ülkelerde vejetaryen ve vegan akımı günden güne artış gösteriyor. Özellikle genç, kentsel, orta ve yüksek gelirli nüfus arasında giderek daha popüler hale gelen vejetaryenlik, küresel bir tüketici eğilimine dönüştü.  ABD ve Kanada gibi geleneksel gıda tüketim alışkanlıklarının bulunmadığı ülkelerde vejetaryen ve vegan ürünlerine olan yoğun ilgi, beraberinde bakliyat ürünlerine olan talebi de artırdı. Bezelye, yeşil mercimek, fasulye gibi protein oranı yüksek baklagillerden ileri teknolojik yöntemlerle hazırlanan protein ve lif oranı yüksek bitkisel ürünler için son beş yılda kullanılan bakliyat miktarı 1.5 milyon tona ulaştı.

Vejetaryen ve özellikle vegan bireylerin bu yöndeki beslenme şekillerini sürdürebilmeleri için çok yüksek maliyetlere ödediğini ifade eden Nişantaşı Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Alican Umut, “Bu beslenme şekline uygun gıdaların devlet desteğiyle üretimlerinin artırılması vejetaryen ve vegan gıda endüstrisinin maliyetini azaltmasını sağlayacaktır. Üretim maliyetlerinin düşmesiyle birlikte vejetaryen ve vegan beslenme şeklini benimseyenler bu ürünleri daha ucuza satın alma imkânına sahip olacaklardır” dedi.

SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇACAK UYGULAMALAR GELİŞTİRİLMELİ

Vegan ve vetetaryen gıda sektörünün önünü açacak uygulamalar geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Alican Umut, “Bireylerin beslenme ve vicdan özgürlüğü anayasa tarafından güvence altına alınmış bir haktır. Bu hak kapsamında bireyler haklarının verilmesi gerektiği konusunda başvurularda bulunabilmektedirler. Bu başvurular neticesinde üniversiteler ve cezaevlerinde vejetaryen ve vegan beslenme şekillerine uygun menüler oluşturulması kararı verilmiş olsa da bunun tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kısmi şekilde uygulandığı görülmektedir. Vejetaryen ve vegan beslenme şekline uygun menüler devlet tarafından kamu kurum ve kuruluşlarında artırılır ve desteklenirse vegan gıda sektörünün gelişimine önemli katkıda bulunmuş olacaktır. Ayrıca devletin vegan gıda sektörünü desteklemesi bu ürünlerin ve ürün çeşitliliğinin artmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla vegan ürünlerinin miktarı ve çeşitliğinin artması fiyatının ucuzlamasına vegan beslenme şeklini benimseyen bireylerin bu ürünlere daha rahat erişmesine imkân sağlayacaktır” diye konuştu.

DEVLET DENETİMİ TALEBİ

“Vejetaryen ve vegan bireyler satın aldıkları ürünlerin kendi beslenme şekillerine uygun olup olmadığını bilmek istemektedirler. Bu kapsamda vejetaryen ve vegan beslenme şekillerine göre üretilen ürünlerin devlet tarafından denetiminin yapılması ve ambalaj kısmında bunun gözle görülecek şekilde yer almasını sağlamalıdır” diyen Alican Umut şunları söyledi:

“Vejetaryen ve vegan bireyler için sadece gıda endüstrisi değil, tekstil, temizlik ve kozmetik endüstrilerin de hayvansal ürünlerin kullanılması, tekstil ürünlerinde de yüksek hassasiyete sahiptirler. Hayvansal ürünleri yer aldığı kürk, deriden yapılmış çanta, ayakkabı, kemer gibi tüm ürünlerin kullanmamaktadırlar. Vejetaryen ve özellikle vegan bireyler kozmetik ürünlerin  içerikleri ve hayvanlar üzerinde dermatolojik testlerin yapılmasında oldukça hassaslardır. Dünya genelinde vegan beslenme şekline uygunluk açısından üretilen ürünlerin V-Label Sertifikası’na sahip olması gerekmektedir. V-Label Sertifikası Avrupa Birliği tarafından yönetilen vegan üretim standardizasyon belgesidir. Vegan bireyler ürün satın alırken, satın aldıkları ürünün bu sertifikaya sahip olup olmadığına çok dikkat etmektedirler.”


“TÜRKİYE PAZARDAN DAHA FAZLA PAY ALABİLİR”


Türkiye’de dört mevsimin yaşanması sebebiyle tarım ürünlerinin üretimi için oldukça elverişli koşullara sahip olduğunu ve bu sebeple vejetaryen ve vegan ürün endüstrisinden daha fazla pay alması gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Alican Umut, “Hemen hemen her çeşit bakliyat üretimi Türkiye’de gerçekleştirebilmektedir. Bakliyat ürünlerinin üretiminin artırılması için devlet çeşitli tarımsal desteklemeler yapmalıdır. Özellikle bakliyat ürünlerine olan talebin yükselmesiyle birlikte devlet desteğinin de artması ülkemizdeki bakliyat ürünlerinde üretiminde artış sağlanabilir. Türkiye’nin sahip olduğu iklim koşulları nedeniyle bakliyat ürünlerinin üretiminin artırılmasıyla dünyada yükselen vejetaryen ve vegan beslenme şekline uygun ürünlerinin üretilerek hem ülke içindeki talebin karşılanması hem de dünyaya ihraç edilmesi konusunda önemli adımlar atılabilir. Her yıl ortalama yüzde 10 büyüyen vejetaryen ve vegan ürün endüstrisinin 2026 yılında 24,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu gelişmelere bakıldığında ülkemizin coğrafi koşulları da göz önüne alındığında bakliyat ürünlerinin üretimini arttırırsak vejetaryen ve vegan ürün endüstrisinden daha fazla pay alabiliriz” şeklinde konuştu.