İkinci Dünya savaşında büyük devletlerin Almanya'ya karşı birleşmiş olmaları, 14 Ağustos 1941'de Roosevelt ve Churchill'in imzaladığı Atlantik Anayasası, 1 Ocak 1942'de İngiliz, Amerikan ve Sovyet (Rusya) temsilcilerinin Washington'da imzaladıkları Birleşmiş Milletler beyannamesi ve 30 Ekim 1943'te aynı devletler ile Çin temsilcisinin imzaladıkları ve "Büyük, küçük bütün barışçı devletlere açık ve egemenlik eşitliğe dayanan milletlerarası bir teşkilatı, öngören anlaşma ile Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmuştu.
Almanya'ya karşı galip devletler, Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesini oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi bu üyeler: ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'dir.
Aradan uzun yıllar geçti, dünyada taraflar ve güçler dengesi değişti.
BM ve Güvenlik Konseyi'nin kararlarında adil olmadığı ve ABD'nin baskısı altında bulunduğu su götürmez bir gerçek.
Dünyanın ekonomi, siyaset ve askeri alanda güçlü ülkeleri BM'nin yeniden yapılandırılmasını ve BM Güvenlik Konseyi üye sayısını arttırılmasını talep etmektedirler.
Almanya, Japonya, Hindistan ve Brezilya BM Güvenlik Konseyi daimi üyeliğine adaylığını koydu ve kulis faaliyeti çalışması yapmaktadır.
1,5 milyonluk İslam Dünyası'nın, 250 milyonluk Türk Dünyası'nın BM Güvenlik Konseyinde bir temsilcisi yoktur.
Türkiye, Endonezya, Malezya, Pakistan, Bangladeş ve Mısır gibi ülkelerin sesi çıkmıyor?
Türkiye başını kuma sokmuş, zina tartışmaları AB'nin memurlarını ikna edebilmek için T.C.'nin başbakanı seferber olmuş!?..
Türkiye ne tür boş hedeflerle uğraşıyor?
Bulgaristan görüşme takvimi aldıktan 2 yıl sonra idamı yasakladı. Türkiye, görüşme takvimi tarihi henüz söz konusu değilken idamı kaldırarak, bölücü başını affetmiş oldu!?
Bütün bu ödünler AB hayali yüzünden değil mi?
İslâm Konferansı Örgütü veya Türki Cumhuriyet'ler, BM Güvenlik Konseyi daimi üyeliği yolunda ülkemize destek vermezler miydi?
Bunların temasları ve kulis çalışmaları acaba yapıldı mı?
Dünya'yı yönetecek BM Güvenlik Konseyi yeniden şekillendirilirken biz uyumakla meşgulüz!.
Yazık Türkiye'ye!?
Yazık Yöneticilerimize!?
Türke müsbet ve iyi bir iş veriniz, bunu reddetmesi ihtimali yoktur.
Atatürk
