Uzun süredir Türkiye, Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan doğan egemenlik haklarını korumak amacıyla adımlar atıyor. Son zamanlarda ise gündemde olan  Libya ile yapılan deniz sınırlandırma anlaşması,  bölgede sınırı olmamasına rağmen enerji faaliyetlerinde bulunan  ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve İtalya aktörlerine , Türkiye ‘nin dahil olmadığı bir Doğu Akdeniz hayalinin gerçek olmadığını vurgulayan nitelikte.

Türkiye ‘sahada ve masa da ‘ eşli olarak güç göstermek için adımlar atmış diplomatik ve barışçıl çözüm yollarını öngörmüştür. Bölgesel ve bölge dışı aktörlerin kendi aralarında yapmış olduğu gizli anlaşmaları yıkan ve yeni dengeleri  oluşturan mutabakat  Türkiye’nin Güney Akdeniz kıyılarından Libya Kuzeydoğu kıyısına kadar olan bölgede münhasır ekonomik bölge (MEB) oluşturmasını amaçlıyor.Bununla birlikte bölgedeki haklarını adil ve uluslararası hukuka uygun olarak paylaşımda bulunabilecek devletler ile de aynı şekilde masaya oturmaya hazır.

AB’nin yardımlarıyla bölgede tek başına etkin olmayı ve KKTC ‘yi yok sayarak hak gaspının görmezden gelineceğini uman GKRY ve gerçeğe aykırı tutumlarıyla bilinen  Yunanistan anlaşmanın uluslararası hukuku ihlal ettiğini savunuyor. Bunun üzerine, Libya'nın Atina Büyükelçisini ‘ Persona non grata (istenmeyen kişi) ‘ ilan eden Yunanistan konuyu Birleşmiş Milletlere taşıdı. Aynı yönde Mısır ve İsrail de anlaşmanın bölgedeki barışı tehdit edecek nitelik taşıdığını düşünüyor.

800 milyar dolar değerinde  doğalgaz rezervine sahip Doğu Akdeniz havzasında gerçekleşen  güç yarışındaki dengeleri değiştiren mutabakat, birçok uluslararası aktörlerden  tepki alsa da, Türkiye ulusal çıkarları  açısından büyük önem taşıyor.

Bu anlaşma sonucunda elde ettiğimiz kazanımları sıralarsak;

-Türkiye ilk defa kıyıdaş bir ülkeyle münhasır ekonomik bölge (meb) sınırlandırma anlaşması imzalamıştır.

-Bu anlaşma ile Türkiye Doğu akdenizde sahneye çıkarılmak istenen kirli oyunu diplomasi hamlelerle bozmuştur.

-Uluslararası hukuka aykırı olan ve deniz yetki alanımızı 41 bin kilometre ile kısıtlayacak Sevilla Haritası’na sıkıştırılamayacağımızı uluslararası arenada göstermiştir.

-Mavi vatana Libya komşu olmuş ve bu diplomatik adım Birleşmiş milletlere bildirilerek tüm dünyaya ilan edilmiştir.

Mutabakatın ve Libya’ya  asker göndermenin iki ayrı konu olduğunu düşürsek ; Libya ile yapılan bu anlaşmanın arkasının geleceği açıktır. Türkiye haklarını doğru hamlelerle arayarak tüm dünyaya yeniden diplomasi dersi vermeye devam edecektir.