Geçen hafta Türkiye Barolar Birliği (TBB)’nin Ankara’da düzenlediği Kıbrıs’ta Son Söz konferansının açılışında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY ve Adalet Bakanı Abdülhamit GÜL ile KKTC Başbakanı Ersin TATAR ve KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan TAÇOY da katılıp Mavi Vatan ve Kıbrıs politikaları hakkında çok önemli açıklamalar yaptılar. 

Daha önceleri de Türkiye ve KKTC’nin; Ege’de ve Doğu Akdeniz’de iyi komşuluktan, dostluk ve istikrardan yana olduğu belirtilip, her ne pahasına olursa olsun hak ve hukukunun korunacağı belirtilerek muhataplarımız defalarca ikaz edilmişti. Nitekim geçen Aralık ayında GKRY lideri Anastasiadis soydaşlarımızın basit bir azınlığa razı olmaları halinde doğalgaz gelirinden nüfus oranına göre pay verilebileceğini açıklama ihtiyacını hissetmişti. 

Daha sonra da Türk sondaj gemilerinin Kıbrıs açıklarındaki faaliyetlerinin, çokuluslu şirketlerin ve ABD savaş gemilerinin bölgede olmaları ile önlenemeyeceğini belirten Yunanistan’ın önemli müzisyenlerinden Theodorakis; bugünkü konjonktürde kendini güya avantajlı gören Yunanistan’ın, ABD ve AB’den destek gördüğü naralarının tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye, ABD ile anlaşırsa her şey alt üst olup Yunan halkı kaderine terkedileceğinden, Türkler rakip değil ortak yapılmalıdır.” diye ikaz etti. 

Evet ikaz etti ama 1919’da da General Motokros; Megali İdea safsatasının peşinde Batı Anadolu’yu işgale hazırlanan Venizelos’a da karşı çıkmış, ikaz etmişti. 

Sonuç malum. 

Şimdi, şımarık komşumuzun bütün bu tarihi gerçekleri de değerlendirerek doğru yolu bulup bulamayacağını bekleyip göreceğiz. 

Değerli okuyucularım, bu panelde Kıbrıs politikalarımızın; hem TC, hem de KKTC’nin en tepe yönetimlerince mükemmel bir uyum içinde ve güçlü bir irade ile yürütüldüğü açıkça ortaya konmuştur. Bu husus şüphesiz hepimize güven ve ümit vermektedir. Ve bu dayanışmanın bölge barışı açısından yüksek değeri de apaçık ortadadır. 

Bugün Kıbrıs’ta öne çıkan; ambargoların kaldırılarak ticari ve sportif ve turizm faaliyetleri ile direk uçuşlar konusundaki insan hakkı ihlallerine son verilmesi, eşit bir şekilde doğal kaynaklarla yönetim ve güç paylaşımı, Kapalı Maraş’ta vakıf mallarının asıl sahiplerine iadesi ve bölgenin iskana açılması ve Türkiye’nin Garanti ve İttifak anlaşmaları ile belirlenen tüm hak ve vecibelerinin korunması konularında, TC ve KKTC tarafından yüksek ve anlamlı bir mutabakat dile getirilmiştir. 

Bu görüşmelerin ardından panele katılan panelistler ayrıca; Kıbrıs’ta süratle mal ve hizmet sektöründe üretim ekonomisine geçilmesinin, Anadolu’dan akıtılan Dragon Çayı’ndan azami yararlanılarak tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi sektörünün geliştirilmesinin, Türkiye ile KKTC arasında ticaretin kolaylaştırılmasının, KKTC’nin süratle enterkonnekte sisteme dahil edilmesinin, turizm ve yüksek öğretim alanının sürdürülebilir kılınmasının lüzumuna da değinmişlerdir. 

Değerli okurlarım, malumları beş yıl sonra Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50nci yılı idrak edileceğinden, bu panelde ortaya çıkan hususlar arasında, özellikle Türkiye ve KKTC tarafından gerçekleştirilecek olan yukarıda belirtilenleri, beş yıl içinde sonuçlandırılabilmek için bir plana bağlanmasının önemseneceğini ve gerçekleştirileceğini değerlendiriyorum. Zira bütün bunların gerçekleşmesi için Sn.Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Türkiye’nin sadece elini değil bütün gövdesini taşın altına koyduğunu veciz bir şekilde ifade ettiler. 

KKTC Hükümeti’nin bu anlamlı desteği en iyi bir şekilde ve süratle kullanacağından hiç şüphemiz yoktur. 

Biz de Kıbrıs Gazileri olarak beş yıl sonra KKTC’nin bu büyük bayramına şevkle ve gururla katılır ve kutlarız inşallah.