MİHAİL BİÇAÇİ – “Kuşçu Mihail”
Yeşilköy’ün renkli simalarındandı. Türkiye Musevi’si olan merhum Mihail; meşhur “Deri fabrikatörü” BİÇAÇİ familyasının emekli büyüklerindendir. 
“Benim peyzaj Ressamlığım” yıllarında değerli müşterilerim arasında başta gelendi. Dahası, kuşçuluğunda olduğu gibi, resim alanında da hayli bilgili ve o mikyasta seçici olarak da isim yapmıştı. Nitekim, kendi camiasından tablo almak isteyen ilk ona müracaat eder ve onun tavsiye ettiğini alırlardı. 
Ünlü Ressamlarımızdan Üsküdarlı Hoca Ali Rıza Bey’in imzasını taşıyan 3-4 tablosu vardı ki, merhum üstat’a bizzat yaptırmış ve imzalatmıştı. 
Değerli refikaları merhum Biçaçi Hanım’a gelince; gayet şişman oldukları için pek nadir sokağa çıkabilmekte olmaktan muzdarip bu talihsiz kadın, bir Hanımefendi’de olması icap eden bütün değerli vasıfları bünyesinde taşımaktaydı. Tek kelime ile gerçek bir İstanbul Hanımefendisi idi. 
1967 yılında Yazarlık hayatına geçmemden sonra kendileriyle pek nadir görüşür olmuştuk ki, bir gün evlerini satarak bir başka semte taşındıklarını öğrenmiştim. Daha sonra ise; ilk Refikaları Hanımefendi ve peşinden de Kuşçu Mihail Efendinin art arda vefat etmiş olduklarını öğrendiğimde, hayli üzülmüştüm. Zira, Biçaçi familyasını gerçekten severdim. Dahası yağlıboya branşı üzerinde bana hayli bilgi sunmuşlardı. 
Ne denir; Hz.Allah’ın rahmeti üzerlerinden eksik olmasın. 
ALİ EYÜPOĞLU - “Yorgancı Ali”
1937 Trabzon doğumlu Ali Eyüpoğlu; Yeşilköy’ün ilk Yorgancı Ustası olmakla birlikte, son Yorgancı Ustası da yine kendisi olmuştur. Zira, onun dükkânını kapamasından sonra, başka hiçbir Yorgancı, dükkâna talip olmamıştır. 
Yorgancılık zenaatı değil sanatını sergileyen Eyüpoğlu Yorgancılar dünyasının son temsilcilerindendir. Kendisini 1967 yılında tanıdım ve odur, budur tesis ettiğimiz arkadaşlık ve dostluğumuz, çok şükür günümüzde de devam edip gitmektedir. 
Eyüpoğlu Usta’nın dükkânı, günümüzdeki “Canik Pasajı”na gitmeden hemen bitişiğindeki Çiçekçi dükkânının yerinde idi. Şöyle ki; 1967’lerde bu mahalde büyük bir apartman vardı. Yeşilköy’ün kadim sakinlerinden “Parseğ Gevrekyan”a ait bulunan bu Apartman’ın zemin katında bulunan dükkân, Ali Usta’nın Yorgancı Dükkânı idi. 
MARANGOZ ZİYA USTA
Gayet mahir bir mobilya Ustası olan Ziya Bey, Yeşilköy’de kısa zamanda kendinden söz ettirir olmuş, mobilya alanında nam salmıştı. 
Ziya Usta ile 1977 yılında tanışmıştık, sıcak kanlı, yardımsever bir yaradılışı vardı. Nitekim, kısa zamanda yakınlık tesis edebilmiştim. 
Evli ve iki erkek çocuğu bulunan Ziya Usta’nın dükkânı, İstasyon Caddesi’nde eski “Hisar Pastanesi’nin” sırasında idi. Halihazırda “Bosna” da çalışmakta olan Ziya Usta, Yeşilköy’de ikamet etmektedir. 
ĞAZAROS POTUKYAN (1922-1996)
Yeşilköy’ün kadim emeklilerinden olmakla birlikte gayet kültürlü ve hoş sohbet bir insandı. Merhumun doğum tarihi, kendi ifadesine göre; “5 Nisan 1922 veya 6 Haziran 1920” imiş. 
Yeşilköy’ün meşhur Kolacısı Yeğya “Yahya”nın dükkânında yapılan sohbetlerin baş müdavimcisi idi. 
Merhum, 1996 yılının Nisan sonunda vefat etmiş olan Potukyan Efendi’nin ayrıca Ermeni Kilisesi’ne yaptığı değerli hizmetlerinden dolayı; “4 Mayıs 1996 Cumartesi” günü, “Tegannilere” yapılan özel bir ayinle, toprağa teslim edilmiştir. 
SOBACI BURHAN
Yeşilköy’ün kadim sakinlerindendir. Soba kurmakta gayet mahir olan Burhan, Yeşilköy’deki tarihi konak, yalı ve evlerin vazgeçilmez Sobacısı olarak tanınmıştır. 
Yeşilköy’deki yakın arkadaşları, daha ziyade Ermeni cenahından olmuştur ki, ben dahi onun yakın arkadaşı idim. Bu mümtaz Türk insanı, hemen herkes tarafından sevilen bir İstanbul çocuğudur. 
HIRİSTO SPİRİDİS – “Kilitçi Hiristo” 
“1 Mayıs 1907” tarihinde Sinop’ta dünyaya gelen; çocukluk ve ilk gençlik yıllarında hayli çile çekmiş bulunan bu çilekeş insan; Dolapdere, Kurtuluş, Beyoğlu vs. İstanbul’un hemen her köşesinde en zor şartlar altında çalışarak, “Ekmek parası” kazanabilmek için vargücü ile mücadele vermiştir. 
Yeşilköy’e yerleştikten sonra, bir Rum kızı ile evlenmiş ne var ki, pek anlaşamamışlar ve ondan boşanarak bir Ermeni kızı ile evlenmişti ki, “2002” yılında kendisiyle tanıştığımda, aynı mutlu yuvasını idame ettirebilmekteydi. 
CANLI TARİH SPİRİDİS
İstanbul’un “İşgal yılları dahil”, yakın tarihimize ait mor ve yeşil yılları içinde zuhur etmiş bir çok vak’ayı, rahatlıkla hatırlayıp anlatabilmekte olan bu “İhtiyar delikanlı”: <Sultan II.Abdülhamid Hân, (1876-1909) Sultan V. Mehmed Reşad (1909-1918). Sultan VI. Mehmed Vahideddin (1918-1922). Halife Abdülmecid (1922-1924) olmak üzere Üç Padişah, bir Halife ve 10 Cumhurbaşkanı görebilme şerefine erişebilmiş ender talihlilerdendir.>
Bütün aksiliğine rağmen, Yeşilköylüler tarafından sevilip, sayılan bu ihtiyar delikanlı, uzun yıllar “Kilitçilik Mesleğiyle” iştikâl etmiş ve bu meslekten emekli olmuştur: (2002). 
Son derece asabi ve müşterilerine karşı kaba olmasına rağmen; dürüst ve vicdanlı oluşuyla, hemen her yardım ihtiyacı olanın imdadına koşması, onun bu menfi yönünü af ettirebilmiştir. 
HARALAMBOS ÇİMENOĞLU – “Bakkal”
Yeşilköy’ün en eski bakkallarındandı. Takriben (1969 veya 1970) yıllarında vefat etmiştir. Dükkânı; Mahmut Şevket Paşa Sokağı’nın, hemen girişinde bulunan Eczacı Dükkânı’nın yerinde idi. 
Merhum, Haralambos Çimenoğlu; Yeşilköy’ün en eski “Gazete Bayii”, Duli Çimenoğlu’nun babası idi. 
Çimenoğlu familyası, “Karaman Rumlarındandır.” 
BERBER FETİ 
Yeşilköy’ün kadim Berberlerindendir. Merhum Berber Feti Efendi, Yeşilköy’ün gayrı İslâm sakinleriyle iç içe yaşar ve onları öz Türk vatandaştan ayrı görmeyip, benimsemiş olan ender münevver Türk’lerdendi. 
Ermeni Kilisesi Tegannilerinden Berber Kerope’nin dükkânında yıllarca Kalfalık yapmış bulunan Feti Efendi, Teganni Kerope hastalanıp, rahat yürüyemez hale geldiğinde, Feti Efendi onu ortada bırakmayıp, kendi dükkânına almış ve vefatına kadar sahip çıkmıştır. 
Peki, haklı olarak; Kerope’nin kimsesi yok muydu? denecektir. Var mıydı, yok muydu, orasını bilemem ama; aşırı içki düşkünü idi, belki bu sebepten olabilir?.. 
Berber Feti Bey’in ilk dükkânı; İstasyon Caddesinde bakkal Haralambos’un dükkânına yakın mesafede idi. İkinci dükkânı ise aynı caddede Bakkal Bari’nin dükkânına yakın mesafede idi ki, merhum Kerope bu dükkânda vefat etmiştir. 
Berber Feti Usta, hem erkek ve hem de kadın berberi olarak çalışmaktaydı ki, dükkânının arka bölümünde kadınlar için ayrı bir bölüm açmıştır. 
Cenabı hak her ikisine de rahmet eylesin. 
SPİRO HARİTO – “Kasap Spiro” – (1922-2000) 
1922 doğumlu namı değer Kasap Spiro; İstanbul Hıristiyan’ı olup, Ortodoks mezhebinden bir Arnavut’tu. 
Kadim Yeşilköylülerden Kasap Spiro Efendi, Yeşilköy’ün en münevver sakinlerinden ve seyyar Ansiklopedi denebilecek derecede bilgi dağarcığı olan ender münevverlerden ve çok güçlü hafızası olan, güçlü bir şahsiyetti. 
İlk satırda da belirttiğimiz gibi, tam mânâda bir bilgi hazinesi olmakla birlikte sıcak kanlılığı ile Yeşilköy’ün en renkli, en aranan simalarındandı diyebiliriz. 
Dolayısıyla, 2000 yılında vefat edişiyle çoğu Yeşilköylüyü üzmüştü. Zira, hemen herkese karşı saygılı ve yardım sever oluşuyla, Yeşilköylüleri yakından tanıyabilme şansını elde etmiş, tarihe mal olmuş şahsiyetleri de kitap ve daha değişik belgelerden öğrenmeye çalışmış ve böylece Yeşilköy hakkında gerçekten bahse değer bilgiler elde etmiş ve böylece Yeşilköy’e aşk derecesinde bağlanmıştı. 
Tam adı Spiro Harito alan ve Kasaplık mesleğiyle iştigal eden bu değerli insan; nefis etleriyle müşterilerinin takdirlerini kazanmış ve böylece Yeşilköy’ün “baş kasabı” olarak da ayrıca nam salmıştı. 
Spiro’nun dükkânı; Tren İstasyonuna yakın bulunan Mahmud Şevket Paşa Sokağında, Paşa’nın Kurmay Heyeti’nin kaldıkları ikiz evlerin tam karşısında idi ki, böylece tarihle iç içe yaşayabilmenin zevkini tatmaktaydı. Nitekim ikametgâhı da aynı sokaktaydı. 
İçkinin vesile olarak değerlendirildiği meyli sohbetleri pek sever ve onun bulunduğu meyli sohbetler bazen sabaha kadar sürerdi. Bu enteresan şahıs; avcılık sporuna da düşkündü ve daha ziyade “domuz” avlardı. Kendileriyle yıllarca tarihi sohbetler yapabilmem nasip olmuştur ki, bu sohbetlerden hayli istifadem olmuştur. 
<devam edecek>