"SAĞLIKTA DÜNYA STANDARTLARINI GEÇECEĞİZ"
Ülkemizin ilk sivil toplum kuruluşlarından biri olan Avrasya Bir Vakfı'nın yeni mevsim açılışı, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ve kalabalık bir davetli grubunun katılımıyla yapıldı.
Bu vatana hizmet edenlerin, bu vatan için can verenlerin aziz ruhları için yapılan saygı duruşu ve İstaiklal Marşı'mızın okunmasından sonra, Vakfın Genel Müdürü Abdullah Kılıç açış konuşmasını yaparak Avrasya Bir Vakfı Başkanı Şaban Gülbahar'ı kürsüye davet etti.
BAŞKAN GÜLBAHAR: "VAKFIMIZIN 20. YILINI GURURLA KUTLUYORUZ"
Başkan Gülbahar, Avrasya Bir Vakfı'nın, vakfın çatısı altında kurulmuş olan Türkiye'nin ilk think tank kuruluşu olan ASAM'ın ve Ermeni Araştırma Enstitüsü'nün kuruluşunu ve kuruluş amaçlarını anlattı:
"Türk Dünyası'ndan, kardeş ülklerden, akraba topluluklarından gelen toplam 34 ülkeden 2000'den fazla öğrenciye burs verdik. Onların ülkemizden ayrılıp giderlerken birer Türkiye sevdalısı olmaları için çok çaba sarfettik.
Onlara klüpler kurduk, geziler, seminerler tertipledik. Çeşitli konularda Türkiye'nin örfünü, adetlerini, kültürünü, Osmanlı ve Türk tarihini öğrenmelerini sağladık. Eminim ki gidenler, bugün ülkelerinde çok iyi noktalara gelmişler, yönetici, bürokrat, sanayici olmuşlardır."
"VAKFIMIZ BİR HALK ÜNİVERSİTESİNE DÖNÜŞTÜ"
Başkan Gülbahar, konuşmasının devamında vakıf olarak, ASAM olarak, Ermeni Araştırmaları Enstitüsü olarak yaptıkları çalışmaları özetleyerek şöyle dedi:
"Yaptığımız cumartesi konferansları, Avrasya Bir Vakfı'nı bir halk üniversitesine dönüştürdü.
(...) Bizim yaptığımız hizmetlerin başında ASAM yani, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi gelir. Dünyada 4 binden fazla think tank kuruluşu vardır. ASAM kuruluncaya kadar Türkiye'de bir tek think tank kuruluşu yoktu; çünkü Türkiye'de think tank kültürü yoktu. Yalnızca ABD'de 2400'ün üzerinde think tank kuruluşu vardır.
ASAM'da bilgiye yatırım yaptık. O zamanlar ASAM'da 70'e yakın uzman çalışıyordu. Şimdi ASAM'dan ayrılanlar pekçok think tank kuruluşunun ya içinde ya da başında görev yapıyorlar. Şu anda Türkiye'de, ASAM'ın öncülük ettiği think tank kuruluşlarının sayısı 70'e yaklaştı.
Think tank kuruluşları toplum açısndan önemli kuruluşlardır. Çünkü İskoçlu filozof Davit Hume, 'İktidarlar kanaatlere dayanır. Her milletin bir kanaat oluşum süreci vardır. Kamuoyu derken her konuda hakim olan kanaat demektir. Bir düşünceyi kamuda hakim kılmanın pekçok yolu vardır. Bunlardan biri de düşünce kuruluşlarıdır' demektedir. "
"ABD SİYASETİNDE ETKİLİ OLMANIN ÜÇ YOLU VARDIR"
"Dolar milyarderi Haim Saban da, 'ABD'nin siyasi yaşamında etkili olmanın üç yolu vardır' diyor ve sıralıyor:
1. Siyasi partilere bağış yapmak,
2. Düşünce kuruluşları kurmak,
3. Medya organlarını kontrol etmek.."
Zira ABD demek banka demektir, ABD demek medya demektir, ABD demek Public Poicy Research Institute demektir. Bunların patronlarının kim oldukları hepimizin malumudur. Ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee, Bir Tarih Denemesi'nin 8. cildinde," 1960'da strateji merkezimiz Securty of London'ı kurduk, bizim dışımızda kalanların boynuna ilmeği iyice geçirdik" demişti.
"VAKFIMIZ PEKÇOK UZMAN YETİŞTİRDİ"
Türkiye'nin ilk think tank kuruluşu olan vakfımız 1993'teki ilk kuruşluşundan bu yana pekçok uzman yetiştirdi. Türkiye'yi ilgilendiren çeşitli konularda binlerce rapor hazırladı ve bunları Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı gibi kamu kurumlarıyla paylaştı, ortak çalışmalar yürüttü.
Avrasya Bir Vakfı, bu çalışmalarının yanı sıra Stratejik Analiz ve Ermeni Araştırmaları dergileri, Avrasya Dosyası gibi 70'in üzerinde yayınla ülkemize hizmet etmeye çalıştı.
1915'in 100. yılı olan 2015 Türkiye açısından kritik bir yıl olacak. Zira Ermeni diyasporası, 1915 Tehciri'nin 100. yılı dolayısıyla Türkiye üzerinde büyük fırtınalar koparmaya çalışıyor. Ermeni Enstitüsü olarak, 19 yıldır, üç ayda bir Ermeni Araştırmaları Dergisini yayınlamaktayız. Bu konuyla ilgili sempozyumlar yapmaktayız. Bugün Türkiye Ermeni konusunda ciddi olarak ayakta durabiliyorsa, kendini savunacak ciddi argümanlar sunabiliyorsa, bunu Avrasya Bir Vakfı'na bağlı Ermeni Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı çalışmalara borçludur.
Bu çatı altında önemli konularda pekçok beyin fıtınası düzenledik, anlatılanları kitaplaştırdık.
Bugün Türkiye'nin en önemli kuruluşlarından biri olan Güvenlik Müsreşerlığı, ASAM'da yapılan çalışmalar sonucunda hayata geçirilmiştir.
"KIBRIS'IN YÜZDE 32'Sİ OSMANLI VAKIF ARAZİSİDİR"
Avrasya Bir Vakfı, AB müktesebatı çerçevesinde azınlık vakıflarının verilmesi konusunda çalışmalar yapılırken, biz de, 'Osmanlı medeniyeti bir vakıf medeniyetidir' dedik ve bu konudaki araştırmalarımızı Kıbrıs'tan başlattık.
Yaptığımız çalışmalar sonucunda, Kıbrıs'ın yüzde 32'sinin Osmanlı'nın vakıf arazisi olduğunu tespit ettik. Maraş topraklarının yüzde 92'sinin Osmanlı vakıf arazisi olduğunu ortaya koyduk. Uluslararası hukuka göre, devletler el değiştirmiş olsa dahi, vakıf mallarına el konulamıyor ve vakıf malları satılamıyor.
Daha sonra Balkanları masaya yatırdık. Oralarla ilgili ciddi çalışmalar yaptık. 700 adet Osmanlı vakıf arazisi üzerinde bankalar, hastahaneler vs. yapılmış.
Kısıtlı bir bütçeyle çok önemli sayılacak işler yaptık kanaatindeyim. Cenab-ı Allah bize bu yönde hizmet etmeyi lutfetti, nasip etti. Buna yürekten inanıyorum."
..........................................................................................................................................
SAĞLIK BAKANI MÜEZZİNOĞLU: "TÜRKİYE TARİHİNİN EN GÜÇLÜ DÖNEMİNİN BAŞLANGICINDA"
Avrasya Bir Vakfı Başakanı Şaban Gülbahar'ın konuşmasının ardından kürsüye davet edilen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yalnızca bakanlığı ile ilgili konularda değil, bugün Türkiye'nin gündeminde olan pekçok sorun konusunda görüş ve düşencelerini belirtti. Konuşmasının sonrasında konuklardan gelen yazılı ve sözlü soruları yanıtladı.
Konuşmasında, milleti millet yapan değerler olduğunu ve bu değerlerin korunmasının önemli olduğunu belirten Müezzinoğlu, "Yaşadığımız sorunların ağır bedellerini ödemiş olmanın bize verdiği bilgi birikiminden de istifade ederek mutlaka önümüzdeki süreci en güçlü dönemin hayaliyle ve hedefiyle şekillendireceğimize inanıyorum" dedi.
Birlik ve beraberlik içinde ve istikrarlı bir şekilde geleceğe yürümek gerektiğini vurgulayan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, "Türkiye, tarihinin en güçlü döneminin başlangıcında. Merdivenin henüz ilk basamaklarındayız. Çıkmamız gereken önemli basamaklar var ve önemli bir yolculuk var" diye konuştu.
Özünde sevgi, adalet, hoşgörü, ilim olan asil bir medeniyetin varisi olduğumuzu anlatan Müezzinoğlu, geçmişteki başarıların yeniden elde edilebileceğine olan inancını dile getirdi. Osmanlı döneminde Balkanlar'da asırlarca barış ve huzurun hakim olduğunu anlatan Müezzinoğlu, o coğrafyadaki izlerimizin hala canlı olduğunu, oradaki hatıralarımızı unutmanın mümkün olmadığını söyledi.
Milli ve manevi değerlere sahip çıkmanın önemini vurgulayan Müezzinoğlu, "Biz, bize düşeni yapmalıyız. Bu millet kendisine düşeni yapma fırsatını yakaladığı gün, zaten bir bakıyorsunuz gidişat değişiyor. Ama milletin kendisine düşeni yapmasına engeller, baskılar, darbeler olduğu zaman da bir bakıyorsunuz ki sıkıntılar, zorluklar, kendi içinde sorunlar, krizler oluyor" ifadelerini kullandı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünü hatırlatan Müezzinoğlu, "Şimdi egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu süreçlere baktığımızda, millet, arzu ettiği şekilde süreci hızla farklı noktaya taşıyor. Ama birileri millet adına 'Sen bunu yanlış yapıyorsun' dediği anda sıkıntılar başlıyor" dedi.
Türkiye'de her bir yaşta bir milyon çocuk olduğunu belirten Müezzinoğlu, bunlara her alanda öz değerlerin verilmesiyle ülkenin çok daha farklı noktalara geleceğini kaydetti.
Bakan Müezzinoğlu, konuşması sonrasında uyuşturucu konusunda sorulan bir soruyu cevaplarken, kötü alışkanlıklara başlama yaşının düşmesinin ciddi bir sorun olduğunu, bunun sevgi, huzur, aile ortamı ve ruh sağlığına değer verilmesiyle çözülebileceğini, sağlıklı bir birey, aile ve toplum için herkese görev ve sorumluluk düştüğünü belirterek, ruh sağlığının korunması açısından da ciddi düzeyde psikiyatrist hekim açığı olduğunu söyledi.
Müezzinoğlu, "Türkiye, sağlıkta, mesleğini dünya standartlarında icra edebilen bir hekim kadrosuna sahiptir, bu bir zenginliktir. Teknoloji ve fiziki mekan konusunda artık dünya standartlarına çok yaklaştık. İnşallah 3-4 yıl içinde bu standardı tamamen yakalamış, yer yer de geçmiş olacağız" diye konuştu.
Türkiye'ye yakın coğrafyadan yüz binlerce kişinin sağlık hizmeti almaya geldiğini, bu rakamı daha da artıracaklarını ifade eden Müezzinoğlu, ilaç da dahil sağlık alanında tüketilen ürünleri üretip kullanmak ve ihraç için altyapı çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Müezzinoğlu, hekimlerin mesleklerinin saygınlığını ve manevi ruhunu koruduğu, yeminlere sadakatlerinin gereğini yerine getirdiği sürece hiç kimsenin bu mesleği itibarsızlaştıramayacağını ifade etti.
Kanser vakalarındaki artışın birçok nedeni olduğunu belirten Müezzinoğlu, "Can boğazdan gelir, boğazdan da çıkar. Bu yüzden dikkatli olunmalı" dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yine bir soru üzerine yaptığı açıklamada, özel hastanelerdeki fark ücreti düzenlemesinin vatandaşın lehine olacağını söyledi. Özel hastanelerde ve tıp merkezlerinde hastalardan alınacak fark ücretinin yüzde 200'e çıkarılmasının vatandaşı mağdur etmeyeceğini belirtti.
Bakan Müezzinoğlu, mevcut istismarların önüne geçmek için böyle bir düzenlemeye gidildiğini kaydederek, “Bugüne kadar yapılan suistimaller vardı. Bunların önüne geçmek için hükümet olarak böyle bir karar aldık. Üst limiti belirledik ve özel sektördeki sağlık kurumlarının vatandaşlardan alabilecekleri limitleri ilan etmelerini istedik.
Türkiye genelinde yüzde 20'den tutun da, yüzde 50'ye, yüzde 100 ve yüzde 200'e kadar alan yerler var. Bunu ilan ederek serbest piyasa şartları oluşturduk. Böylelikle kurumlar alacakları limitleri ilan etmek zorunda kalacak ve ilan ettiği orandan fazlasını alması durumunda, direkt kapatma cezasıyla karşı karşıya kalacak” dedi.
Rekabet olacağı için bu uygulamanın vatandaşın lehine olacağını ifade eden Bakan Müezzinoğlu, vatandaşların bölgelerindeki sağlık kuruluşlarını araştırmalarını ve hangi kurumların ne oranı uyguladıklarını takip edip ona göre hareket etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Avrasya Bir Vakfı'ndaki konuşması sonrasında gazetecilerin tam gün yasasına ilişkin sorularını cevaplayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Meclis tarafından ertelenen ‘Tam Gün Yasası'nın tekrar gündeme alınacağını da ifade ederek şöyle dedi:
“Perşembe gününe kadar tüm fakültelerimizden, rektörlerimizden ve dekanlıklarımızdan tam günle ilgili görüşlerini istedik. Onların görüşlerine göre tekrar bir değerlendirip ona göre kasım başı veya bu ay sonu cuma- cumartesi günü son şeklini verip kasımın ilk haftasında tekrar Meclis'in gündemine getireceğiz.”
ÖNEMLİ NOT: Sayın Sağlık Bakanımıza GDO'lu, yani genleri değiştirilmiş organizmalardan üretilen ürünlerin özellikle de GDO'lu mısırdan üretilen mısır şurubunun sağlığa zararlı olup olmadığı konusunda bakanlığın yaptığı araştırmaların sonucuna ilişkin yazılı sorumuza daha geniş yanıt bekliyorduk.
Müezzinoğlu, çözüm süreciyle ilgili bir soruyu cevaplarken de ülkenin birlik ve bütünlüğüne ilişkin korkutucu ifadelerin kullanılmasının doğru olmadığını belirterek, halkın yüzde 99'unun ülkesine, bayrağına, vatanına ve milletine bağlı olduğunu söyledi.
Bakan Müezzinoğlu'na konferansa katılımından dolayı Avrasya Bir Vakfı tarafından plaket takdim edildi.