Türkiye’nin Schengen vizesi sorunu, pandemi de uzaktan çalışmaya geçilmesi, seyahat yasakları ve çeşitli ülkelerin büyükelçiliklerinin personel azaltmasıyla başladı. Ancak pandemi sonrasında seyahatlerin yeniden açılma ve yaz sezonunun başlaması ile Türkiye’den artan vize başvuruları karşılanmamaya başladı. Son 3 yılda sorun adeta bir kangren haline geldi.
Türk vatandaşları vize için randevu alamamaya, vize başvurularının sonuçlanması aylar sürmeye ama en önemlisi çok sayıda vize başvurusu reddedilmeye başladı.
Avrupa Birliği'nin resmi verilerine göre 2023'te 200 bin Türk vatandaşının vize başvurusu reddedilirken 2024'te bu durumun çok daha vahim bir boyuta evrilmesi bekleniyor.
Avrupa ülkeleri, Türk vatandaşlarına karşı vize duvarlarını iyice kalınlaştırdı. Beyaz Rusya, Rusya, Hindistan, Fas, Çin gibi ülkelerden vize başvurularının onaylanma oranları Türkiye'den yapılan başvuruları geride bıraktı. Avrupa Komisyonu'nun resmi rakamlarına göre, bir tek İranlıların vize ret oranı, Türk vatandaşlarından fazla.
AB’ye tam üyelik başvurusu bulunan ve gümrük birliğinde ortaklığı bulunan Türkiye, Avrupa Birliği ile imzalanan Ortaklık Anlaşmalarına rağmen, Türklere uyguladığı vizeyi giderek sertleştiriyor.
AB ülkelerine, 2023 yılında yapılan 1 milyon 55 bin 885 vize başvurusundan yaklaşık yüzde 16’dan fazlası reddedildi. Yani yaklaşık 200 bin Türk’e AB vizesi verilmedi. Ret oranı 2022’de yüzde 25.1 ve 2023’te yüzde 30 olan İran vatandaşları, bu alanda bizden kötü durumda.
Türkler, bu sıralamayla Avrupa’ya vize başvurusu en çok reddedilen ikinci ülke oldu. 2024 yılında durum daha da kötüye gidiyor. Corona sonrası yaşanan yoğunluk, ekonomik kriz, Avrupa’ya kaçak yoldan girişler, vizelerin daha da sıkı incelenmesi sonucunu doğurdu.
Almanya, vize randevularının 7 ayı bulabileceğini açıkladı. Randevudan sonra işlemler yine birkaç ayı bulduğunda, vize başvurularının sonuçlanması bir yıla kadar uzayabiliyor. Çok ender durumlarda, bir ay ya da birkaç ay içerisinde vize alınırken en büyük mağduriyet aile birleşimlerinde ya da iş dünyasının ziyaretlerinde yaşanıyor.
Hem vize serbestliği hem de yatırım göçü; ülkelerin ekonomik olarak kalkınması için önemli bir kaldıraç. Pasaportların oluşturduğu güç alanı da bu kaldıracın ana noktası. Yatırım göçü ister yatırımcı ister ulus devlet ve o devletin vatandaşları olsun; tüm paydaşlar için gerçek bir kazan-kazan, olduğunu da hatırlatmak isterim.