“Türk Sinemasını Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar Ödül Töreni”nin dördüncüsü 13 Ekim Çarşamba akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşti. SİNEGED (İstanbul Sinema Geliştirme ve Tanıtma Derneği) ve SE-SAM (Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği) tarafından düzenlenen ödül töreninde Yeşilçam’ın unutulmaz yıldızları ile Türk Sinemasının genç oyuncuları bir araya geldi.


 

Türk Sinemasının 107. yılı onuruna, 13 Ekim Çarşamba akşamı düzenlenen ‘Türk Sinemasını Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar Ödül Töreni’ Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, zarif bir kokteyl ve ardından gerçekleşen görkemli ödül töreni ile kutlandı.


 

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle İstanbul Sinema Geliştirme ve Tanıtma Derneği’nin (SİNEGED) yönetiminde, SE-SAM iş birliği ile düzenlenen ödül töreninin ev sahipliğini SİNEGED Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Türkşen, SİNEGED Yönetim Kurulu Üyesi Nur Türkşen, SE-SAM Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Atadeniz üstlendi.


Sunuculuğunu, aynı zamanda ödül töreninin organizasyonunu da üstlenen Hakan Türkşen ile Nur Türkşen’in yaptığı bu özel gecede açılış konuşmalarını Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ve SE-SAM Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Atadeniz, SİNEGED Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Türkşen gerçekleştirdi. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarının uygulandığı törende Ersan Er ve Yeşilçam Orkestrası sahne alarak, müzikleriyle davetlilere coşku dolu anlar yaşattı.


Törende Perran Kutman, Turgay Tanülkü, Mehmet Ali Erbil, Aydemir Akbaş, Tolga Savacı, Güngör Bayrak, Nuri Alço,  Mesut Uçakan,  Mustafa Kaymak, İbrahim Enez, Metin Devrim, Feridun Kete ve Nalan Çöl gibi Türk Sineması’na damga vurmuş isimlerin yanı sıra başarıları ile dikkat çeken Meryem Uzerli, Caner Cindoruk, Afra Saraçoğlu ve Erkan Petekkaya gibi ünlü isimler de ödüllerini aldı.

Törene katılamayan Türkan Şoray, duygularını bir video mesaj ile paylaştı.

Bu arada ödül almaya hak kazanan Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız, Kırmızı Oda gibi reyting rekorları kıran dizilerin yapımcısı Onur Güvenatam ise son dakika bir ailevi probleminden dolayı İstanbul dışına gitmesi gerektiği  için  törene ödülünü almaya katılamadı.

  

Çok güzel, kırmızı halılarla kaplanmış girişte ışık Showları, gösterisi ve yeşilçam müzikleriyle misafirler karşılandı.
İçeride yine kırmızı halı devam ediyordu. İçeride de misafirler için ayrı bir arp ve yan flüt klasik müzik dinletisi ve şık bir kokteylle devam ediyordu. Çok görkemli ışıklı, şık, dev basın panosu ile basın için poz verenler içinde gövde gösterisi oldu. Tören sanki bir Oscar ödülleri gecesi havasındaydı. Salonda da her şey çok şıktı. Katılan tüm misafirler de çok şık giyinmişlerdi. Sahne çiçeklerle süslenmişti. Ödül alan konuk için koltuklara isimleri yazılı yıldızlar yapıştırılmış olması ise takdire şayandı. Töreni yüzlerce basın mensubunun takip etmesi gerçekten Türk sineması için inanılmaz bir ayrıntıydı.
Ödül töreninde ise çok eğlenceli, samimi ve sıcak bir hava vardı. Sunumunu ben ve partnerim, eşim yapımcı ve Oyuncu Hakan Türkşen ile yaptık. Ödül törenini dört yıldır çok fazla emek ve özverili bir çalışma ile biz yapıyoruz.

Bakan yardımcımız Ahmet Misbah Demircan konuşmasından sonra Perran Kutman’a ödülünü takdim etti. Perran Kutman ise Caner Cindoruk’a ödülünü verdi.

O candan samimi sarılmaları ise içimizi ısıttı.

Sahnede Meryem Uzerli ile alkış kıyamet koptu. Konuşması ise çok yerindeydi. Biz tabi sürekli konuşuyoruz ama uzun zamandır görüşmediğimizden çok özleştiğimiz için Meryem’le sahnede sarılmadan edemedik.


Mehmet Ali Erbil’in sahneye gelmesi ile yine bir alkış koptu. Ödülünü aldı ve konuşmasında ödülünü babası Sadettin Erbil’e ithaf etti.

Aydemir Akbaş çok tatlı geldi. Fıtığım var kusura bakmayın diye giriş yapınca bir komedi, gülüşmeler, alkışlar koptu. Yılmaz Atadeniz’le sarılmaları aralarındaki eski filmlerinde birlikte çalışmalarının etkisiyle çok güzel hikayeleri ile, özlem dolu bir an oldu. Çok eğlenceli hikayeleri, anlatımlarıyla salonda kahkahalara sebep oldu.

Erkan Petekkaya ise eşi ve oğlu ile ödül törenine katıldı. Ödülünü Yılmaz Atadeniz elinden almak istemişti. Biz de öyle yaptık. Yılmaz abi de onu ve oyunculuğunu çok sever.

Onun için her iki taraf için de çok güzel bir anı oldu.

Tolga Savacı’yı ödül töreninde görmek ona ödül vermek çok başka. Çocukluğumun kahramanı. Nasıl güzel yaş almış. Sanki eski halinde hiç fark yok. Tam da Amerika’ya gidecek iken bir gün kala onu yakaladık ve ödülünü verdik.

Afra Saraçoğlu ödülünü almaya çok naif, çok zarif geldi. Kırmızı ruju ile çok ta güzeldi.

Nuri Alço ise yine her zamanki gibi çok şık geldi ödülünü almaya.

Turgay Tanülkü ise gece de ödülünü aldı ve konuşmasını yaparken gözyaşlarına engel olamadı. Çok duygulandı. 

Güngör Bayrak ise nasıl hanımefendi, çok severim kendisini. O da beni çok sever. Ödülünü almak için Paris’ten geldi.

Çok samimi bir şey söylemek isterim ki, çok esprili, çok samimi, çok şık, çok candan, çok ta eğlenceli bir ödül töreni oldu.

Sahnede Hakan ile benim de samimi atışmalı sunumumuzu da kurgu zannedenler olmuş ama değil zaten öyleyiz.

Biraz da benim dobracılığımdan sanırım ama ben ödül törenlerinde ki katı sadece yazılanları okuyan sunum tarzından çok sıkılıyorum. Biraz samimi, eğlenceli de olmalı ki izleyiciler sıkılmasın.

Katılım da çok fazlaydı. Uzun lafın kısası, her şey muhteşemdi, çok güzeldi, çok özeldi. Bundan sonra daha  güzel,  daha özel  ödül törenlerine inşallah.

Gecenin mimarı ve yaratıcıları olarak kendimle ve çalışan tüm ekibimle gurur ve onur duyuyorum.

Bu hafta da böyle…
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…
Kalın Sevgi ve Saygı ve Sağlıcakla…
Hoşça Kalın…