Günaydın dostlarım!
Çocuklarımızı-kadınlarımızı bile koruyamıyoruz sapıkların,yobazların elinden...
Dün yine bir kadın ağır yaralandı Kızıltepe-Mardin’de.6 yaşlarındaki kızları çığlık çığlığa “ANNE”diye haykırırken babası boşandığı eşini bıçaklıyordu büyük bir hınçla...
Şiddet her yerde;ŞİDDET EMPERYALİZMİN TOPLUMU BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK İÇİN ÜRETTİĞİ BİR SENARYODUR AYNI ANDA;KORKUDA İKTİDARIN SORGULAMAYAN HALK YARATTIĞI İÇİN KULLANDIĞI SOPADIR!
Kendimizi koruyamaz,birbirimizin haklarına saygı duymadan birlikte;
Vatanımızı nasıl koruyacağız?
Atalarımızın yüzüne öteki alemde nasıl bakacağız?
...
Tarihin aydınlık sayfalarını hatırlayalım;
Belki ışık olur karanlığımıza...
Tarihimizin yazıldığı ,kaderimizin değiştiği günlere götüreceğim sizleri ...
3 Temmuz 1919 tarihinde ,
9.ordu müfettişi olan
Mustafa Kemal ATATÜRK,
Rauf Beyle Erzurum'a varır. ..
Cevat Dursunoğlu'nun kaleminden;
Tarihi anın anlatımını ve o günü hayal edelim...
"Erzurumlular ,batı semtinden gelen misafirlerini şehrin ilk göründüğü nokta olan,Ilıca'dan karşılar;
İkindi üzeri Ilıca'ya varan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına;gölgede kahve ikram edilir..
Bir kafile görünür,uzaktan;
Başlarında iri ve Dinç bir ihtiyarın olduğu...
Misafirlerin ehemmiyetli kimseler olduğunu anlayan ihtiyarın gözleri parlar...
Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal sorar:
-Ağa böyle nereden geliyorsun?
İhtiyar:
-Paşam Çukurova'da muhacirdim,şimdi köyüme dönüyorum.
Mustafa Kemal sorar:
-Ağa yoksa oralarda geçinemedin mi?
İhtiyar cevap verir:
-Hayır Paşam;
Çukurova cennet gibi bir yer.Bir eken yüz biçiyor.
Hamdolsun uşaklar da çalışkandır.Geçimimiz padişahta bile yoktu.
Yalnız son günlerde işittim ki;İstanbul'daki "ırzıkırıklar" bizim Erzurum'u Ermenilere vereceklermiş.
Geldim ki göreyim,kimin malını,kimlere veriyorlar?
Bu sözler üzerine
Büyük Devlet adamı yaşlı gözlerle,
Arkadaşlarına şöyle der;
"BU MİLLETLE NELER YAPILMAZ!""
...
Vatan,toprak-bayrak için karşılık beklemeden hizmet eden;
Bu milletle neler YAPILMAZ...
Tarihin şerefli sayfalarından şeref alalım,
Geleceği aydınlık çizelim ve yine gözlerim doldu Sevgili dostlarım!
Av.Tülay BEKAR