Mülkiyede sevgili Hocamız Rahmetli, Prof. Dr. Bedri Gürsoy (BEDROŞ) yaşamımız boyunca bizlere rehber olacak öğütler verirdi. Örneğin; “Eğer birisi sana getirip, para verirse, önce al cebine veya kasana koy, sonra sor “Yahu bu para nedir, neden bana verdin?”.. Zira, para cebe konulunca geriye zor çıkar... Eğer birisi ile para alışverişi yapıyorsan mutlaka parayı sen de say, öteki de saysın”... Bir diğeri “Hayatta en zar ve ızdıraplı durum, eğer siz eğitimi, görgüsü, kültürü, ezcümle nitelikleri sizden az birinin emrinde, altında çalışıyorsanızdır. Bu duruma tahammül etmeyin, ayrılın, işinizi derhal değiştirin.” Ben çok şükür yaşamımda böyle bir duruma düşmedim. Özal’la, Demirel’le, Mesut Yılmaz’la, Oltan Sungurlu ve özel sektörde Melih Sipahioğlu ile çalıştım.. Bunları neden söylüyorum!? 

Kulüplerimiz, dünya kulüpleri ile rekabet edebilmek için, futbolumuzun gelişmesi için büyük paralarla, fedakarlıklarla dünya yıldızı futbolcuları ülkemize getiriyorlar... İşte Eto, Robinho, Nasri, Batalla, Velbueno, Sessegnon, Guiliano, Gyan, Varella, Pepe, Adriano, Medel, Beto, Quaresma, Castillo, Fofana, Talisca ve diğerleri... Peki bunları emrine verdiğiniz teknik direktörlerin nitelikleri ve tanınırlıkları nedir?... Acaba bu teknik adamları dünyada kim tanıyor, bunlar acaba İngiltere’de, İspanya’da, İtalya’da, Almanya’da, Fransa’da hangi takımı çalıştırmışlar, çalıştırabilirler mi? İyi-kötü bazı futbolcularımızı Avrupa’ya yolluyoruz. Peki hiç teknik direktör yollayabiliyor muyuz?... Talep var mı? Bir Fatih Terim, Fiorentina ve Milanda kısa süre çalıştı, neticesi biliyorsunuz. Denizli de olabilirdi, nedense kendisini harcıyor, Türkiye’de bile takım çalıştıramıyor, TV’lerde vakit geçiriyor, Yazık... Türk Futbolu nitelikleri sınırlı, Dünya Futbol Arenasında tanınmayan teknik adamlarla nasıl ilerleyebilir... 

Yeni bir moda çıktı... Yabancı teknik adam düşmanlığı... Süper Lig’te bir tek yabancı teknik adam bulunmuyor... Tamam da, Milli Takımımızı, Takımlarımızı, emanet edeceğimiz Dünya Futbol Arenasında adı bilinen, tanınan, bilgili, tecrübeli bir tek değerli teknik direktörümüz var mı?.. Bazı acayiplikler de var.. Bir takıma gelmiş, dünya yıldızının teknik direktörü, muhtemelen aşağılık kompleksinden yıldız futbolcuyu yedek kulübesinde oturtuyor ya da oyundan çıkartıyor. Bak kardeşim, eğer takımında dünya yıldızı varsa, 90 dakika oyunda kalacak, her maçta ilk 11’de olacak. Onların adı yeter.. Peki sorsalar seni Futbol Dünyasında kim tanır?.. Hangi takımı çalışıtırdın? Haddini bileceksin... Ben kulüp başkanlarına da açıyorum, sen milyonlarca Euro ver getir, antrenörün oynatmasın... 

Bak, dünyanın tanıdığı, yıldız Robinho, sosyal yaşam olanakları son derecede kısıtlı, kalacak 5 yıldızlı oteli bile olmayan, doğru dürüst yemek yiyeceğin lokantası bulunmayan bir Anadolu şehrine, hasbelkader düşüyor.. Teknik adam her hareketi kalite kokan bu yıldızı oynatmıyor...  Pes Doğrusu... Bir zamanlar Trabzonspor’a, dünya çapında Teknik Direktör Urbain Breams ve kalece geldi... Trabzon’un sosyal yaşamı, futbol sevenlerin tutuculukları, bunlar şehrin ahlak ve gelenek dokusuna uymuyor diye geri gittiler. Aynı şekilde tüm dünyada tanınan Teknik Direktör Hector Cuper, Orduspor’un başına geldi, adamı çalıştırmadılar, birkaç maç kaybetti diye gönderdiler. Birçok ilimizde durum aynıdır. Senin dinin icabı içki içmeyebilirsin, adam inancına göre içebilir, ne karışıyorsun... Onların örf ve adetleri farklı, bize uymayabilir. Sen futbolumuza katkısına bak... 

Futbolcular, Teknik Direktörler, İngiltere’de, Fransa’da, İtalya’da, İspanya’da rahatça hareket ediyorlar, istedikleri gibi yiyip, içiyorlar, spora katkıda bulunuyorlar... Bizde olmuyor... Neticede futbolumuz gelişemiyor. Türk Milli Takımı, Dünya Kupalarına, Avrupa Kupalarına gidemiyor.. Moskova 2018 Dünya Kupası’nı gene TV’lerden burnumuzu çekerek, yeisle izleyeceğiz... Ay Yıldızlı forma orada temsil edilemeyecek.. Futbolumuz neden ilerlemiyor, Avrupa seviyesine yükselemiyor, oturup düşünmek, gerçeklerden korkmadan çözüm üretmek gerekiyor... 

NOT: 2018 Lig Maçları, Galatasaray’ın şampiyonluğu ile sona erdi. Galatasaray’ı kutluyorum. Önemli olan Şampiyonlar Ligi’nde ne yapacağıdır. Bakalım, Başakşehir, Akhisar Avrupa’da ne yapacaklar, Türkiye’yi nasıl temsil edecekler... Göreceğiz... Ayrıca Rize, Ankaragücü, Erzurum’un, Süper Lig’e çıkmasını memnuniyetle karşıladım. Altını çizerek ifade ediyorum. Ben her zaman Vilayet Takımlarının, Süper Lig’te olmasını savunuyorum. Adana, Eskişehir, Gaziantep, Van, Diyarbakır, Maraş, Urfa, Gümüşhane, Afyon, Elazığ, Kars, Balıkesir, Samsun, Bolu, Edirne (Tekirdağ), Çanakkale gibi şehir takımları olmalıdır. İstanbul’dan Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi takımları dışındaki (Üç Takım) kulüplere yer olmamalıdır. Antalya’da tek takım bulunmalıdır. Belediyeler takımları desteklesinler ancak, belediye adını kullanmasınlar.. Sadece Erzurumspor yeter....