EVET! Hiç kimse, ama hiç kimse Türkiye-Ermenilerine “Vatan haini” yaftası yapıştıramaz! Böylesi sorumsuzlar: (Hz. Allah katında da, kul huzurunda da hiçbir surette itibar görmez, göremez!) Biz Ermeniler bu mukaddes topraklarda ezelde vardık, ebede kadar da, Türk Millî Bütünlüğünün bir parçası olarak var olacağız! Çünkü, bu hak bizlere, asırlar boyu; alnımızın teriyle Devletimize sadakatle verdiğimiz hizmetin, karşılığı olarak, (Osmanlı ve Cumhuriyet Devletleri tarafından biz nâçiz vatandaşlarına bahşedilmiş bir haktır!) Dün, “12 Mart 2010 Cuma” Sayın, Fatih Altaylı refikimizin, (TEKE TEK) TV programında izlediğim, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Hoca ile Sayın Sevan Nişanyan’ın “1915 Kaosu” üzerinde yaptıkları mülâkat ve yorumları vs. benim makalemin asıl konusu dışında kalmaktadır. Dolayısıyla hangisinin tezi daha doğruya yakın, hangisinin değil ise, bunun münazarasını yapacak değilim ve zaten, değerli meslektaşım, saygıdeğer, Fatih Altaylı Bey; (Kimin haklı, kimin haksız olduğunu açıklıkla meydana koyar şekilde bir oturum idare etti ki: “İşte gerçek Türk bu insandır!” düşüncesiyle; mesleğinde nice hayırlı başarıları olması için, ruhumdan fışkırırcasına, Cenâb-ı Hakka niyaz ettim; sağ olsun, var olsun! Dolayısıyla; Yazar, Sevan Nişanyan’ın da açıklamaları hiç de sıradan yorumlar olmadığını dikkatlere çeker, kendilerini tebrik ederim. Cidden her açıdan bahse değer iddialar olarak değerlendirilmesi “bu uğursuz meselenin” hâlli mücadelesinde elzemdir inancındayım. Şimdi gelelim benim bilhassa üzerinde durarak dikkatlere çekmeye çalışacağım konuya ki, bu hemen hepsinden de elzemdir inancındayım!... Sayın, Prof. Dr. Halaçoğlu Hoca hemen her zaman: (Şu ölmemiştir, bu ölmüştür. Yollarda hastalıktan ölmüşlerdir. Soykırım olmamıştır. Ermeniler ihanet etmişlerdir vs.) der durur ve bilhassa Fransız ve İngiliz belgeleri göstermeye çalışmaktan da bir türlü kendini alamaz!... Mezkur oturumda en insafsız şekilde ve titrine yakışmayacak bir tabirle: (Ermeniler vatanlarına ihanet etmişlerdir. Fransız belgeleri bunu ispatlıyor!) diyerek kestirip atmıştır?!.. Sayın Halaçoğlu Hocam! İlk şu hususu öğrenmelidirler: Kıbrıs kanalıyla, Mersin’e ve oradan da Adana’ya geçen, Fransız işgâl ordusundaki “Ermeni-Lejyon Birliği”nin, Fransız üniforması giymiş olduğuna göre: “Onlar Ermeni değil, Fransız”dır. Nitekim, Osmanlı Ordusundaki Ermenilerin “Osmanlı olduğu gibi.” Sayın Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Hoca! Şayet Türkiye-Ermenileri, vatanlarına ihanet etmişlerse, o hâlde Osmanlı-İmparatorluğu’nu ele geçirebilmek maksadıyla: Sultan II. Abd-ül Hâmid Hân’ı tahtından ederek, koca İmparatorluğu; Alman Kaiser’i, II.Wilhelm hesabına Osmanlı-Türk Devletini oldu, bittiye getirerek, bir emr-i vâki neticesi, “Birinci Cihan Harbine” sokup: (Beş milyon km. kare olan İmparatorluk topraklarını; Yedi-yüz Seksen Bin km. kareye” inmesine, başlıca sebep teşkil eden ve de “Yemen’de, Sina ile Çanakkale Cephelerindeki şehitler yetmemiş gibi bir de Sarıkamış-Allah-u Ekber Dağlarında, tek bir mermi atamadan donarak ölen “60.000 Mehmetçiğin” nahak yere şehit olmalarından sorumlu “İTTİHAT VE TERAKKİ FIRKASI” mensupları nedir?) birer kahraman mı?!... Kaldı ki, bunların işledikleri cinayetlerin haddi, hesabı yoktur!... Sayın Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu: Taşnak-Hınçak mensupları her ne kadar bağnaz ise, İttihatçı zihniyetin sahipleri de aynı derecede bağnazdır, vicdansızdır, basiretsizdir ve de doğrudan ruhsuzdur. Şayet öyle olmasaydı, bu uğursuz mesele bu derece karmaşık hâle gelmezdi!.. Sayın Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu! Zat-ı âlileriniz dahil, hemen hiç kimse bizlere, yânî Türkiye-Ermenilerine “Vatan haini” diyemez ve de buna hiçbir surette hakkı yoktur! Bizim: Yânî “Türkiye-Ermenilerinin”: (Çanakkâle’de, diğer cephelerde, Kuva-yı Milliye hareketinde ve İstiklâl Harbinde de var oldukları tarihi vesikalarla sabittir. Bunların detaylarını önümüzdeki yazımda nasipse sunacağım. Bizleri; Rusya safındaki “Kafkas Ermenileri” ile eşit göstermek, tek kelime ile vicdansızlıktır!.. Bize “Vatan Haini” diyenler, şapkalarını önlerine koyup, bir an düşünseler, daha dürüst hareket etmiş olurlar!... Unutulmasın: Bizler yânî Türkiye-Ermenileri: (İttihatçıların kılıç artığıyız. Lâkin asla vatan haini değiliz. Bizleri böyle değerlendiren, kendisi hain demektir. Çünkü, bir takım çarpıtılmış kelimelerle biz Türk-Ermenilerine vicdansızca iftira etmektedirler!... Hele, merhum Gomidas Rahibimize; şu veya bu sebeple hakaret edercesine ki, (bunlar geçtiğimiz yıllarda yapılmıştır) hareket ederek, değerli ve aziz adını bu uğursuz meseleye karıştıramaz. Türk milletine hiçbir hizmeti dokunmamışsa bir tek hizmeti yeterli olmuştur ki, o da şudur (Anadolu’nun bütün ezgilerini gün ışığına çıkarmış ve de “Müslüman, Hristiyan” ayırımı yapmadan, bir bütün olarak uygulamıştır.) Aziz Gomidas Rahip’i; “Sürgünden geri çevirten ve Fransa’ya gidebilmesi için özel izin alan, muhterem Türk Hanımı ise, “Hâlide Edip Adıvar” Hanımefendi idi. Her ikisinin de ruhları şad olsun! Türkiye büyük bir devlettir. Sıradan bir ülke değildir. Asırlara dayanan koca bir mazisi olan dev bir çınardır ve sizler bu koca çınarın gölgesine sığınmış; bin-bir meşâkkat içinde kıvranan küçük ve güçsüz bir ülkeyi, parmağınıza dolamış, aynen batılı emperyalistlerin yaptığı gibi kendinize siyaset aracı yapmaktasınız?!... Sayın, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu; sizin yazdığınız “Ermenilerle alâkalı kitaplarınız, “Orta ve Lise” düzeyindeki okullarda ders kitabı olarak okutulmakta olduğunu, talebelerin sizin kitaplarınızı yayın-evlerinde sormalarından anladım. Aferin, sizi tebrik ederim. Sayenizde daha bir çok genç; Ermenileri dost(!) belleyeceklerdir!.. Benim bu konuda yazdığım ve sonuncusu henüz neşredilmiş ve devletçe itibar görebilmiş (4.adet telif eserim var.) Gerçi çok şükür hemen her birisi (6.baskı) yapmıştır. Lâkin, acaba benim kitaplarım da, okullarda itibar görüyor mu, çok merak ediyorum?!... Şayet görmüyorsa, niçin itibar görmez ise onu da arz edeyim: (Çünkü ben yapıcıyım, yıkıcı değil!.. Efendim, Amerikan-Ermeni lobisi ki, bunun Türkçe olmayan bir başka adı daha var: (Diaspora-Ermeni lobisi) deniyor. Beyaz-Saray’a tesir edebiliyor. Amerikan Parlamentosu içinde varlık gösterebiliyor vs. Avrupa Parlamentoları için de durum aynıdır. Çünkü, bizim siyasilerimizin bir bölümü ile gazetelerimizin bazı yazarlarının başlıca inancı ve konusu bu olmaktadır!.. İnancı nedir: (Diaspora-Ermenileri tesir ediyor.) hemen her konu sıkıntısı çektiğinde imdadına koşan: (Ermeni mevzuudur.) ve bu değişmez meşgâlesidir!.. Peki hiç düşünülmez mi: (Dünyaya parmak atan ABD ile diğer güçlü batılı devletler, böylesine cılız bir ülke hesabına icraat gösteren bir takım kimselere nasıl ram olmaktadır?... Denecektir ki; (Efendim, Türkiye üzerinde oyunlar oynanmaktadır da, bu sebeple Ermeni-Tehcirini parmaklarına dolamaktadırlar!..) İşte bu sualin cevabını da gelecek yazımda vermeye çalışacağım. Hürmet ve saygılarımla yeni yazımda buluşmak üzere iyi tatiller dilerim efendim. Not: Bu makale, (13 Mart 2010 Cumartesi tarihinde yazılmıştır.)