Bir efsane isim Erol Güngör. İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci, öğretim üyesi ve Selçuk Üniversitesi’nde rektörlük yaptı. İstanbul Üniversitesi’ne önce Hukuk Fakültesi öğrencisi iken 2 dönem yani bir ders yılı sonra Felsefe öğrencisi olur. Ama o bir felsefe hocası değil, sosyal pisikoliji (İçtimai Davranış Bilimi) hocası olarak ilim alemine hizmet verdi.
Çok kısa kaldı dünyada. 1938 Kırşehir doğumlu Erol Güngör 24 Nisan 1983 tarihinde  vefat etti. 45 yıla neler sığdırdığına bakıldığında insana parmak ısrtır.
Gazete ve dergilerde 1500 kadar yazısı vardır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ni de güncel Türkçe’yle tefrika ettirmiştir Erol Güngör.
Onun vefakear bir öğrencisi olan, ‘sosyolog’ lakaplı Cafer Vayni 2002 yılında askerlik yaptığı yıllarda Erol Güngör üzerine güzel bir çalışma yaptı. Bu eser 24 makale ve iki ayrı ekten oluşmaktadır.
Cafer Vayni Bakırköy Lisesi’nde Sosyoloji (Toplumbilim) öğretmenidir. Üniversitede doktora çalışmasını da sürdürmektedir. İstanbul İLESAM (İlim, Sanat, Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği)Başkanıdır.
Cafer Vayni bu kadirşinas çalışmasını titizlikle sürdürmüş ve hocası Erol Güngör hakkında bilinmesi gerekenden fazlasını okuyucularla paylaşmıştır. Üniversiteler Erol Güngör’e gerekli ilgiyi göstermektedir. Bir çoğu kitap halinde yayınlanan 24 tez yapılmıştır. Kitabın ilk baskısı yapıldığında bu sayı 10’du.
Cafer Vayni kendisini, bu çalışmayı niçin yapmak zorunda hissetiği konusuna şu sözlerle açıklık getiriyor.
Kanaatimce 20. yüzyıl Türk düşünce hayatında Ziya Gökalp ne ise; 21. yüzyıl Türk ve dünyayı anlamak ve yorumlamak için Erol Güngör odur.
Cafer Vayni, hocası Erol Güngör’ün eserlerini tek tek ele alarak bir değerlendirme yapıyor.
1-Kelami Sahada Estetik Yapı Organizasyonu. 105 sayfa. 1999. Tecrübi Pisikoloji.
2-Şahıslararası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü 1969. Doçentlik tezi, Sosyal Pisikoloji (Toplum Davranışı Bilimi) 107 sayfa.
3-Değerler Pisikolojisi Üzerinde Araştırmalar. Purofesörlük tezi, Ahlaki Davranış Bilimi alanındadır.
Şahıslararası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü adlı eserinde Erol Güngör kelimelere yüklenen anlamlar ve karşılıklı olarak bu anlamların aynı değerde olup olmamasının önemine temas eder. Medeniyet Türkçesi adlı çalışmamızda bu konuyu ayrıntılı biçimde değerlendirdik. Bunda belki de Erol Güngör beyin ilim hayatının başında benim de bir yıl hocam olmasının payı vardır.
Erol Güngör’ün daha lise yıllarında Ziya Gökalp’in tesirinde olduğunu söylüyor Cafer Vayni. Ziya Gökalp rejimin, devletin, İttihad Terakki aydınının dayattığı bir isimdi, tek isimdi. Başka birinin etkisi var değildi. Başka birinin adı da yoktu. Pirens Sabahaddin Jön Türk olsada, dayısı 2. Abdülhamid’e yaptığı muhalefet ile kan kusturmuş olsa da, nihayetinde Hanedan mensubu idi. Ademi Merkeziyet ve Bireysel teşebbüs düşüncesi ile  tehlikeliydi. Bir tek içtimaiyatçı vardı, O da Ziya Gökalp’ti. Dolayısıyla devlet okullarında okuyanların Ziya Gökalp’ten başka içtimaiyatçı bilmeleri söz konusu değildi.
Vayni’ye göre Erol Güngör’ün düşünce örgüsünde katkısı, etkisi olan diğer isimler şunlardı;
Mustafa Şekip Tunç, Hilmi Ziya Ülken, Mümtaz Turhan, Mehmet Kaplan.
Erol Güngör’ün Taberi ve Cevdet Paşa tarihlerini okuduğunu da belirten Cafer Vayni daha sonra Güngör’ün çevresindeki başka aydınları da şöyle sıralar:
Asaf Halet Çelebi, Mükrimin Halil Yinanç, Fethi Gemuhluoğlu, Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek,  Nihal Atsız, Rıza  Nur,  Ekrem Hakkı Ayverdi.
Mümtaz Turhan’ın öğrencisi ve asistanı (levazımcı) olması Erol Güngör’ün ilmi şahsiyetinin teşekkülünde çok önemlidir.
1973 yılında sağlığı bozuldu, aynı yıl evlendi, 1976’da Londra’da kalp ameliyatı oldu.
Cafer Vayni ‘Türk Düşünce Hayatında Erol Güngör’ adlı eserinde çok ayrıntılı bir sunum gerçekleştirmiştir. Çocukluk, gençlik, eğitim, öğrencilik, hocalık bölümlerinde verilen ayrıntılar başka çalışmalarda asla görülmez.
 Erol Güngör’ün aile hayatında, aile büyüklerinden aldığı eğitim ve öğretimin yanı sıra, onun bir Türk aile bireyi olması da şahsiyetinin belirginleşmesinde tesirli olmuştur. O, Nureddin Topçu ve Ekrem Hakkı Ayverdi etkisinden çok, ailesinden aldığı manevi mirastan dolayı ahlakçıdır.
Topçu da Gökalp de Henry Bergson bağlılarıdır. Onları da mazur görmek gerek. Fıransız nüfuz alanındaki ülkemizde o yıllarda Bergson’dan başka İçtimaiyatçı (sosyolog) var sayılmazdı.
Cafer bey bu çalışmasında hem çok ayrıntı veriyor hem de o konuda yazısı, emeği, çalışması olan hemen herkesi anarak ilim dünyasına adeta adamlık dersi de veriyor. Herkesin birbirini intihal ile suçladığı Türkiye’de Cafer Vayni’nin davranışı saygıyı hak ediyor.
Erol Güngör’ün gazete ve dergilerdeki yazılarını da sıralayan Vayni, bu çalışmasını ikinci kez ve eklemelerle yayınlıyor.
 Akıl Fikir Yayınevi tarafından yayınlanan kitap 330 sayfadan oluşuyor.
Erol Güngör’ün aşırılıklardan uzak duran bir milliyetçi olduğunu, hayatında uygulamak şartıyla bir ahlak kişisi olduğunu, samimiyet kimlikli bir iman sahibi olduğunu unutmamakta yarar var. İşlediği konular da bu özellikleriyle paralel olmuştur.
Kitap çok başarılı bir biyoğrafi (kişi incelemesi)dir. Bir tek olumsuzluk söylemem istenirse; çalışmayı yapan Cafer Vayni’nin hocasına minnet ve hayranlık dolu olmasından dolayı kimi değerlendirmelerinde ilmi tavırdan taviz vermiş olmasıdır denilebilir.