TÜRK DEVLETLERİ TARİH VE KÜLTÜR ATLASI

Abone Ol

“Tarihte 136 devlet kurmuş olan Türk milletinin bir atlası yok. Başka ülkelerin 10 ciltlik atlasları oluyor. 136 devleti içeren bir atlas bu. Her Türk’ün evinde olması gereken eser. Dünya tarihinde ilk defa yapılıyor bu atlas..

Bu atlası hazırlamak için toplam 60 biliminsanı çalıştı. Bu tamamlandığında didik didik edileceğini de hesaba katarak, bir kelime, bir harita yanlışlığı olmasın diye, editörlerimiz bunu altı kere gözden geçirdiler.”

TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFI, kuruluşundan bu yana adına uygun, adını hakeden çok önemli çalışmalar yapıyor. Uzun yıllar boyunca Ayasofya’nın hemen yakınındaki Caferağa Medresesi’nde geleneksel Türk sanatlarını yaşatmak ve bu sanatları gelecek kuşaklara aktarabilmek amacıyla uzun yıllar kurslar vermiş, binlerce gencimizi eğitmiştir.

Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Başkanı Av. Şerafettin Yılmaz bir taraftan kurs çalışmalarını sürdürürken bir taraftan da Türk tarihinin ve kültürünün karanlıkta kalmış konularını aydınlatabilmek ve zengin kültür mirasımızı gelecek kuşaklara görsel belgelerle aktarabilmek amacıyla yayınlar yapıyordu. Ve bu yayınların herbiri büyük yankı uyandırıyordu. Mesela, hemen Milat öncesinden başlattığımız İstanbul tarihinin aslında 8 bin öncelere uzandığını belgelerle anlatan, hem baskı nefaseti hem içerik olarak bir şaheser olan “KÜLTÜRLER BAŞKENTİ İSTANBUL” büyük ilgi görmüş, hem Türkiye’nin hem de dünyanın önemli önemli kütüphanelerinde yerini almıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılı dolayısıyla çeşitli yayınevlerinin ve üniversitelerin bu yıla yakışan kitaplar hazırladıklarını biliyorduk; Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın da bu önemli yılın heyecanına uygun eserler yayınlayacağını tahmin ediyorduk. Tahminimiz doğru çıktı; Türk Kültürünü Koruma Vakfı Türkiye Cumhuriyeti’nin 100, yılını, “Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Türk Büyüğü” (5 cilt), TÜRK DEVLETLERİ TARİH ATLASI, TÜRK DEVLETLERİ TARİH VE KÜLTÜR ATLASI (ciltli ve ciltsiz), Çağdaşları Gözünden Fatih Sultan Mehmet, biyografiler ve 6 ciltlik Türk masalları, Türk efsaneleri, Türk destanları, Türk ninnileri, Türk manileri ve Türk hikayeleri ile kutluyordu.

Herbiri diğerinden değerli olan eserlerin hazırlık hikayesini Türk Kültürüne Hizmet  Vakfı Başkanı Av. Şerafettin Yılmaz’dan dinleyelim:

“Bizim projemiz Cumhuriyet’in 100. yılına hasredilmiş bir proje. 100 yıl, her milletin hayatında önemli bir zaman dilimidir. Yeniden kurulmuş bir devlet için bu yüzüncü yıl, ayrıca bir mana ifade ediyor. Bunun sessiz sedasız geçirilmemesi gerekir diye düşündük.

Ne yapabilirdik? Biz bir kurum olarak ancak kültürel bir hizmet verebiliriz. Milletleri ayakta tutan sadece para ve silah değil, milletleri ayakta tutan asıl güç kültürdür. Bir milletin varlığını ispat sadedinde kültürün önemini bildiğimiz için, biz bu yüzüncü yılda karşılamayı, kutlamayı kültürel bir hizmetle verelim istedik.

Onun için, evvela temel kültürümüzü, yani Türklerin tarih sahnesine çıkışlarından itibaren meydana gelen temel kültürümüzü oluşturan insanları analım istedik. O açıdan da, “Cumhuriyet’in 100. Yılına 100 Türk Büyüğü” diye, her biri 500 sayfa olan 5 ciltlik bir eser hazırladık. Onu da, devlet adamları, bilim adamları, din ve tasavvuf elemanları ve sanatkarlar olarak planladık; yayınladık.

“BİZDE BİYOGRAFİ GELENEĞİ YOK”

Bir de, bizde biyografi geleneği yok. Onu da şöyle bir çarpıcı bir örnekle yaşadık; Nihat Sami Banarlı’yı analım dedik. Milli eğitime hizmeti olmuş bu insanın 117. doğum yılı münasebetiyle bir gün düzenledik. Orada da, merak ettik; acaba Nihat Sami Banarlı ne kadar tanınıyor? Bir anket yaptık; 250 kişi içinde 15 kişi tanıdı, bunlar da ya talebesi olmuşlar ya da bir kitabını okumuşlar. Nihat Sami Banarlı daha dün öldü. Bu kadar yakın zamanda vefat etmiş bu kadar önemli bir insan bilinmediğine göre, demek ki biz değerlerimizi yaşatamıyoruz.

‘Gelecek kuşaklara bu değerlerimizi aktarmalıyız. O zaman biz biyografiyi de birinci plana alalım’ dedik ve Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in içindeki en önemli isimlerden yaklaşık 50 kişinin biyografilerini hazırlıyoruz. Geçen sene altısını yayınladık, bu sene onbeşini yayınlayacağız. Önümüzdeki sene de otuzunu yayınlamak suretiyle, ilk etapta 50 biyografiyi yayınlamış olacağız. Fakat bu bitmeyecek; bizim için değer olan insanların hepsinin biyografilerini yazmayı düşünüyoruz.”

“136 DEVLET KURMUŞ BİR MİLLETİN TARİH ATLASI YOK”

“Bakın burada bir atlas var; Faik Reşit Ünat’ın hazırlamış olduğu bir atlas. Yetmişbir senedir basılıyor. Buna baktığınız zaman, aslında bir Türk devletleri atlası değil, bir dünya atlasıdır; sadece altı tane imparatorluğun haritası var. Yani, Hunlardan başlayarak Osmanlı’ya kadar. Bu böyle olmaz dedik. Tarihte 136 devlet kurmuş olan Türk milletinin bir atlası yok. Başka ülkelerin 10 ciltlik atlasları oluyor. O açıdan biz, öğrenciler için olmak üzere bir atlas hazırladık; eğitimde kullanılmak üzere, tarih derslerinin atlasla anlatılması lazım.

Şimdi soruşturduğumuz zaman, dersler artık atlasla anlatılmıyor; ezbere anlatılıyor. Yani, Hunlar anlatılırken Hunların dünya haritasındaki yerini bilmiyor çocuklar. Osmanlı’yı anlatırken, Karahanlılar’ı anlatırken veya ona benzer devletlerimiz anlatılırken atlas yok. Bu da korkunç birşey.

“136 DEVLETİ İÇEREN BİR ATLAS BU”

Onun için biz bu atlası özet bilgiyle öğrenciler için hazırladık, ama aynı şekilde 136 devleti içeren bir atlas bu.. Büyük atlasımız ise, aslında her Türk’ün evinde olması gereken eser. Dünya tarihinde ilk defa yapılıyor bu atlas..

Bu atlası hazırlamak için toplam 60 biliminsanı çalıştı. Bu tamamlandığında didik didik edileceğini de hesaba katarak, bir kelime, bir harita yanlışlığı olmasın diye, editörlerimiz bunu altı kere gözden geçirdiler.

“ÇALIŞMALARIMIZ ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ”

Bizim bu çalışmalarımız, Kültür Bakanlığı tarafından da takip ediliyor, onların da desteği var. Bu çalışmalarımızdan dolayı Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde bize kültür ödülü verildi. Aynı şekilde TÜRKSOY da ödül verdi, bu projeden dolayı. Ankara’da Muhsin Yazıcıoğlu adına kurulmuş vakıf tarafından kurulmuş vakıf tarafından da bize ödül verildi. Ödüller yapılan çalışmanın takdir edildiğini gösteriyor;  tabii ki müteşekkiriz. Bu hizmetin bize nasip olmasını da, gerçekten şükranla karşılıyoruz. Bize nasip oldu, biz yaptık.

“ÇALIŞMALARIMIZIN HİÇBİR İDEOLOJİK TARAFI YOK”

Bizim çalışmalarımızda hiçbir ideolojik taraf yok. Biz tamamen Türk kültürünün içinde var olan bütün insanları esas alıyoruz. Mesela ben milliyetçi bir düşünceye sahip olan bir insanım, ama bir yandaş değilim. Mesela Nazım Hikmet, bana göre Marksist bir düşünceye sahip, ama benim kültürümün içinde varolan birisi. Nazım Hikmet’in de biyografisini yazıyoruz. O açıdan, tamamen bizim kültürümüzde varolan insanları yaşatacak şekilde bir anlayışla çalışıyoruz.

Bizim daha önceki iki ciltlik atlasımızı da biliyorsunuz.. O eser de tam 15 senede hazırlandı. 200 biliminsanı çalıştı o atlasta.

Bizim, söylediğim gibi, toplamda 74 eserimiz olacak. Ondördünü yayınladık, bu ayın otuzuna kadar da onbirini yayınlıyoruz. Aralık ayının sonuna kadar da 22 cilt yayınlıyoruz.

“ÇOCUKLARIMIZ KENDİ MASALLARIMIZLA BÜYÜMÜYORLAR”

Çocuklarımız artık kendi masallarımızla, kendi hikayelerimizle büyümüyorlar. Biz şimdi Türk masalları, Türk efsaneleri, Türk destanları, Türk ninnileri, Türk manileri ve Türk hikayeleri diye altı ciltten oluşan bir çalışma yaptık. Bunların hepsini kendi alanlarının uzmanı olan hocalar, profesörler hazırladılar. Şimdi bu ayın 30’unda yayınlanacak kitaplar içinde bu altı cilt de var.

Bu arda “Çağdaşları Gözünden Fatih Sultan Mehmet” diye bir kitabımız çıktı. Bu kitap, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği zaman, çağdaşı olan Fatih Sultan Mehmet’i nasıl değerlendirmişler?  Aleyhinde lehinde, yerli ve yabancı.. Böyle bir eser de dünya literatüründe yok. Türk literatüründe de yok. Onu da yayınladık.

Sonra, Azerbaycan’ın 1918 yılında bugünkü sınırlarını içine alan bağımsızlık savaşı var. Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın (Killigil) desteği ile o hikayeyi de yazdık; bu sene o da çıkacak.

Bu çalışmalar devam edecek. Mesela “Türk Kültüründe 100 Kavram” diye, din nedir, vatan nedir gibi 100 kavram var. Bu 100 kavramı da yayınlıyoruz. Her zaman masanın üzerinde bulunması gereken başvurulacak kaynaklar bunlar.. “Milliyetçilerin Meseleleri” diye bir eserimiz yayınlanacak. Bir de, “Türk Milli Kültürü” yeniden yazılmak suretiyle yayınlanacak. Böylece, biz toplam 74 kitap yayınlamış olacağız.

“TÜRKLERİN İNSANLIĞA BIRAKTIKLARI KÜLTÜR VARLIKLARI”

Bir başka projemiz daha var; o da planlandı. Bursiyerim Profesör İlyas Kemaloğlu, o da büyük ödül kazandı tarih dalında. Biz toplamda 40 devlete gitmişiz. Bu devletlerde biz o kadar çok eserler bırakmışız ki, birisi ortada yok. Bir kitapta bir resim, bir kitapta bir yazı.. Dağılmış.. Biz bunu 6 ciltte “Türklerin İnsanlığa Bıraktığı Kültür Varlıkları” diye bir isim altında yayınlayacağız. Ve dünyadaki bütün izlerimizi, kültür değerlerimizi, kervansaraylardan, kuş saraylarından, vakıf medeniyetinden, halıdan, altın elbiseli adamdan, tekerleğin bizim tarafımızdan icat edildiğine kadar bizim insanlığa kazandırdığımız kültür varlıklarını 6 cilt içinde vermeyi düşünüyoruz. Bunun projesi yapıldı. İsimlendirildi. Sanıyorum Ekim ayı sonunda bunun çalışması başlayacak; finansmanını da sağladık.

Çalışmamızda, sureti katiyede, bize yakışmayan hiçbir lafı söylemiyoruz. Ne söylersek de yerine getiriyoruz. Mesela biz İpekyolu’nu yazdık. İpekyolu şimdi dünya gündemine gelip oturmuş bir şey, ama İpekyolu konusunda hiçbir kitap yoktu. Biz 25 biliminsanıyla İpekyolu’nu yazdık.

“KÜLTÜRLER BAŞKENTİ İSTANBUL”

İstanbul Kültürler Başkenti olarak ilan edildiği zaman, İstanbul’un yerleşim tarihi 2.500 yıl olarak biliniyordu. Bu Yenikapı buluntularıyla birlikte 8.500 yıla çıktı. O, İstanbul’un  8.500 yıllık hikayesini, Halil İnalcık dahil belli başlı bütün tarihçiler yazdı; “Kültürler Başkenti İstanbul” adı altında büyük bir cilt olarak yayınladık.

Bizim örf ve adetlerimizi ortaya koyan bir eser yayınladık. Ayrıca, milli kültürü içinde Türk sanatlarının da çok büyük rolleri var. Bu konuda da, geleneksel Türk sanatları serisi olarak, 24 ciltle tamamlanacak olan bir seriye başladık. Seramik, keçe ve mozaik konulu ilk üç cildini yayınladık, devam edeceğiz.

“SON PROJEMİMİZ: İL İL TÜRKİYE”

En son projemiz, eğer muvaffak olabilir ve kaynağını bulursak, “İl İl Türkiye” diye bir projemiz var. Bunun ilk örneğini prototip olarak Sivas’ı seçtik. Sivas’ı Cumhuriyet’in kuruluşunun önemli bir kenti olması hasebiyle seçtik. Bu kitap da Ekim ayının 10’unda çıkacak. Her türlü hazırlığı tamamlandı. Bu 81 ili tek tek yazdığımız zaman, Türkiye’nin de kültür envanterini çıkarmış olacağız.

Böylece bizim eserlerimize topluca bakıldığı zaman, Türk milletinin kültürel varlıklarını biz milletimizin önüne koymuş olacağız.

Cumhuriyet’in 100 yılına şu anda gereği gibi hazırlanan kimse yok.” 

TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFI BAŞKANI Av. ŞERAFETTİN YILMAZ’a, yaptığı bu benzersiz çalışmalardan dolayı, tarihimiz ve kültürümüz adına teşekkür ediyoruz. Ne mutlu size Şerafettin Bey.