ABD derin devleti olarak andığımız Pentagon şahinleri, 2020 sonrasında da yola Başkan Trump’la devam etmeye karar vermiş görünüyorlar. Küresel çapta yaşanan gelişmeleri , “Yeni başkan kim olacak?” sorusu çerçevesinde değerlendiğimizde, Trump’ın diğer adaylara oranla daha şanslı olduğu görülüyor.
Küresel çapta dengelerin hızla değiştiği bir süreçte, bir karar değişikliği olmazsa, Trump’ı, bir dönem daha ABD Başkanı olarak göreceğiz. Bu şans, Trump’ın yetenekli bir yönetici olmasından çok, CIA’nın elindeki Trump’a ilişkin dosyanın kabarıklığından kaynaklanıyor. Anlaşılan o ki Trump, başkanlık koltuğunda dört yıl daha oturma şansı yakalasa bile,  bu saltanatı, Pentagon şahinlerinin gölgesinde geçecek.

 M. KEMAL SALLI

ABD’de, Kasım ayında yapılacak seçimlerde yeni başkanın kim olacağı konusu, Amerikalılar kadar bizi de ilgilendiriyor. Biden gibi tescilli bir Yunanseverin başkan olması Türkiye’nin aleyhine olacaktır. Çünkü, tek başına Türkiye’nin karşısına çıkmaya cesaret edemeyen ve her fırsatta bir BM ya da AB temsilcisini yanına alarak Türkiye’ye tehditler savurmayı alışkanlık haline getiren Yunanistan, Biden kimliğinde birinin seçilmesiyle iyice şımaracaktır. Sonunda şamarı yiyeceğini bile bile, suyun öte yakasından efelik gösterileri yapmaya devam ediyor. Biden gibi birinin ABD başkanı olmasıyla Yunanistan iyice şımaracak ve Türkiye’nin canını sıkacak gösteriler yapmayı sürdürecektir. 

Bir gecede üçyüze yakın vatandaşımızın şehit edildiği, Meclis’in üzerine savaş uçaklarının bombalar yağdırdığı 15 Temmuz gibi bir darbe girişimiyle birlikte anılan kadim müttefikimizin başkanlık seçimleri, bizi her zamankinden fazla ilgilendiriyor.

Seçilecek yeni başkanın kimliği, ABD derin devleti ile Çin ve destekçileri arasında, Beyazsaray’ı elegeçirme bağlamında yaşanmakta olan iç savaşın ilk raunddaki galibinin kim olduğunu da belli edeceğinden, seçimin olası sonuçları bütün dünya ülkelerini de yakından ilgilendiriyor.

ABD başkanlık seçimlerinin sonuçları, bir ölçüde, “yeni dünya düzeninin kaptanını kim olacak?” sorusunun da yanıtı olacağından, gelişmeler tüm ülkeler tarafından dikkatle izleniyor. Hem ABD’de hem de Avrupa başkentlerinde yaşanmakta olan terör olayları, perde gerisinde yaşanmakta olan üstünlük savaşının gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına düşen yansımalarıdır.

TRUMP İÇİN DUA EDENLER, BİDEN İÇİN MUM YAKANLAR HILLARY CLİNTON

Trump’ın seçilmesi için dua edenler kadar, Biden’ın zaferi için mum yakanların da sevinme şansları var. Hıllary Clinton, kampanya başlatamadan aldığı büyük bir darbe ile yarış pisti dışına savruldu; seçilme şansını büyük ölçüde yitirdi.

ABD derin devleti olarak andığımız Pentagon şahinleri, 2020 sonrasında da yola, “Make ADB great again!” (Amerika’yı yeniden büyük yap) sloganıyla seçilen Başkan Trump’la devam etmeye karar vermiş görünüyorlar. Küresel çapta yaşanan gelişmeleri ,”Yeni başkan kim olacak?” sorusu çerçevesinde değerlendiğimizde, Trump’ın diğer adaylara oranla daha şanslı olduğu görülüyor.
Küresel çapta dengelerin hızla değiştiği bir süreçte, bir karar değişikliği olmazsa, Trump’ı, bir dönem daha ABD Başkanı olarak göreceğiz. Bu şans, Trump’ın yetenekli bir yönetici olmasından çok,

CIA’nın elindeki Trump’a ilişkin dosyanın kabarıklığından kaynaklanıyor.


İlk bakışta, Damat Kushner’in yönlendirmesiyle, İsrail yanlısı operasyonlarıyla tanıdığımız Trump’ın, son dönemde İsrail karşıtı bir tutum sergileyen Pentagon şahinleriyle birlikte yürüyecek olması yadırganabilir. Fakat bu, gönüllü bir birliktelik olmayacak, Trump bu dönemde, Pentagon şahinlerinin kararlarını kendi kararlarıymış gibi açıklayan bir başkan görümünde olacak.

Trump, kadın elbiseli fotoğraflarının yayınlanmasından bu yana ortalıklarda görünmeyen eski başkan Bill Clinton’ın durumuna düşmemek için, Pentagon şahinlerinin tekliflerine “evet” demiş olabilir. Çünkü, özel uçağında ve malikanesinde, ünlü politikacı ve işadamlarının katıldığı “lolitalı partiler” düzenleyen ve geçtiğimiz yıl hapsedildiği hücresinde “intihar eden” ünlü işadamı” Epstein’in, bu partilerde gizlice çektiği bütün görüntüler şu anda CIA’in arşivinde.

Hatırlanacağı gibi, Başkan Trump’ın azil işlemleri Kongre’den geri dönmüştü. Bu süreçte Trump’la Pentagon şahinleri arasında hangi pazarlıkların yapıldığını bilemiyoruz. Bilinen ve görünen gerçek, azil dosyasının rafa kaldırılması sonrasında Trump’ın “topal ördek” olduğu, yönetimi Başakan Yardımcısı Esper ile Dışişleri Bakanı Pompeo’nun aldığıdır.

İsrail Başbakanı Netanyahu, BATI Şeria’yı ilhak etme kararı aldıklarını, Golan Tepeleri’ne buraları kendilerine bağışlayan Trump’ı adını vereceklerini söylüyor, ama bu konuda Trump’tan bekledikleri destek açıklamasını henüz duyamadılar. Trump iktidara gelmesinden bu yana, Suriye’nin Golan Tepeleri’ni İsrail’e peşkeş çekmiş, Büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşımış, Ocak ayında da BATI Şeria’nın ilhakına giden yolu açan “Yüzyılın Anlaşması” adlı Ortadoğu barış planını açıklamıştı. ABD’de yönetimin Pentagon şahinlerinin elne geçtiğini gören Netanyahu, “Yüzyılın Anlaşması”na yaslanarak Batı Şeria’yı yutmak çabasında.

Bu günlerde Pompeo’nun İsrail’i yeniden ziyaret etmesi sürpriz sayılmayacaktır. Hatırlanacağı gibi, Pompeo’nun son ziyareti sonrasında, İsrail’in destek vermeği sürdürdükleri Çin’in Tel Aviv Büyükelçisi evinde ölü bulunmuştu. Bütün ülkelerin koronavirüsle mücadeleye odaklandıkları bir süreçte İsrail, Yunanistan ve Ermenistan gibi bir takım oldu-bittilerin peşine düşenler de var.

HILLARY CLİNTON TOPARLANABİLECEK Mİ?

Hillary Clinton, 2016 seçimlerinde kendisini hedef alan karalaması kampanyasını başlatan hücrenin saldırılarını önleyebilecek mi?  

Görünen o ki, ABD derin devleti, çok büyük sorunlarla boğuşacağı bir süreçte Hillary Clinton ile yürümek istemiyor. Pentagon’un bu kararı, son günlerde ABD medyasına belirgin olarak yansımış durumda.

ABD tarihine “Pizagate” olarak geçen bu olayın ayrıntılarını kısaca hatırlayalım..2016’daki başkanlık seçimlerinde H. Clinton’ın seçim kampanyasını yöneten John Podesta’ın telefonu internet korsanları tarafından ele geçirilmişti.

Podesta’nın seçim kampanyasına ilişkin bütün yazışmaları, bu arada yasadışı operasyonları Wikileaks tarafından yayınlanan yazışmalar, Trump ekibi tarafından H. Clinton’ı karalama kampanyasının ana eksenini oluşturdu. ABD’li seçmenlerin büyük bir ilgi duydukları bu yazışmalar, Hillary Clinton’ın seçilme şansını hızla erozyona uğratmıştı.

Trump propaganda ekibinin eline geçen yazışmalarda, Demokrat Parti’ye kayıtlı pekçok politikacının lolitalara olan meraklarını, çocuk pornosuna olan düşkünlüklerini, hatta bu işten para kazananların da olduğu anlatılıyordu.

Wikileaks’te ayrıntılı olarak yayınlanan yazışmalara göre, porno trafiğinin merkezi Washington’daki Comet Ping Pong adlı gösterişsiz bir pizza dükkanıydı. John Podesta’nın internet yazışmalarından, Clintonların da katılımıyla düzenlenen lolitalı alemlere ilişkin ayrıntılı bilgiler, Hillary’nin büyük oranda oy kaybetmesine neden olmuştu.  

TRUMP NE KARŞILIĞINDA HANGİ ÖDÜNLERİ VERMİŞ OLABİLİR?

Aynı felaketi Trump da yaşayabilirdi. Trump’ı başkanlık koltuğuna taşıyan ekip, Clintonların katıldıkları lolitalı partilere Trump’ın da katıldığını biliyordu. Hillary Clinton’ın eşi, eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın kadın elbisesiyle katıldığı partilere Trump ve ABD’nin bazı ünlü işadamları da katılmışlardı. Fakat, tutuklu bulunduğu hücrede “intihar eden” ünlü İşadamı Epstein’ın özel uçağı “Lolita Express”te ve malikesinde düzenlediği lolitalı partilerde gizlice çektiği görüntüler henüz CIA’nın eline geçmemişti.

Epstein’ın “intihar ettiği” ilk duyulduğunda Trump, attığı tweetlerde doğrudan Bill Clinton’ı hedef alan ifadeler kullanmıştı. Epstein’in gizlice çektiği görüntüler CIA’nın arşivine girdikten sonra Trump, Clintonlar dahil, o partilerde tanıdığı herkesle ilişkisini kesmişti. Bu rağmen, Savcı Mueller’in hakkında azil dosyası hazırlamasına engel olamamıştı. Trump’ın azil dosyası Senato’dan döndü, ama hangi ödünler karşılığında döndü, bilinmiyor.

Epstein’in intiharı ve lolitalı partilerde gizlice çektiği görüntülerin CIA’nın eline geçmesinden sonra, Trump’ın İsrail’e olan muhabbetinde bir gerileme yaşanıyor. Anlaşılan o ki Trump, başkanlık koltuğunda dört yıl daha oturma şansı yakalasa bile,  bu saltanatı, Pentagon şahinlerinin gölgesinde geçecek.  

SON DAKİKA
55 yaşındaki yeğeni Mary, “Hiç Değerli Değil” adlı kitabında Trump için, “Dünyanın en tehlikeli insanı” diyordu. Yıllardır yasaklı olan kitap mahkeme kararıyla yayınlandı. Bu gelişme, “eski dostlarının”, saf değiştiren Trump’ı yıpratma kampanyası başlattıkları anlamına geliyor. “Dünyanın en tehlikeli insanı”, giderek yoğunlaşan bu baskılara dayanabilecek mi?