Bugün 2 Temmuz 2019; bundan 64 yıl önce İstiklal savaşı kahramanı Fatma Seher Hanım sefalet için de sessiziz bu dünyayı terk ettiği gündür. Bence o bu dünyayı terk etmezden önce bizler onun kıymetini bilemeyip yalnızlığa ve fakirliğe terk etmiştik. Sağlığında kıymetini bilemedik az da olsa onun ruhunu muazzez etmek için Kahraman Kara Fatma’yı anmak istedim.

Fatma Seher Hanım, aynı zamanda Binbaşı Derviş Bey'in hanımıdır. Savaş zamanında 45 yaşındadır. Milli Mücadele’de oğluyla birlikte çarpıştı, İzmit’te görev yaptı. Millî Mücadele’nin en ünlü kadın savaşçılarından biridir. Kara Fatma’nın kendi kurduğu müfrezesinde en fazla 43 kadın, 700 de erkek olduğu bilinmektedir. Kendisinin söylediğine göre, I. Dünya Savaşı'nda Edirne’de Yanıkkışla’da çarpıştı. Mütarekeden sonra Erzurum’a dönmüştür.

Balkan Savaşı’nda kocasıyla birlikte Edirne’de mahsur kalan Fatma Seher Hanım, askerlik hayatını Yanıkkışla’da çok zor şartlar altında yaşayarak öğrendi. Mütarekeden sonra ölen kocası Binbaşı Derviş Bey’in orduda bıraktığı yeri doldurmayı aklına koyarak, birçok savaşa katılan kıtasını bizzat kendi oluşturdu. Millî Mücadele’nin başında, kara propagandadan etkilenerek mücadeleye destek olmayanları ikna faaliyetlerinde bulundu. İznik Cephesi’nde göğsünün sağ tarafına bir mermi saplansa da kanlar içinde çarpışmaya devam eden Fatma Seher Hanım’ın, bir başka çarpışmada ise dokuz yaşındaki kızı Fatma’nın eli parçalandı. Mustafa Kemal'in önünü keserek kendisine görev vermesini istedi. O günleri şöyle anlatır:

“Mustafa Kemal’in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafetlere girerek üç günlük bir mücadeleden sonra devamlı bir takibin neticesi olarak, Sivas'ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı ve yüzüm de peçe ile kapalıydı. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince ilk defa sert bir lisan kullanarak ‘ne görüşeceksin’ dedi. Kalbimdeki vatan aşkı, bu sert muameleye üstün geldi. Derhal peçemi kaldırdım ve ‘İstanbul'dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldim ve maruzatımı bir dakika için dinlemenizi ısrarla rica ediyorum,’ dedim. Sonra, pek yakınımızda bulunan küçük bir lokantaya beni kabul ettiler.”

Mustafa Kemal kendisine adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip bilmediğini sormuştur. Ve aldığı cevaplardan duyduğu memnuniyeti: “Bütün kadınlar senin gibi olsa idi Kara Fatma” sözleriyle ifade etmiştir. Fatma Seher, işte bu olaydan sonra “Kara Fatma” olarak anılmaya başlandı. Paşa’nın verdiği talimatları İstanbul’a giderek görevini orada yerine getirir. İzmit’e geçip Davulcular Ormanı’nda gizlenerek 150 kişilik bir milis gücünün başına geçti.  Kara Fatma ve emrindekiler, işgal edilen İzmit’teki cephanelerin Anadolu’ya kaçırılmasında çok önemli roller üstlendiler. Kara Fatma söz konusu faaliyetlerinin birinde yakalanıp hapsedildi hatta dövüldü ancak bir yolunu bulup oradan kaçtı. I. ve II. İnönü Savaşları’na Dumlupınar Savaşı’na ve Sakarya Savaşı’na katılıp yaralandı. İyileştikten sonra Düzce çevresinde asker kaçaklarını vatan görevine çağırmak için faaliyetlerde bulundu.

Kara Fatma asıl başarısını İzmit’in işgali sırasında gösterdi. Yunan işgaline karşı 480 kişilik çetesiyle mücadele verdi. Burada gösterdiği kahramanlıkla adını tarihe yazdırdı. Hisarcık’ta, Kaynarca mıntıkası Kumandanı Naim imzasıyla Süvari Livası’na (tugay) gönderilen yazıda; “Bugünkü harekâtta pek çok yararlığı görülmüş olan Fatma Seher Hanım’a teşekkür ederim,” deniliyordu. Kara Fatma, ardından 43 kadın ve 700 erkekten oluşan müfrezesiyle İnönü Savaşları’na da katıldı. Bu savaşta müfrezenin pek çok kadın neferi şehit düştü. Büyük Taarruz ’da Afyon çevresinde Sürmeli köyünde Yunanlara yaptığı bir taarruzda esir düştü. O anılarını şöyle anlatır:

“Altımdaki Ceylan ismindeki, güzel talim ettirilmiş çok akıllı bir hayvandı; âdeta bir piyade neferi gibi düşman mevziine sokulmakta fevkalade usta. Afyon civarındaki Sürmeli köyünde bulunan düşmana müfrezemle taarruz esnasında, hayvanımla düşmanın mevziine sokulmak icap etti. Bu esnada düşman tarafından bir kement atılarak yakalanmıştım ve hayvanda şahlanarak bizim tarafa kaçınca; ben de bu suretle düşmana esir olmuştum. Beni yakaladıktan zaman gözlerim bağlanarak, kendi mevzilerinin iki saat gerisinde bir yere götürülmüştüm.  Daha sonra Başkumandanları olan Trikopis’in yanına götürdüler. Beni görünce son derece hayretle bana bakıyordu ve: 

“Sen Kara Fatma!” Diye üç defa hayretle ismimi tekrarladı. 

Biraz sonra hayret ettiğinin sebebini son sualinden anladım. Meğer bunlar, Kara Fatma’yı devasa bir şey tahayyül ediyorlarmış ve bende bunlara cevaben “Anadolu'daki Kara Fatmaların en kuvvetlisi benim,” demiştim.  Beni bilahare bir yere kapadılar. On dokuz gün esaretin öldürücü ezalarına maruz kaldıktan sonra nihayet bir hayli müşkülattan sonra kaçmaya muvaffak oldum. Bursa'nın işgalini duyunca halime bakmadan Sürmeli köyündeki ovada kıtamın başına geçtim. Bu muvaffakiyetimden dolayı Üsteğmenliğe terfi edildim.” 

İstiklal mücadelesinin büyük kahramanlarından Fatma Seher, İstiklal madalyasıyla ödüllendirildi. Zaferden sonra terhis edilen Kara Fatma, yokluk içinde yaşamasına rağmen, kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını: “Ben bütün mücadeleleri vatanım ve milletim için yaptım bir beklentim yok,” diyerek Kızılay’a bağışladı. Kara Fatma, 1930'lu yıllarda büyük sıkıntılar içerisindeyken son röportajında şöyle demişti:

“İşten bahsediliyor… İş bulamıyorum ki… Kapıcılık, Kolculuk bulsam çöpçülüğe de razıyım. Kızımla torunlarıma bakayım. 55 yaşındayım. Askere 24 yaşında girdim. Seferberlikte Kars, Kağızman, Beyazıt taraflarında çalıştım. 275 kişilik bir çetenin reisi idim. İstiklal Savaşı’nda Batı Cephesi’nin hemen her tarafında bulundum. Bereket Alakaya taarruzunda, sonra Düzce'de eşkıya ile müsademede Sivrihisar'da, bir de Değirmendere’de yaralandım. Bunlardan başkan ufak tefek sıyrıklar, çizikler onları saymıyorum. Kızımın parmaklarını da şarapnel kesti. Zavallı yarı deli vaziyettedir. Yetimleri bana kaldı. Çalıştığım sürece amirlerimin takdirlerini kazandım. Bütün sefaletimi unutturan, beni yaşatan bu İstiklal Madalyası’dır. Açım, ama şerefliyim!” 2 Temmuz 1955'te yılında maddi sıkıntılar içinde vefat etti. Millet olarak Kara Fatma-Fatma Seher Hanım’ın şahsında tüm kadınlarımıza minnettarız.