Ülkemizin önemli sorunlarından birisi trafik kazalarıdır: Dünyanın her yerinde trafik sorunu mevcuttur. Fakat ülkemizde diğer ülkelere oranla, can ve mal kaybına sebep olan daha çok trafik kazası meydana geliyor. Son dönemlerde otoyol ve çift yönlü yollar yapımı gibi kara yollarımızda iyileştirmeler yapılsa da, yaşanan trafik kazalarında önemli sayıda azalma olmadı. Çok daha fazla araç kaydı olan ülkelerde, bu kadar kaza olmuyor. Bu yönden isistatistiklere bakılırsa trafik kazaların nedeni sürücüler gösteriliyor. Dolayısıyla trafik kazalarını en aza indirgemek adına trafik eğitimleri daha çok yaygınlaştırılmalı, ülkemizde yaşanan kaza sebeplerinin iyi analiz edilmeli ve akabinde problemlerin giderilmesi yönünde önlemler alınmalıdır. Aynı zamanda toplu taşımaya yönelik teşvikler artırılmalı ve bisiklet kullanıcıları için yönlendirmeler yapılmalıdır.

İlgililere iş düştüğü kadar biz sürücülere de düşen görevlerin payı büyüktür. İnsanımızın karakteristik yapısında olan hiperaktiflik, hızlı sürüşe ve dikkat eksikliğine neden olabilmekte. Bundan dolayı da ülkemiz trafiğinde sakin sürücü sayısı yok denilecek kadar azdır. Kendimden bir örnek verecek olursam: Sakin bir yapıya sahip olsam da, çok iyi bir sürücü olduğumu iddia etmiyorum. Ancak insanların hakkına girmemek adına imkanlar el verdikçe trafik kurallarına uymaya çalışıyorum. Ayrıca uzun bir yola çıkmadan evvel, aracımın muayenesiyle beraber diğer eksiklerini de giderir ve temel ilkyardım eğitim bilgilerini zihnimde canlandırdıktan sonra ilk temennim şudur; yolda dikkatli olacağım halde istemeyerek büyük bir kazaya sebebiyet verip, olur da o kaza bir cana mal olacaksa o can benim canım olsun ki, o vicdan azabıyla yaşamak zorunda kalmayayım. Çünkü bir hatam bir cana mal olabileceğini bilmek, emniyet kemerimi takmaya özen göstermek, yayaları düşünmek ve empati kurmak benim temel görevimdir.

***

Sosyolog, Sürücü Kürsü Müdürü, Trafik ve Çevre Bilgisi Öğretmeni Sayın Kadir KURTAY ile trafik sorunlarına fayda sağlayacak bir röportaj gerçekleştirdik.

Röportajımız:

-Trafik kurallarının önemi nedir?

Biliyoruz ki, trafik sosyal bir yaşam alanıdır. Sosyal alanlarda da o ortama ayak uydurabilmek için belli başlı kurallar vardır. Nasıl ki, biz insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek için belli başlı kurallar varsa trafikte de uymamız gereken kurallar vardır. Bunların basında hukuk kuralları gelir. Din kuralları, Ahlak kuralları, Gelenek göreneklerimiz ve örf adetlerimiz gelmektedir. Bu kurallar aramızdaki ilişkiyi düzenlemek için var olmuş sosyal kuralladır. Trafikte ki kargaşayı da önlemek için uymamız gereken kurallar vardır. Bunlara uyma önceliğine göre; Trafik polisi, Trafik ışıkları, Trafik levhaları ve yer işaretlemeleri gelmektedir. Bu kurallar olmamış olsaydı kimin önce geçeceğini, nerde duracağını, nasıl geçeceğini bilemeyecekti ve muazzam bir kargaşaya neden olacaktı. Onun için toplumun her alanında insanı ilgilendiren insanın yaşamını kolaylaştıran kuralların olması kaçınılmaz bir gerçektir.

- Ülkemizdeki önemli sorunların başında trafik kazaları gelmesinin nedeni veya nedenleri nelerdir?

Trafik kazası: en az bir aracın karışmış olduğu ölüm, yaralanma ve maddi hasarla sonuçlanan olaylara trafik kazası diyoruz anlaşıldığı gibi trafik kazasının üç sonucu vardır. tabi temennimiz o dur ki her zaman maddi hasarla sonuçlansın.Ama ne yazık ki Ortalama her yıl 5-6 bin kişi ölmekte ve 100-200 bin kişi de yaralanmaktadır..bu rakamlar

bir doğal olaydan. terör olaylarından daha fazla can kaybımız oluyor.

Trafik kazalarının oluşmasının en önemli etmeni insandır. Bu oran ortalama %94 lere kadar ulaşmaktadır

Peki bir insan ne için kaza yapar bunun nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz

- Acemilik,
- Dikkatsizlik,
- Uzun süre uykusuzluk,
- Hatalı sollama,
- Aşırı hız,
- Fazla yük taşımak,
- Alkollü araç kullanmak,
- Bazı ilaçları kullandıktan sonra araç kullanmak,
- Trafik kurallarını dikkate almamak,
- Rutin araç bakımlarını yaptırmamak

-Trafikte hoşgörülü, nezaketli ve sabırlı olan bir sürücü araba sürüşünden de anlaşılıyor mu?

Aslında araba kullanma sürücünün yada şoförün o günkü ruh hali nasıl ise araba kullanmasına da yansır,hoşgörülü,nezaketli,sabırlı ve empati yapabilen öfkesine hakim olabilen sürücüler.bu duygulardan yoksun olan sürücülere göre tabi ki de daha kuralcı ve daha dikkatli araç kullanır.

- Doğru bir sürücü nasıl olmalı?

Doğru bir sürücü trafik te yalnız olmadığını ondan başka sürücülerinde olduğunu trafikte ona tanınan hakların başkalarının da o haklara sahip olduğunu bilen trafik kurallarına uyan ve trafik adabını bilen kişidir.bu düşüncede olan sürücü kanımca doğru bir sürücüdür

- Herkes profesyonel sürücü veya şoför olabilir mi?

Profesyonelce araba kullanabilirsiniz,çok iyi bir sürücü olabilirsiniz ama bildikleriniz karşıdakinin bilgisi kadar dır.dediğimiz gibi biz insanlar sosyal yaşam içinde bir birimize mecburuz ve sürekli iletişim içindeyiz bizim bildiklerimiz karşıya aktarmadığımız yada karşıdaki anlamadığı sürece bildiklerimizin hiçbir önemi yok.araba kullanma beceriniz karşı sürücünün becerisi kadardır.

- Ehliyetini alan öğrencilerinize farklı bir öneride bulunuyor musunuz?

Türkiye’de yaklaşık 3700 sürücü kursu var tabi bu sürücü kurslarına ciddi bir iş düşüyor biz insanın hayatını ildiren bir eğitim veriyoruz bir kpss kursu gibi değil,öğrencileri üniversiteye hazırlayan bir özel okul gibi değil.bunların verdiği eğitim sınavlarında 4 yanlış bir doğruyu götürürken bizim verdiğimiz eğitimde ise bir yanlış bütün doğruları götürür insanın hayatına mal olan bir eğitimden bahsediyoruz onun için öncelikle bu işle ilgilenen arkadaşlara meslektaşlarıma kısa bir şey söylemek isterim verdiğimiz eğitimin ne kadar önemli olduğu bilincinde olalım ilk amacımızın adaylarımızı hazırlarken trafik adabını aşılamamız gerek.

Adaylarımıza da şu söylemek isterim; aday kursa kayıt olurken alacağı eğitimlere karşılık belli miktarda ücret veriyor. Verdiğiniz ücretin karşılığını sonuna kadar sürücü kurslarından isteyin. Çünkü adaylarımız sürücü kursuna karşı hangi haklara sahip olduğu bilgisine sahip değil yeteri kadar bilgilendirilmiyor. Son olarak adaylarımıza şunu söylemek isterim; sürücü kursların verdiği eğitim genellikle sınav formatında olduğu için 14 saatlik akan trafik eğitimden sonra aday kendini yeterli hissine kapılmasın araç sürme ve öğrenme 14 saatle sınırlı değildır. Onun için aday ehliyetini aldıktan sonra direk trafiğe çıkmadan egzersiz yapmaya devam etmeleri gerektiğine inanıyorum. Çünkü arabayı kullanma heyecanı başlamıştır adayda bu heyecan onu trafiğe sürükler ve yaptığı yada yapacağı bir kaza onun bir daha araba kullanmamasına neden olabilir.

Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Peki neden taşımacılık hizmetinin büyük bir kısmı kara yollarından yapılmaktadır?

Türkiye, coğrafi konum itibariyle Avrupa’yı Asya kıtasına bağlayan bir köprü durumundadır. Belli başlı uluslararası karayolu taşıma güzergahı ülkemizden geçmektedir.

Özel sektör eliyle yürütülen karayolu taşımacılığı hiyerarşi ve emir komuta zincirinin hızlı işlemesi bir avantaj olarak görünmektedir.

Genel olarak baktığımızda, yolcunun veya küçük miktarlardaki yükün kısa ve orta

mesafelerde hızlı bir biçimde taşınmasına olanak veren karayolu

taşımacılığı diğer taşıma türlerinde (demiryolu, denizyolu, havayolu) bulunmayan

kapıdan kapıya ulaştırılmasına yani başlangıç ve varış

noktaları arasında aktarmasız bir taşımaya olanak sağlamakta olup, bu özelliğiyle

diğer taşıma biçimleri içinde büyük avantaj sağlamaktadır.

-Avrupa ülkelerinde sürücü belgesi alanların şehir arası yollara çıkabilmeleri için verilen belli bir adaylık süresi; ülkemizde neden verilmiyor?

17 Nisan 2015 tarihinde yayımlanan yönetmenlik te

Yürürlüğe giren bu Yönetmeliğin bazı maddeleri 01.01.2016 tarihi itibarı ile uygulamaya başlanmıstir

Bu maddelerin başında aday sürücü gelmektedir.

Bu maddede; " Aday sürücülük; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sürücü belgesi alanlar ile herhangi bir sebeple sürücü belgesi iptal edilmiş olup yeniden sürücü belgesi alanlar, belgenin alındığı tarihten itibaren iki yıl süreyle aday sürücü olarak kabul edilir." denilmektedir.

İlgili Yönetmelik çerçevesinde aday sürücülerle ilgili aşağıdaki açıklamalara ihtiyaç duyulmuştur.

1- Aday sürücülük 01.01.2016 tarihinden itibaren başlatılacaktır.

2- Aday sürücülük sürücü belgesinin alındığı tarihten itibaren iki yıl süreyle devam edecektir.

3- Aday sürücünün yanında refakatçi bulunmadan kendi başına araç kullanabilecektir.

4- Aday sürücülerin sürücülük belgesinin geri alınması ile ilgili olarak;

a) İki yıl boyunca trafik ışıklarını üç kez ihlal etmesi,

b) İki yıl boyunca belirlenen hız limitlerine üç kez uymaması,

c) İki yıl boyunca sağa-sola ve dönel kavşaklarda yayalara, bisiklet kullanıcılarına geçiş hakkını üç kez ihlal etmesi durumunda,

d) İki yıl boyunca okul geçitlerinde öğrenci geçişlerini üç kez ihlal etmesi durumunda,.

e) İki yıl boyunca emniyet kemerinin üç kez takılmaması durumunda,

g) Bir yılda toplam 75 ceza puanına ulaşmış olması veya ölümle sonuçlanan trafik kazalarına asli kusurlu olarak sebebiyet verilmesi durumunda,

ğ) İki yıl boyunca bir kez 0,20 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullanması durumunda,

h) İki yılda toplam 75 ceza puanına ulaşmış olması, durumunda sürücü belgeleri iptal edilecektir.

i) İki yıl boyunca uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri bir kez almış olmaları

Belgesi iptal edilenlerin tekrar sürücü belgesi alabilmeleri için; sürücü kurslarına devam etmeleri ve yapılan sınavlarda başarılı olarak motorlu taşıt sürücüsü sertifikası almaları gerekecektir.

-Ben, yaklaşık on iki yıldır aktif bir sürücü olmama rağmen trafiğin her zorluğuna alışabildim de, trafik kurallarını ihlal edenlere-kendi canlarıyla beraber başkalarınında canını tehlikeye atanlara - polislerimiz için zaman ve hizmet kaybına sebebiyet verenlere-gereksiz kornaya basmak vb. gereğinden fazla sinyaller ile ses çıkarmakla sürücülerin dikkatlerini dağıtmakla beraber çevre kirliliğine de neden olanlara - alışamadım. Bu konudaki çözüm öneriniz nedir, trafik kurallarını hiçe sayan sürücülere ne söylemek istersiniz?

Evet, ülkemiz trafiğinde sizin gibi trafik kurallarına uyan sürücülerin ortak sorunudur. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce, 2016 yılında uygulamaya konulan ve özel motorlu taşıt sürücü kurslarında okutulmaya başlanan trafik adabı bütün ehliyet sahiplerini ilgilendiren bir ders olarak müfredatımıza eklenmiştir.

Trafik içinde sorumluluk, yardımlaşma, tahammül, saygı, fedakârlık, sabır vb. değerlere sahip olabilme yetisi. topluluktaki ya da ülkedeki insanların trafik içinde bireysel ve birbirlerine karşı davranış şekilleridir. Trafik psikologları, yaşam tarzı ile araç kullanmanın ilişkili olduğunu belirtmektedirler. Diğer bir deyişle, insan nasıl yaşarsa, öyle araç kullanır.

- Trafiğin yarattığı çevre kirliliğinin önüne nasıl geçilmeli?

Çevre dünya üzerinde yaşamını sürdüren canlılarının hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır.ve canlılar üzerinde büyük etkisi olan cok geniş ve kapsamlı bir olaydır

Burada trafiğin yarattığı cevre kirliliğine bakacak olursak. Hava kirliliğinin hayatımız üzerinde pek çok olumsuz etkisi var. Kentlerde hızlı nüfus artışı ve buna paralel olarak artan motorlu taşıt kullanımı ile yayılan egzoz gazları, kalitesiz yakıtlar hava kirliliğinin artmasına neden olan unsurlardandır. Hava kirliliğinin artmasındaki en önemli unsur taşıtlardan yayılan karbon monoksit, azot oksitler, hidrokarbonlar ve kurşundur

Bunun önüne geçmek için Öncelikli olarak toplu taşıma araçlarını tercih etmek . Bunun dışında yürüme mesafesindeki yerlere yürüyerek yada bisiklet ile ulaşımın tercih edilmesi hem çevreyi korumanızda etkili olacak , hem de sağlığınız ve bütçeniz için de fayda sağlayacaktır.

Araç sürerken duraklama ve bekleme anlarında, trafiğin tıkandığı noktalarda kontağın kapatılması zehirli madde salınımını azaltmanın yanı sıra daha az yakıt tüketmenizi de sağlayacaktır. Yakıt seçimi de, hem bütçenizi hem de çevreye yayılan zararlı gazları etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Şu an için kullanılan yakıtlar arasında hava kirliliğine en az neden olan yakıt LPG’dir.

Aracınızın egzoz çıkış borusuna bağlayacağınız katalitik konvertör, zararlı gaz emisyonunu azaltarak karbon monoksit salınımını büyük ölçüde engelleyecektir.

-Trafikte güvenli sürüş için oldukça önemli olan takip mesafesi, ülkemiz trafiğinde neden mümkün olmuyor?

Ben bu cümleyi çok severim; bir ülkenin medeniyet seviyesini merak ediyorsanız o ülkenin trafiğine bakın. Dediğim gibi, araç kullanma tamamen bir yaşam tarzıdır. Bir ruh hali yansımasıdır. Aceleci ve sabırsız bir toplumda takip mesafesinden bahsetmek mümkün değildir.Türkiye’de her gün ortalama 3 binden fazla trafik kazası yaşanıyor. Bu kazaların çoğu takip mesafesini ayarlamamaktan kaynaklanıyor. Geçen yıl sonunda 28 milyon 223 bin 393 kişinin sürücü belgesi sahibi olduğu kayıtlara geçerken, bu yıl 1 Eylül itibarıyla Türkiye genelinde sürücü belgesi bulunan kişi sayısı 28 milyon 804 bin 256'ya ulaştı.ve bu sayı gittikçe artış göstermeye devam ediyor.bu kişilerden kaçı takip mesafesini biliyor yada kaç kişi trafik kurallarını biliyor.çok acı bi durum ama suan ehliyet sahibi olupta okuma yazma bilmeyen on binlerce ehliyet sahibi var bunları tesbit edip ya bir eğitim sürecinden gecirmek,yada ehliyetleri iptal etmek gerek diye düşünüyorum

- Bir sürücü ne kadar profesyonel de olsa, karşı tarafın hatası nedeniyle kazaya karışabiliyor. Peki, henüz ehliyet almayan adaylar, ehliyet alma konusunu bir kes daha düşünmeliler mi?

Tabi düşünmeliler. Çünkü trafik sorumluluk isteyen ve hatayı kabul etmeyen bir durumdur. Ehliyet alma konusu, konu hakkında yeterli bilgisi bulunmayanlar için zor görünse de aslında ehliyet almak oldukça kolay. Güzel bir çalışma programı ve düzenli pratik ile kolayca ehliyet sahibi olabilirsiniz. Önemli olan sonrasıdır.

Sayın KURTAY, değerli zamanınızı ayırıp bizler ile paylaşmış olduğunuz faydalı bilgilerden dolayı size sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Son olarak ne söylemek istersiniz?

Hande Hanım, röportajdan dolayı size ve Önce Vatan Gazetesi çalışanlarına ben teşekkürlerimi sunarım. Son olarak şunu söylemek istiyorum; araç kullanırken trafik kurallarına uymak insani bir görevdir. Çünkü trafikte yalnız değiliz. Bizimle birlikte birçok insan trafikte seyretmektedir. Bunlar yaya. yolcu ve sürücü olabilirler. Trafikte yapılan hatalardan sadece biz değil sevdiklerimiz, yakınlarımız ve diğer insanlar ve hatta diğer canlılar da zarar görüp etkilenebilmektedir.

Sevdiklerinize hızlı değil trafik kurallarına uyarak sağlıklı ve mutlu bir şekilde kavuşun. Teşekkürler..

***

Ülkemiz trafiğinde takip mesafesi kuralına kimse uymuyor:

Yaklaşık iki hafta önce aracımla trafikte normal seyir halindeyken, sağımdaki bir araç sürücüsü ani bir hareketle ve solunu yakmadan önüme geçmeye çalışınca, ani fren yapmak durumunda kaldım. Tahmin edildiği gibi, takip mesafesi kuralına uymayan arkamdaki araç sürücüsü hafif aracıma çarptı. Beni üzen suçsuz yere kazaya karışmam değil. Üzüldüğüm konu; önüme kıran sürücünün vicdanını hiçe sayarak, kaçmasıyla kötü bir ilki yaşamama sebep olması ve ülkemizde göz ardı edilen yanlış takip mesafesi kuralı oldu.

Cana gelmesin: Evet, öncelikle cana gelmesin tabi ve aracımda da önemli bir hasar yok. Fakat her sürücü tarafından bilinen veya bilinmesi gereken: 90 km./s hızla giden bir aracın öndeki aracı takip mesafesi 45m. olan kuralın ihmal edilmesi; ülkemizdeki sürücüler neden bu kurala uymadıklarını ya da uyamadıklarını yıllardır merak ettiğim bir mevzu olduğu için ve geçirmiş olduğum olay nedeniyle bu önemli konuya ayrıca değinmek istedim.

Peki, sizce gereksiz yere ani bir refleks hareketi ile önüme kırıp, kaçan mı suçlu, yoksa aracımın arkasında seyir halindeki takip mesafesini korumayan sürücü mü suçlu?

Trafik kurallarına göre, her iki tarafta suçludur.Fakat ülkemiz trafiğinde tam anlamıyla normal takip mesafesini koruma şansı verildiği görüldü mü hiç?

Ülkemizdeki pek çok bölgesinin trafik düzenini bilen biri olarak, ben görmedim. İşin kötü yanı yıllardır bir kes olsun takip mesafesi kuralını ben de tam anlamıyla uygulayamadım. Çünkü biri kural gereği takip mesafesini koruma gayretine girse, arkasından çalınan korna sesleri nedeniyle önündeki araca yaklaşmak durumunda kalıyor.

Benim asıl aklıma takılan soru: Bu husus ilgililer tarafından bilinmesine rağmen neden giderilmediğidir. Takip mesafesi kuralının sorunu belirli eğitim veya trafik idari para cezasıyla giderilmesi gerektiğini düşünüyorum.