İyi yetişmiş, zeki, yaratıcı, projeci, halk adamı olan siyasetçi arkadaşım Adnan Kahveci’yi, İstanbul’a gelirken, 5 Şubat 1993 günü feci bir kaza sonucu, eşi, kızı ile birlikte kaybetmiştik. Ülkesine büyük katkılar sağlayacak bir insandı. Millet olarak, çok üzüldük. Trafik terörü, ülkemizi kabus gibi sarmıştı. Trafik terörüne belki bir nebze çare olur düşüncesiyle bir de Kahveci’nin anısına hürmeten bir Trafik Yasası Teklifi hazırladım. Hep inandım ki, bu iş bizim gibi ülkelerde, eğitimle filan çözümlenmez. Müeyyideler ve cezalar, öyle olmalı ki, kural, nizam dinlemeyerek, kazalara sebebiyet verenler, doğduklarına pişman olsunlar. İnsanlar, sürücüler, trafik kurallarına riayet etmiyorlar, devletten korkmuyorlar. Esasen Ceza Hukukunun temeli, cezaların caydırıcı olmasıdır. Benim hazırladığım, kanun çok ağır cezaları içeriyordu. Bunları uygulamayan, nasılsa, hoş gören, emniyet mensuplarına da cezalar verilecekti. 

Her Şeker ve Kurban Bayramlarında “bu bayramda da en az 100 kişi trafikte ölecek” diye yazılar yazarım. Ne yazık ki Bayramlarda ölü sayısı 100’u aşıyor, 800’de yaralı var. Bu yaralıların, bir kısmı da hayatlarını kaybediyorlar, bir kısmı da hayatlarının kalan bölümünü, engelli olarak geçiriyorlar. Benim TBMM Başkanlığına sunduğum teklif, çeşitli dış etkenler, bazı meslek odalarının etkisiyle kanunlaşamadı. Bana göre, bunun anlamı, trafik terörü kalsın, magandalar cirit atsınlar, kanun, nizam dinlemeyenlere hiçbir şey yapılmasın. 

 TBMM, 19 Ekim 2018 tarihinde yeni bir Trafik Kanununu kabul etti. Bu kanun, trafik terörünün azdığı, trafik magandalarının, amme intizamını yerle bir ettiği bir zamanda çıkarılmıştır. Ancak öngörülen yaptırımlar, cezalar yeterli değildir. Hayretler içindeyim. Devletimiz, Emniyet Güçlerimiz, Ordumuz, PKK terörü ile FETÖ terörü ile hayatlarını ortaya koyarak, fedakarca, başarı ile mücadele ediyorlar. Kaşıkçı olayı ile ilgili olarak, etrafıma “merak etmeyin, Polisimiz bu canice işlenmiş cinayeti özer” demiştim. Zira, polisimize güvenim tamdı. Ülkemizin bağımsızlığını, bölünmez bütünlüğünü, bekasını korumak uğruna, şehitler, gaziler vererek savaşan, devletimiz, bu insan kılığına girmiş, trafik teröristlerine diş geçiremiyor, bunlara hadlerini bildiremiyor. 

Trafik kazalarında, yılda 12500 kişi ölüyor, 230000 vatandaşımız yaralanıyor. Bu çok ciddi ve halli şart bir milli sorundur. Sokaklar yarış alanı, drift, kaynak atanlar, slolom yapanlarla, eksozlarını çıkarıp, hasta, yaşlı, hastane demeden trafiği felç edenlerle dolu. Kanun çıkarmak yetmez, kanun hükümlerini uygulamak gerekir. İşte bu yapılmıyor. Zaten caddelerde, sokaklarda, yeterli polis yok. Bak, ben size bir şey söyleyeyim. Bizim millet, belediye zabıtasını, özel güvenliği takmaz. Yasaları uygulayacak olan iyi yetişmiş, taviz vermeyen Polis Teşkilatımızdır. Trafik Kanunu, yürürlüğe girdi ancak trafik teröristleri hala fink atıyorlar, sayıları daha da arttı. Örneğin, Bağdat Caddesi’nde, Fenerbahçe’de, Ayanoğlu’nda, Cemal Topuzlu’da, gece yarışları var. Drift yapanlar, yolları kapatıyorlar. Bir başka anarşist grubu da, motorsikletler, girilmez yollarda, kaldırımlarda, tüm kanunsuzluklarda... İşte büyük sanatçı Can Gürzap’ı, az kalsın motosiklet öldürüyordu. Bunlara hiç kimse karışamıyor. Karışırsan, her vesile ile size saldırıp, öldürebilirler. Çoğu silah, bıçak taşıyorlar. Buna bazı taksi şoförleri de dahil... Yeni Trafik Kanunu yürürlüğe girdi, ancak uygulayan yok. Trafik Terörü önlenemedi, kanunun uygulayıcısı Valiler, Kaymakamlar, Emniyet Müdürleri, neden trafik terörüne müdahale etmiyorlar....