Güreş dünyanın en eski spor dallarından biridir. Savunma sporu olarak gelişen güreş, dünyadaki ilk spor dallarından biridir. Bu nedenle dünyadaki ilk klasik olimpiyatlarda görülmeye başlanmıştır. Özellikle Greko-Romen güreşi eski Yunan-Roma Uygarlıklarının izlerini devam ettirir.

Trabzon’da ilk güreş karşılaşmaları M.Ö. 400 yılında Yunanlı askerlerin İran seferi dönüşünde komutanları tarihçi Ksenophon’la birlikte Trabzon’da geldiği sırada Trabzonlularla Yunanlılar arasındaki çeşitli spor karşılaşmaları yapıldığı sırada gerçekleştirilmişti.

Ksenophon’un Yunanlı asıllı devletlere mensup askerlerinin ordugah kurdukları dağlarda (Trabzon’la ilgili tarih yazarlarına göre Boztepe’de) spor yarışmaları şenliği yaptılar. Yarışmaların düzenleyicisi olan Drakontios, koşu alanı yeri gösterdikten sonra ondan güreşler için yer göstermesi istenildi. O da koşu alanının yapılacağı yeri gösterdi. Ona “bu çalılık ve katı toprak üzerinde mi güreşecekler?” diye soru sorulduğunda o da “iyi ya, yere düşen düştüğünü böylece daha iyi anlar” şeklinde cevap verir. Daha sonra yapılan karşılaşmalarda güreş ve pankration (güreş ve boks karışımı, çok tehlikeli olup günümüzde yapılan pankreas güreşinin ilkel şekli olması muhtemeldir) yapılmıştır.

Bizans döneminde ve Osmanlılar döneminde Trabzon’da güreşle ilgili hiçbir kayıt yoktur. Ancak Dede Korkut Destanlarında Kanturalı Bey’in Trabzon Tekfurunun kızı Selcan Hatun ile evlenebilmek için yaptığı spor karşılaşmalarında güreş, at yarışı, okçuluk, kılıç mücadeleleri yaptığı belirtilir. Bu mücadeleler genelde yabani hayvanlarla olduğu yazılmakta ise de bazı kaynaklarda insanlarla güreş, boks, kılıç, at yarışı gibi mücadeleleri söz konusu edilir.

Gerçek anlamda spor olarak yapılan güreş faaliyetleri Trabzon’da 1922 yılından sonra İdman Ocağı Kulübü tarafından başlatılmıştır. Trabzon’da Milli Takıma seçilen ilk güreşçi Abdullah Çankaya olduysa da 1928 yılında Olimpiyat seçmelerinde kaburgaları kırılınca olimpiyatlara katılamamış oldu.

1930 yılından sonra Trabzon güreşinde İstanbullu şair Aziz Aktulga’nın etkinliği görülür. “Aktulga’nın şairliği yanında bir de sporculuğu bulunmaktadır ki bu meyanda Trabzon İdman Yurdu Kulübü’nün kurulmasında emeği geçenlerden biridir. Kendisinin güreşçi olmasının yanı sıra Trabzon’da güreş sporunun tanınması, gelişmesi ve ilerlemesi için önemli çabalar sarf etmiştir. İdman Yurdu çatısı altında bir süre güreş hocalığı yapmış olup Ankara’da yapılan bir müsabakada onun takımında bulunan güreşçiler 8 birincilik elde etmişlerdir. Ayrıca Türk güreşine yıllarca hizmet etmiş bulunan Nuri Boytor’un, onun yetiştirdiği güreşçilerden biridir.

Aziz Aktulga’dan sonra kulüplerin ilgisizliği ve malzemesizlikten ötürü, bu dalda faaliyetlere ara verilmiş olup 1935’ten sonra Halkevi bünyesinde çalışmalar yeniden başlamıştır. Ancak 1935-1968 arasında isim yapmış güreşçi sayısı çok az olup önemlileri Kemal Şener ve Talip Arslan’dır.

1968’den sonra Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü’nün kadrolu antrenörleri vasıtasıyla, Trabzon’da güreş sporu yeniden ilgi kazanmaya başlamıştır. Bu çerçeve içinde Trabzon’da yurt çapında güreşçiler yetişmeye başlamış olup, yurt çapında dereceler elde edenlerden bazıları şunlardır:

Alaaddin Kurt Aydın Bayraktar

Köksal Konak İlhan Bıyıklı

İbrahim Arslan Mehmet Ur

Mehmet Karadeniz H. İbrahim Olgun

Mehmet Atar Selim Sezgin

Ömer Kastan Naci Baturoğlu

Mustafa Şahin Yılmaz Başçı

İbrahim Yığcı İsmet Emin

Şaban Kalkan Metin Ata

Sinan Yıldırım

1988 yılında Trabzon’da 45 lisanslı güreşçi olmasına rağmen bu sayı 5 yıl içinde tam üç misli artarak 134 lisanslı güreşçiye ulaşmıştır. Bu arada okullarda faaliyet gösteren lisanslı sporcu sayısı ise lise kategorisinde 104 kişidir.

Öte yandan Trabzonlu güreşçilerden başka şehirlerde yaşayanlar arasında en ünlüleri arasında dünya şampiyonu Hasan Çakıroğlu, Hasan Karaduman, Halim Kıroğlu, Liselerarası Şampiyonlarından Başaran Bayrak, Murat Delen, Ekrem Albayrak sayılabilir.

Ağustos 1993’te Güreş Federasyonu Trabzonspor Kulübü’ne kulübün spor branşları arasında güreşinde bulunması amacıyla dünyaca ünlü Sovyet güreş antrenörü gönderdi. 4 Dünya şampiyonluğu bulunan Sovyet antrenör, Trabzonspor’un güreş takımı var gösterilmesine rağmen olmadığı için aylarca hiçbir iş yapmadan federasyondan maaş aldı. Ancak işsizliğin canına tak etmesi antrenöre geri dönmeye zorladı. Bunun üzerine Trabzonspor Kulübü, bu antrenörü Ekim 1993’te Sürmenespor’a gönderdi. Şimdi Sürmene’de güreş ile ilgili alt yapı oluşturmaktadır. Hemen yapılması gereken diğer alt yapı ve malzeme teminidir. Bundan sonra Trabzon’un güreşte adını daha çok duyurması kaçınılmaz olacaktır.

Bunların yanında Oflu olup da dünya gençler şampiyonluğuna ulaşmış olan Necdet Kıroğlu, halen Alman vatandaşıdır.

(YARIN: TRABZON’DA BASKETBOL HENTBOL VOLEYBOL)