İbrahim Güray AYTEKİN – ÖZEL HABER ARAŞTIRMA

MİLLİ MÜCADELE YILLARININ EFSANEVİ KAHRAMANI ATATÜRK’ÜN VE MECLİSİN MUHAFIZI TOPAL OSMAN AĞA’NIN DESTANSI HAYAT ÖYKÜSÜ

1883 yılında Giresun'da dünyaya geldi. Çepniler'dendir. Babası fındık tüccarı Feridûnzâde Hacı Mehmet Efendi’dir. Gençliğinde aile işlerine yardımcı oldu,  Ailesi varlıklıydı Babası bedelini ödemesine rağmen gönüllü askeri birlik oluşturarak savaşa katıldı. Savaşta göstermiş olduğu başarılarından dolayı yarbaylık rütbesine kadar yükseldi.

Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı, Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve “Topal” lakabını böylece edinmiş oldu

Gerçekleştirmek istediği hac ziyaretini yapamadan öldü, ancak hacca niyet etmesi ancak farizeyi yerine getirememesi neticesinde yakınları haccı bedel işlemi yaparak vekil gönderdiler bu nedenle ölümünden sonra yakınları tarafından Hacı Topal Osman Ağa olarak da anılmaya başlandı.

Giresun Reji Müdürü Nakiyüddün Efendi, 15 Ocak 1922'de Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı mektupta ‘’Balkan Savaşları'nda bir ayağını din ve millet uğruna'nda bir ayağını din ve millet uğruna feda ettiğini ileri süren Osman'ın I. Dünya Savaşı sırasında Ayvasıl köyü ihtiyar heyetinden elde ettiği sahte mazbatayla askerlikten atılmış Yüzbaşı Niyazi Efendi ile birlikte ordudan aldığı buğdayları Panço adındaki bir Rum ile birlikte 100 bin liralık sahte bir mazbata ile Giresun Nokta Kumandanlığı'na satarak halk ve devleti dolandırdığını, Rum ve Müslümanlar'ın arazilerini gasp ederek kendi ve akrabaları arasında pay ettiğini, belediye reisi iken Müdafâ-î Hukuk Riyaseti'ni de ele geçirerek kendi menfaatlerini korumak için millî mücadeleye katıldığını, Koçgiri'den ganimet olarak 60 bin lira değerindeki sığır ve koyunu gasp ederek Giresun'a getirdiğini, başkasının kente kasaplık hayvan sokmasını da engelleyerek fahiş fiyattan para kazandığını, kardeşiyle birlikte hükümetin kentte banka kurmasını engellediğini, 30 bin liraya mal olan bir kereste fabrikasını 1500 altına aldığı…’’ gibi çeşitli kötülüklerini anlatmıştır. 

Topal Osman, Giresun Belediye Reisi Dizdarzâde Eşref Bey'in sağlık gerekçesiyle görevi iâde etmesi üzerine yasal bir yetkisi olmadan ve kimseye danışmadan kendisini belediye reisi ilan etti. Topal Osman'ın yıldızını parlatan olay, 8 Mayıs 1919'da Giresun iskelesine demirleyen Yunan Kızılhaç gemisi Yanya'yı Giresunlu Rumlar'ın sevinçle karşılaması ve Yunan uyruklu bir marangoz olan Karaoğlan Panayot'un Giresun'daki Rum okuluna Yunan bayrağı çekmesinden sonra gelişmiştir. 

İnzibat subayı Sırrı Bey, bayrağı sözlü uyarıyla indirtmeyi başaramayınca Topal Osman çağrılmış, bayrağı o indirmiş, marangozu da öldürmüştür. Bu olay sayesinde Osman, yerel eşraf, hükûmet yetkilileri ve Rumlar'a gözdağı vermeyi başararak bölgede dikkate alınması gereken birisi olduğu izlenimini vermiştir. I. Dünya Savaşı öncesinde Giresun’da etrafında topladığı kanun kaçakları ile Laz Alayları adı da verilen grubu kurarak eşkıyalık yaptı. I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Giresun'dan topladığı yaklaşık 100 kişilik çeteyle Trabzon hapishanesinin kapısını açtırması ve 150 mahkûmu çetesine ilave etmesiyle oldu. 1916Nisan ayında ise Borçka’da Ruslar'a karşı savaşan Türk ordusuna katıldı.

Savaştan sonra Giresun ve Samsun havalisinde Pontus çeteleri ile mücadele etti ve bu konuda pek çok başarı elde etti. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra kendisini kimseye danışmadan Giresun belediye başkanı ilan etti. 

İstanbul’da kurulan Divan-ı Harp mahkemesi, savaşta işlediği suçlar nedeniyle hemen yakalanması ve İstanbul'a getirilmesine karar verdi. Bunun üzerine adamları ile birlikte Şebinkarahisar'da saklandı, civardaki Rum köylerine baskınlar yaptı. Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin Giresun Şubesini kurdu ve ilk başkanı oldu.

19 Mayıs 1919'da Osmanlı Devleti'nin ordu müfettişi olarak Samsun'a gelen Mustafa Kemal Paşa'nın görevlerinden birisi, Topal Osman'ı ve çetesini yakalayıp etkisiz hale getirmekti. Bazı kaynaklara göre Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa ile 29 Mayıs 1919’da Havza’da gizlice görüştü. bu gizli buluşmadan sonra Topal Osman Ağa, ondan aldığı emirler doğrultusunda hareket etti ve kuvvayı milliyeci oldu.

Topal Osman Hakkındaki tutuklama kararı 8 Temmuz 1919'da Padişah VI. Mehmed Vahdettin tarafından kaldırılınca. Giresun'a döndü ve yeniden Giresun belediye reisliği makamına oturdu.

 İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine Anadolu’da büyük tepki Giresun halkından  geldi. Camlı Çarşı`daki Cami-i Şerif’te toplanan binlerce Giresunlu, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya’ya gönderilmek üzere bazı protesto mektupları hazırlamışlardı. Hükümete gönderdikleri telgrafta; al bayrağın göklerde dalgalanmasının devam etmesi ve Yunan işgaline boyun eğilmemesini istediler. 

1920'de yayımlamaya başladığı Gedikkaya gazetesinde çok keskin ve sert makaleler yayınladı millî mücadeleye basın yoluyla aleni destek vermeye çalıştı. Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan ve Jandarma Komutanı Hamdi Bey ile anlaşarak Giresun gençlerinden oluşan gönüllü bir birlik kurdu.

Eylül 1920’de Ermeni Harekatı’nı bastırmak üzere Kâzım Karabekir'in 15'inci Kolordusu emrine gönüllü taburu gönderdi. Tabur, dört ay boyunca Karabekir’in komutasında kaldı. 

Topal Osman, Millî Mücadele'nin önderi olan Mustafa Kemal Paşa'nın daveti üzerine 12 Kasım 1920'de yakın adamları ile birlikte Ankara'ya geldi. Büyük Millet Meclisi adıyla kurulan Türk parlamentosunu korumakla görevlendirildi. Koruma birliğin sayısı zamanla 250’ye kadar yükseldi. Bu birliğe Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi adı verilmiştir.

Topal Osman, Ankara’dan aldığı emir üzerine 1921’de muhafız birliğinin komutasını Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan’a bırakarak Giresun’a gitti; gönüllülerden oluşan 42 ve 47. alayları oluşturdu. Gönüllülerden oluşan bu alaylar, Mart 1921’de Koçgiri İsyanı’nın bastırılmasında da görev aldı.

Sakarya Meydan Muharebesi sırasında 47. Alay'ı komuta etti. Savaşta, 2000 kişiden oluşan ve Hüseyin Avni Bey tarafından komuta edilen 42. Alay’ın tamamına yakını hayatını kaybetti; 47. Alay’dan ise 285 kişi sağ kaldı.

Topal Osman Ağa, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra mevcudu takviye edilen 47. Alay’ın komutanı olarak Büyük Taarruz’a katıldı. Zaferden sonra yarbay rütbesi ve istiklal madalyası ile onurlandırıldı. 21 Aralık 1922’de döndüğü memleketi Giresun’da büyük bir coşku ile karşılandı.

Büyük Taarruz’dan sonra Ankara’da Ayrancı civarında kendisine tahsis edilen Papaz'ın Bağı denilen mevkide yaşamını sürdürdü. Özel Muhafız Alayı'nın komutanı olarak görevine devam etti. 

Topal Osman, 27 Mart 1923 tarihinde Ankara’da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinden sorumlu tutuldu. Yardımcısı Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’in yemek bahanesiyle Topal Osman’ın Samanpazarı’ndaki evine götürüldüğünü, burada Topal Osman ve sekiz adamı tarafından kementle boğulduğunu itiraf etti. Ceset, 1 Nisan’da Çankaya sırtlarında Mühye köyü civarında bulunduktan sonra hakkında yakalama emri çıkarıldı.

Topal Osman, maiyetindekilerle beraber bir saldırı geleceği öngörüsüyle Çankaya köşküne gitti, amacı Çankaya’ya sığınmaktı Ancak Mustafa Kemal’i köşkte bulamadı büyük bir öfke ve hışım ile kapıyı kırıp içeri girdi ve önüne geleni eşyaları kırıp döktü parçaladı bu olay tarihe Çankaya Köşkü Baskını olarak geçti. Bu olaydan sonra koruma görevini yapmak üzere yeni bir MUHAFIZ BİRLİĞİ oluşturuldu.

Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı. Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi.

Papazın Bağı'ndaki baskından yaralı olarak ele geçirilmiş ancak İsmail Hakkı Tekçe tarafından başı gövdesinden ayrılmak suretiyle kesilerek öldürülmüştür ve bilahare Çankaya yakınlarına gömülmüştür.

 Cenazesi, daha sonra kardeşlerinin Atatürk’ten ricası üzerine Giresun’a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi’ne defnedildi. Naaşı, Atatürk’ün Giresun’u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Topal Osman Ağayı çok sever ve ona çok güvenirdi 24 Eylül 1924  cumhurbaşkanı sıfatıyla çıktığı yurt gezisinde Giresun’u ziyaret etmiştir. Ziyaretinde Osman Ağa’nın küçük oğlu Mustafa’yı sevmiş, “Maşallah pek büyümüşsün” demiştir. Paşa, “Yavrum baban cumhuriyet şehidi oldu” diye ilave etmiştir. Şehri ziyaret ederken, Osman Ağa’nın evinin önüne geldiklerinde, yanındakilerden birisi, “Paşam, işte Topal Osman Ağa’nın evi” deyince, “Topal Osman değil, cumhuriyetin banisi Osman Ağa Hazretleri” diye cevap vermiştir. Paşa, daha sonra halkın büyük tezahüratı arasında Hamidiye zırhlısına dönmüştür.

Topal Osman aynı zamanda bölgede çok sevilen sayılan büyük bir halk kahramanıdır. Ölümünden önce de sonrada gösterdiği üstün cesaret ve kahramanlıklar nedeniyle hakkında halkımız tarafından onlarca  türküler ağıtlar oluşturulmuştur. Bunlardan biri;

Gemi gelir sindirek suyu nerden indirek 

Kuşlarda dil vermiyor anam ağaya haber verek. 

Osman ağa taburu hep karadan yarıyor. 

En Önünde Osman ağa anam sıkı emir veriyor. 

Ankara’nın yağmuru hiç tepilmez çamuru vurulmuşta geliyor anam Girasunun mamuru. 

Ankara çayır çiçek orak getirin biçek, vurulmuş Osman ağa anam yavruları küçücek 

Osman ağam mor fesi yürek yakıyor sesi 

Vurulmuş Osman ağa anam hani bunun çetesi. 

Kalaycının güğümüne çifte vurdum kalayı Bozulmuşta geliyor anam Osman ağam alayı. 

Osman ağam mor fesi yürek yakıyor sesi 

Vurulmuş Osman ağa anam hani bunun çetesi.