TESPİTLER  ( 8 /30 )

Abone Ol

TARİH  TEKERRÜR  EDİYOR!...

1970’li  yılların  sonlarındayız. İstanbul  Belediyesi C.H.P.’ nin  elinde, Gazete’leriemize bir ihbar geliyor. İhbara  gövre, İstanbul  Belediyesi,  Mezarlıklar  Müdürlüğü’nün,  Beşiktaş Şefliği’nde, Cenaze imamlarından  birisi, kadrosu, “ Gassal,” ( ölü  yıkayıcısı)  Şeflik’de  çalışan,  diğer Cenaze  imamlarına  Gassal’lara  ve işleri dolaysiyle  Şefliğe felen  vatandaşlara  komünizim  propagandası yapmaktadır.İhbarı  değerlendirean  arkadaşlarımız, Mezarlıklar  Müdürlüğü’nün  Beşiktaş  Şefliği’ne  gittiklerinde, oradan  çalışan  gassal  ve  cenaze imamları, İzzet  Yeşilbaş  adlı  Cenaze İmamı’nın  Gassal’in daimΠ   Sosyalist  Sovyetler  Birliği’ni  medh-u  sena’da bulunduğunu,  Boğazdan  geçen  Sovyetler  Birliği  Deniz  Kuvvetlerine  aid,  gemiler için,” Bizim Gemiler  geçiyor, yakın  bir  zamanda, Orak-Çekiç’li,   Kızıl  bayraklar  bizim  Semalarımızda  da  dalgalanacak, Fabrika’lar  çalışanların   olacak, her  vatandaş  eşit  derecede  zengin  olacak,” gibi  Marksist, Leninist  fikirleri  aşılamaya  çalıştığını, söylediler.  Gerekirse,  imza  veririz,  haberiniz da’va  konusu  olursa,  gidir  şahid’lik  ederiz,” demişler,  demişler...

Neşriyatımız  üzerine,  İzzet  Yeşilbaş  isimli, Cenaze  imamı, ( Gassal,”ın  Belediye’deki  gassallık  vazifesine  son verildi. İzzet  Yeşilbaş, Cumhuriyet  Gazete’sine  gitmiş,”Da’va aç, eğer mesaî  arkadaşların  gelip,  aleyhine  şahid’lik  etmezseler,  da’va’yı  kazanır, yüklü  miktarda  tazminat  alırsın,” demişler  ve  kendisini, Avukat    Orhan- Burhan  Apaydın  biraderlere  yönlendirmişler.  Derin  devletin, Vesayet  Rejminin  tamamiyle,  hakim  olduğu,  o devirde, Avukatlar,  Orhan- Burhan  Apaydın  Kardeşlerin, bilhassa,  tazminat  da’va’larında “ kazanma  garantisiyle,”  kazanılacak  tazminatın,  % 50  paylaşılması  şartıyla,  müvekkilleriyle  anlaşma  yaptıkları  biliniyonrdu.

Avukatlarımız, aleyhimize  da’va  ikame   edildiğini, ihbarda  bulunan  ve  ihbar  dilekçesinde  imzaları  bulunan, Cenaze  imamları- gassallar mahkeme’ye  gelip  şahid’lik etmezlerse, Neşriyatımız  üozerine, vazife’den  uzaklaştırılan  ve  mağdur  olduğu   iddiasıyla  aleyhimize  da’va  ikame  eden  şahız  tazminat  da’va’sını kazanabilir,  üstelik  Avukatları  dişli  avukatlar,” dediler...

Siz, müdafaanızı  hazırlayın,  muhbirler,  üostelik,  ihbarlarını   imza altına alanlar  elbette  gelip  şahid’lik de  yapacaklardır,” dedim.

Muhakeme  başladı,  ilk  celse’de  Avukatlarımıza  şahid’leri  hazır etmeleri  halinde  bir sonraki  celse’de  dinleneceği  ihtar edildi. Daha  önce  şahidlik  yapabileceklerini   söyleyen  ve   bu ihbarlarını  imza  altına  alan Cenaze  imamlarından- gassallardan  hiçbirisi  şahid’lik  için  Mahkeme’ye  gelmediler. Sonraları  öğrendik ki, Belediye Mezarlıklar  Müdürlüğü  tarafından,” Eğer  gider  İzzet  Yeşilbaş aleyhinde  şahidlik ederseniz,  hepinizin  işinhe  son  veriris,” diye tehdit  edildiklerinden,  şahid’lik  için  mahkeme’eye  gelmemişler. O  devirde,  da’va’lar,   bidayet  mahkeme’lerinde,  takribî,  Beş  yıl,  Temyiz- Yargıtay  süresinde  en az, üç  yıl  devöam  ediyorken, bizim  da’va’mıaz,  ikinci  duruşmada  bidayet  mahkemesinde  karara bağlandı, devrin  rakamlarıyla  5.000 TL.  gibi,  ağır  bir tazminata  hükm’edildi.  Avukat arkadaşlarımız  Temyiz  yoluna  başvurdular,  iki ay içinde  Yargıtay  Temyiz  gerekçelerimizi red’ederek  da’va’yı  kesinleştirdi.

Dosya  bidayet  Mahkemesine  intikal  ettikten sonra  infaz  Savcılığına, oradan da  icra  dairelerine  intikal edermiş... Avukat  arkadaşlar  hükmedilen  tazminat  miktarını  dört eşit  taksitte  ödeme hakkımız  olduğuunu  söylediler,  gerekli  müraccatı  yapınız, ödeyelim, ta’limatını  verdim.Avukat  arkadaşlarımız tam da bu işlerle  meşgul iken, Santral  vazifelisi, Müracaattaki  arkadaşımız,  Mehmed  Öncü, “Hocam,  İzzet  Yeşilbaş  diye birisi, kendisini  hangi serviste  bir işi varsa, oraya  tevcih edelim,” dememize rağmen, ancak sizinle  görüşmek istediğini söyliyor, ısrar ediyor.Hakkımızda  tazminat  da’vası açan kişinin İzzet  Yeşilbaş olduğunu  çoktan unutmuştum, hatırımda  kalan, da’vca’yı açanların Avukatlar, Orhan- Burhan  Apayaydın  kardeşler olduğu idi. “ Buyursun, gelsin, rdedim, odama aldım, karşımdaki  koltuklardan birisine oturttum, çay-kahve ikrem ettim. Buyurun! dedim.” Akkoca  Hocam, Ben, Gazetenizin neşriyatı  üzerine Mezarlıklar  Müdürlüğün’den, Cenaze imamlığından-  gassallıktan uzaklaştırılan , İzzet    Yeşilbaş’ım,  herhalde  biliyorsunuzdur,  en  azından  Avukaatlarınız  haber  vermişlerdir,  aleyhinizde  açtırdığım  tazminat  da’va’sını  kazandım, Kararı  yargıtay da tasdik etti  ve kesinleşti.Biliyorum,Ödeme  yapmaları  için  Avukat  Arkardaşlarıma  gerekli  ta’limat verilmiştir, Merak  etmeyiniz, ödemeniz yapılacaktır,  ayrıca, vaziyetin  bu noktaya kardar  gelmesinden, Sizin  işinizden olmaünızdan  dolayı da  derin üzüntü  duyduğumu  belirtmek isterim,” dedim.”  ^ Akoca Hocam, Sizden  bir istirhamım var!  Buyurun,  eğer  yapabileceğim herhangi bir şey  ise, seve  seve,  yerine  getiririm,” “ Bildiğiniz  gibi, şu  an herhangi bir işim, herhangi  bir  gelirim yok. Bu tazminatımıİcra Dairesine  yatırmak yerine  doğrudan  bana  elden veriniz,  hem  siz  hem de ben İcra masraflarından  kurtuluruz, sonra  bana  def’aten  ödeme  yerine  ayda 1000 lira olmak üzere, bbana  bu  tazminatı  5 ayda  ödemiş  olursunuz, Tamamını ödemiz  halinde har vurur, harman  saüvurur, harcarım, sonraki  aylarda  aç kalırım,” Niye olmasın, ben   avukat  arkadaşlarımla  görüşeyim, nasıl  yapmamız  gerekirse öyle yaparız, Siz  yarın  öğleden  sonra  geliniz, ilk  peşinatınızı ödeyelim,” dedim.

Teşekkür etti ayrıldı.Avukat Arkadaşlarımız  örnek bir  makbuz hazırladılar ödemeleri  bu şekilde  yaparsak, son ödemede de bir Berâet-i Zimme  hazırlar  imzalatırsak herhangi bir mes’ele olmaz, dediler.

İzzet  Yeşilbaş, sadece tazminatını  almak için  ayda birgün  değil, hemen  hemen,  hergün  gazete’ye  gelmeye başladı.Gazete’nin bir elemanı gbi Sabahleyin  erken saatlerde  geliyor, çayını-kahvesini  içiyor, öğle yemeklerini  Gazete’mizin  anlaşmalı  Lokantası, Meşhur  Sultanahmed  Köfteci’sinde  yiyor, mesaî  bitiminde de diğer  personel gibi evinin yolunu  tutuyordu.

Tazminat ödenmiş, ibra alınmış, fakat,  İzzet  Yeşilbaş’ın Müesseseye  gidip- gelmeleri  devam ediyordu.Zaman oluyordu, delinmiş  ayakkabısının tababnını gösteriyor, zaman  oluyor, ilkokul Çağındaki  oğlunun  ismini  vererek,  Oğlum.... Sabah  okula  karnı aç olarak gitit, diye, tazallumü  halde  bulunuyordu.Evinin elektrik-su  faturalarını biz ödüyor, evin zarurî  gıda  ve  temizlik  ihtiyaçlarını  karşılıyor, herhangi bir çalışanımız gibi her ay belli  bir miktar da nakit ödemede bulunuyorduk.

Hakkını  teslim edelim,C.H.P,  Belediyesinde, Mezarlıklar  Müdürlüğünde ne kadar su-i sti’mal, rüşvet, irtikap, yolsuzluk her ne varsa  delilleriyle birlikte İstihbarak  Servimize  veriyor, Gazete’lerimizde çıkan haberler,” Sabah  Gazete’sinin  Haberine  Göre,” diye  me’haz  gösterilerek  Ref             ikimiz  Gazetelerde  Manşet  Haber, muhalif  gazetelerde de,  haber  olarak  veriliyordu.

Aslında  değişen bir şey yoktu. 45 yıl önce  C.H.P,  Belediyesinde olanlar,  aynen  ve  daha  fazlasıyla  45 yıl sonra da yine,  C.H.P,  Belediye’sinde cereyan etmektedir.