EDİRNE SELİMİYE: Selimiye Cami’i, Sultan 2. Selim Han’ın İrade-i Seniyyesiyle, Cihan Mi’marı, Mi’mar Koca Sinan tarafından, ( 1568-1575) yılları arasında,Mi’mar Koca Sinan tarafından yapılmıştır. Mi’mar, Koca Sinan’ın, “ Ustalık Eserim,” dediği,Seluimiye’yi inşa ettiğinde,80 yaşındaydı.. Cihan Mi’marı, Koca Sinan’ın “ Ustalık Eseri,” Edirne Seliumiye...
Cihan Mi’marı, Mi’mar, Koca Sinanın, Cihan Padiuşah’ı, Kânunî, Sultan Süleyman Han’ın İrade-i Seniyyesiyle, Oğlu, Saruhan Sancak Beyi iken, henüz, 22 yaşında vefat eden, Şehzâde, Mehmed adına, İstanbul- Fatih, Şehzâdebaşındaki,Şehzâde, Cami’i, Cihan Mi’marı, Koca Sinan’ın, 1543-1548 yılları arasında inşa ettiği,ve ( Çıraklık Eserim,” dediği Cami...
İstanbul’da, Yedi Tepeli İstanbul’un üçüncü Tepesi’ne, hearika icad’larla, Erciyes Dağı misali oturttuğu, Kanûnî, Sulutan Sülleyman Haen adıan inşa ettiği, Muhteşem, Süleymanieye Cami’i’ne “ Kalfalık Eserim,” Yaşı Seksenlere merdiven dayayıp, Sinnü’l- Eyasa, kemale erdiğinde inşa ettiği, dünya’da bir benzeri bulunmayan, Edirne Selimiye Cami’i’ne de, “ Ustalık Eserim,” demiştir.
Mi’mar Koca Sinan, “Ustalık Eserim,” dediği, Muhteşem Selimiye Cami’i’ni Osmanlı Devlet-i Alieyye’mizin ikinci Pay-i taht’ı, Eduirne’de öyle bir Tepe’ye kondurmuşki, Edirne’ye, hangi cihetten gelinise gelinsin, göze ilk çarpan, Muhteşem, Selimiye Cami’i’dir.
Selimiye Cami’i’nin her biri, üçür, Şerefeli, dört minaresi vardır. Dâhî, Mi’mar, gerçekten, meharetini, üstün ustalığını, göstermiş, Şehadet parmakları gibi, birer, kalem zarâfetiinde, Sema’ya yükselen, bu incecik, minarelerde, her bir şerefe’ye, biribirinden bağımsız, ayrı, ayrı, merdivenlerden, çıkılmaktadır...
Selimiye Cami’i’nin dört minaresi, öylesine, biribirine müvâzî yapılmıştırki, Usta Mi’mar burada da uskalığını meharetieni göstermiş, doğu- Batı, Kuzey- güney, Kuzey doğu- güney doğu, Kuzey doğu,kuzey batı, hiç fark’etmez, hangi istikametten bakılırsa bakılsın, dört minare, iki minare olarak görülür.
Selimiye Cami’i, dünyadaki bütün ma’bed’ler arasında,güneş ışınlarından en ziyade aydınlatılan bir ma’bettir. Cihan Mi’marığ, Koca Sinan, Bu ma’bedi 999 Pençere ile tezyin etmiştir. Niçin bin değil de, 999 diye sual edildiğinde, bin’in teleffuzu kolaydır, onun içien, dokuzyüz, doksan, dokuz, Pençere koydum, demiştir.
Hazîn ve garîb bir tecelli: Selimiye Cami’i’nin inşa edilmesi, İrade-i Seniyyesini veren,Cami’i’n Banisi, Sultan Selim Han’ın ömrü vefa etmemiş, Cami’i’n ibadete açılmasını görememiştir.
Selimiye Cami’i’nin inşaına 1568’dei başlanmış ise de,zeminin oturması için iki yıl beklenilmiş, 1574’de tamamlanmış ise de,Sultan 2. Selim Han’ın ebediyyete intikali üzerine, ibadete açılması muhtelif sebeblerle, bir yıl sonraya bırakılmış, nihayet, 14 Mart 1575’de ibadete açılmıştır,
Selimiye, 20011 yılında, Unesco Dünya Mi’rası listesine alınmıştır.
MİHRİMAH SULTAN CAMİ’İ’LERİ: Mihrimah Sultan, Kânûnî, Sultan Süleyman Han’ın,Hürrem Sultan’dan olma kızıdır. ( Doğumu, 21 Mart 1522, vefatı, 25 Ocak 1578) Mihrimah Sultan, bu çok kısa sayılabilecek ömründe,İstanbul’da iki Muhteşem Cami yaptırmıştır. Zevci, Rüstem Paşa da, ayrıca, İstanbul-Fatih, Eminönü’nde kendi ismini taşıyan, “ Rüstempaşa Cami’i’”ni yaptırmıştır.
Mihrimah Sultan, önce,( 1540-1548) yılları arasında, İstanbul’un Anadolu Yakasında, Üsküdar Meydanı’nın solunda bulunan, “ Mihrimah Sultan Cami’i ve Külliyesini,” inşa ettirmiştir. Mi’mar Koca Sinan, bu Cami’i’de, devrinin çok ilerisinde bir teknoloji uygulamış, diğer Sinan Cami’i’lerinde bulunmayan bir hususiyyeti, Güneş Saati ‘ni uygulamıştır.
Aradan on beş yıl geçmiş, yine, Mihrimah Sultan adına, bu kerre, Yedi Tepeli, İstanbul’un 6. Tepesi, Edirnekapı’sında, Kariye Cami’i’nin yakınlarında, Taş İşleme’lerinin en güzel örneklerini taşıyan, Mihrimah Sultan Cami’i,( 1563-1566) yılları arasında, yine Cihan Mi’marı, Koca Sinan Ağa’ya inşa ettirilmiştir.
Mihrimah Sultan Cami’i’lerinin banisi, Sultan’ın ismi, Mihrimah’dır; “ Mihrimah= güneş ve ay” demektir. Mi’mar, Koca Sinan, Üsküdar’daki, Mihrimah Sultan , Edirnnekapısı’ndaki Mihrimah Sultan Cami’i’lerinin konumlarını, aradaki mesafe’yi, çağlar ötesi, dâhiyâne, bir hesablama ile öylesine, hesaplamışki, Banî’nin isminde birleşen güneş ile ayı, İstanbul Sema’larında birleştirmiştir. Şöyleki, Ekinoks deniliyor, gece ile gündüzün müsavi olması, senenin, 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde gece ile gündü eşit hale geldiğinde, Güneş Edirnekapısı’ndaki Mihrimah Sultan Cami’i’nin iki minaresi arasından batarken, ay, Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Cami’i’nin iki minaresi arasında doğar. Güneş ile ayın , İstanbul Semalarında birleşmesi...
Sultanu’ş- Şuara, Merhum, Üstad Necip Fazıl Kısakürek, “Canım İstanbul” Şiir’inde,” Ay ve Güneş, Ezelden beridir, İstanbul’lu’dur,” diyerek bunu ifade ediyordu.
Hava şartları müsaid olup, gece vakti gökyüzü aydınlık olduğunda, bi’lhassa, Kamerî ayların, 13,14. Gece’lerinde, İstanbul Semalarında, hem güieş, hem de, ay, aynı anda, görülebilinir.
İşte, “Mihrimah,”ın sırrı!...