Kitap Dünyası 

DEVLET DANIŞMANI

BİR ERAST FANDORİN ROMANI

BORIS AKUNİN DEVLET DANIŞMANI adlı romanı Alfa Yayınlarından çıktı. 

Erast Fandorin’in yeni durağı 19. yüzyıl sonlarının Moskova’sı… Artık Devlet Danışmanı unvanına sahiptir. Bu kez düşmanları, izini sürdüğü suikastçılar ve kendi yozlaşmış üstleridir. Moskova’nın rakip polis departmanlarının ve muhbirlerinin dolambaçlı yollarında sadece bir haini değil, Çarlık rejimini yok etmeye ve devrimi başlatmaya kararlı bir grup teröristi de arar.

Devlet Danışmanı, yalnızca terörizmi ve buna karşılık olarak polis eylemlerinin etkinliğini incelemekle kalmıyor, aynı zamanda iki uç arasında sıkışmış bir kişinin ahlaki açmazını da ele alıyor.

YENİ DÜZENDE GİRİŞİMCİLİK GİRİŞİM SAVAŞÇILIĞI PERSPEKTİFİ

BERKE SARPAŞ  YENİ DÜZENDE GİRİŞİMCİLİK  GİRİŞİM SAVAŞÇILIĞI PERSPEKTİFİ adlı eseri Alfa Yayınlarından çıktı. 

BU KİTAPTA NELER BULACAKSINIZ?

• Büyük çaplı ve ses getiren girişimcilik projeleri uluslararası toplumun desteğiyle nasıl inşa edilir?

• Bir şirket sosyal sorunlarla mücadeleyi kar etmekle nasıl harmanlayabilir? 

• Pozitif bilimlerden siyasete farklı disiplinlerin sağlayacağı çıkarımlarla çağa nasıl adapte olabiliriz?

__________________________________________________________________________________

Sorunlarımız nüfusumuzla birlikte katlanarak artıyor. Yerel politikacıların lokal çözümleri, bürokrasi kurbanı BM, ekonomik gerçeklerle örtüşmeyen gönüllü çalışmalar ve reklam peşindeki şirketlerin sosyal faydayı malzeme edinen yaklaşımları küresel meselelerin çözümüne yetişemiyor. Egemenleşen kapitalizmin görünmeyen eli, pazarı regüle etmekte başarılı oldu ancak aynı el iklim krizi, çevre kirliliği, servet dağılımındaki eşitsizlik ve küresel göç gibi devasa sorunlardan da sorumlu.

Kurtarıcı beklemeye tahammülümüz kalmadı. Yaşatma odaklı, kârı amaçla birleştiren, insanlık için risk alabilecek kahramansı girişimcilerin zamanı geldi. Artık iş kuran herkesten küresel sorunlarla samimiyetle mücadele etmesi ve talebe değil gerçek ihtiyaçlara odaklanması bekleniyor. 

Bu kitap, yeni dünya düzeninde küresel destek görecek bir girişimciye dönüşebilmek adına yapılabilecekler konusunda bir rehber niteliğinde. Fark yaratacaklara entelektüel birikim katarak yaşam tatminiyle insanlığın çıkarları arasında bir denklem kurmayı amaçlıyor.

Kitap girişimciliği yeniden tanımlayarak post-kapitalist dünya için yeni ve problem çözücü bir , sosyo-ekonomik model öneriyor

________________________________________________________________________

Berke, deneyimi gelecekle harmanlayan özgün yaklaşımıyla zor bir süreç olan girişimciliği oyunlaştırıyor. Bir komutan gibi yetiştirdiği girişimcilerin sosyal fayda odaklı iş modellerinin başarısı, Berke’nin başarısının kanıtı.

– FARUK ECZACIBAŞI

Eşsiz bir eser yarattı Berke. “Girişim Savaşçısı” modeliyle yaşamları olumlu yönde değiştirdi. Kurduğu sistem global ölçekte yayılmalı. Bu kitap herkesçe okunmalı, hatta ders kitabı olmalı. 

-UFUK TARHAN

HEDER AĞACI

ABDULLAH ATAŞÇI HEDER AĞACI adlı romanı Everest Yayınlarından çıktı. 

Sevdiğini kaybedince geleceğini de kaybeden Kulaksız Hüseyin ve beraberindeki bir avuç gençle  zulme direnmeye çalışan Hasbekli İshak... II. Abdülhamid’in saltanatının son yıllarından Birinci Dünya Savaşı’na uzanan kırılma dönemine, “insanların ölümü düşünmediği tek bir gün dahi olmayan” zamanlara götürüyor Heder Ağacı bizi. Öyküyü ve kurguyu bir çırpıda görünür kılan etkili üslubuyla, bir aşiretin üç kuşağının hikâyesinde, 20. yüzyıl başındaki İstanbul sokaklarını, Anadolu’nun tedirgin bir kalp gibi atan çokkültürlü manzarasıyla buluşturuyor Abdullah Ataşçı. Yara Bende ile 2019 Attilâ İlhan Roman Ödülü’nü kazanan yazar, kahramanlarının avuçlarındaki çizgilerde kederli bir coğrafyanın küçüklü büyüklü kesiklerinin izini sürerken, masumiyetin karşısına insanı koyuyor ve okurun aklına muazzam bir çentik atıyor Heder Ağacı’nda: Kötülüğün tarihini kibir mi yazıyor?

 “İnsana nefes olan insan değildir. En küçük bir kavgada dahi birbirlerinin canlarına okuyuşları, zayıf gördükleri kardeşlerinin topraklarına el koyuşları, canları istedi diye arzularına yenik düşüp gencecik kızları dağlara kaldırışları, savunmasız sübyancıklara rezilce sulanışları, bir arktaki incecik su için kanlarını oluk oluk akıtışları mı nefes almaktır? Bir köpek insana yoldaştır evet, bir keçi, bir arı, bir yılan, bir ot, bir taş bile insana yoldaştır da insan insana yoldaş değildir. İnsan zordur çünkü, tabiattaki her bir varlığa yüktür, hatta dilim varmasa da evet, ölümdür.”

İSTANBUL’UN SOKAK KÖPEKLERİ

Kemalettin Kuzucu  İSTANBUL’UN SOKAK KÖPEKLERİ adlı kitabı Kapı Yayınlarından çıktı. 

MUHAFAZAKÂRLIK VE MODERNLİK BAĞLAMINDA OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E

Kemalettin Kuzucu, İstanbul’un Sokak Köpekleri’nde köpekler üzerinden bir kültür ve şehir tarihi araştırması yapıyor. Özellikle 19. yüzyıl İstanbul’unun merkez alındığı kitapta; günlük hayattan politikaya, mizahtan edebiyata, felsefeden matbuata, şehircilikten oryantalizme, modernlik tartışmalarından anayasaya akla hayale gelmedik nice ayrıntı, nice birleşme ve nice ayrışma didik didik ediliyor.

Bir milletler, diller, dinler geçidi olan İstanbul, hayvanlar açısından da oldukça zengin bir manzaraya sahiptir. Hayatın canlılığı gibi hiç durmayan değişim süreci, onlara bakışı ve onların bir mesele olarak merkezde kalışlarını da biçimlendirir.

Tarihçiler sadece olayları yazmazlar. Belki de asıl ve büyük tarihçilik, farklı yazma alternatifleri geliştirmektir. Belgeler, görsel malzemeler, ilginç konu başlıkları…

Kültür, tarih ve hayvan sevgisi ile dolu olanlar için bir muhteşem şölen.

İstanbul’u ve geçmişi bir de bu gözle okuyun…

‘Keşke’den İyi ki’ye

ERKİN ÜNALAN  ‘Keşke’den İyi ki’ye  Psikoterapi Öyküleri Mona Kitap’tan çıktı. 

Psikoterapi Öyküleri

İnsanların senin yüzüne bakıp içinde kopan fırtınaları anlamalarını çaresizce beklemekten vazgeçmeye ne dersin? Ne istediğini, neye ihtiyaç duyduğunu birinci ağızdan söylemeye ve kendi kalbi kırık haklılığının derin yalnızlığından azade olup “meğer yanılmışım” diyebilmeye var mısın? “İyi ki”leri huzurla kabul eden bir mutluluğa yelken açmaya hazır mısın? Çatık karşılığının onayı mı, güler yüzünün yanılgısı mı tercihin? Seni gerçekten mutlu edecek olan hangisi?

Yalnızlık bazen dış dünyadan istediğini alamayanın kibirli geri çekilişi, bazen daha fazla örselenmekten korkanın sığınağı, bazen varlığı şaibeli bir efendinin talebi, bazen de yaratıcı eylemlerin ön koşulu olan bir tek başınalık halidir. Yani yalnızlık kiminin yarası, kiminin yara bandı, kiminin de yara merhemidir.

Ancak ve ancak seni terk edebilme gücünü̈ verdiğin birini gerçekten sevebilir, ancak ve ancak sana sadakatsizlik etme iradesini verdiğin birine gerçekten güvenebilirsin.

 “Bir terapist, danışanını dinlerken zihninden neler geçirir, o dünyada nasıl gezinir? Sevgili meslektaşım Erkin, öykülerinde terapinin nasıl sanat gibi icra edildiğini ve terapistin bir sanatçı edasıyla danışanlarına nasıl yaklaştığını sıcacık üslubuyla dört farklı öyküyle bizlerle paylaşmış. Bir solukta okuyacaksınız.”

-Klinik Psikolog Ceyla Taner

ONUR DOKUNULMAZDIR

FERDINAND VON SCHIRACH   ONUR DOKUNULMAZDIR adlı kitabı Alfa Yayınlarından çıktı. 

Çeviren: Firuzan Gürbüz Gerhold

Anayasamız şu cümleyle başlar: “İnsan onuru dokunulmazdır.” Bu elbette yanlıştır, çünkü onura sürekli dokunulmaktadır.

Onur Dokunulmazdır, Ferdinand von Schirach’ın 2010 - 2013 yılları arasında Der Spiegel'de yayımlanan denemelerinden oluşan bir derleme. Schirach denemelerde, iyiyi ve kötüyü, toplumun ahlaki ve etik sorunları hakkındaki fikirlerini, terörizmin demokrasiye getirdiği zorlukları, ünlülerin gösteri haline gelen duruşmaları, önleyici gözaltı veya çocuk katillerine yönelik işkence tehdidi gibi konuları ele alıyor. Ayrıca iPad’le okumanın nasıl olduğu, yazma zorunluluğunun bir yazar için gerçekten ne anlama geldiği gibi kişisel sorunlara da değiniyor.

Schirach, dedesi Baldur von Schirach hakkındaki sorulara da bu kitapta cevap veriyor: Nazi torunu, genç ceza avukatına sorar: “Ben de tüm bunlar gibi miyim?” O da cevap verir: “Kimsen, osun.” Bu, büyükbabamla ilgili sorulara verebileceğim tek cevap. Bu cevabı bulmam epey zamanımı aldı.

TESADÜFÜN ÖTESİ

MARTIN PLIMMER  , BRIAN KING  , TESADÜFÜN ÖTESİ adlı Kitabı Alfa Yayınları Bilim’den çıktı. 

Çeviren: Özlem Korkmaz    

Şaşırtıcı tesadüflerin hikâyeleri ve  arkalarında yatan gizem ve matematik

Tesadüflere karşı uyanık olan insanlar, evreni dost canlısı, düzenli, duyarlı bir yer olarak görme ve sonuç olarak genel bir refah duygusu geliştirme eğilimindedir. Kötü tesadüflere denk gelince, en azından kader tarafından özel bir ilgi amacıyla seçilmiş olduğumuzu hissederiz. Bununla birlikte tesadüfler, çoğunlukla mütevazıdır, tehdit oluşturmaz ve neşelendirir. Telefonunuz çaldığında sıklıkla düşündüğünüz kişi sizi mi arıyor? Bu sizde sıcak ve belirsiz bir his yaratıyor değil mi? Bu tür şeyler olduğunda, doğuştan gelen duyudışı algılama yeteneğiyle kutsanmış olduğumuz ya da bir tür psişik bağlantıya taraf olduğumuz sonucuna varma eğiliminde oluruz. Telefon çaldığında hiç de düşünmediğimiz kişilerin aradığı zamanların sayıca daha çok olduğunu kendimize hatırlatmak istemeyiz. Bu kitap tesadüf olgusunu bütün yönleriyle masaya yatırıyor ve içinde birbirinden eğlenceli örnekler barındırıyor.

“Olağanüstü hikâyeler.” –Daily Mail

“Kozmosun en olası olmayan olaylarının merak uyandırıcı

bir  araştırması... birinci sınıf bir kitap.” –Observer

“Eğlendirici ve akıllı bir çalışma.” –Mail on Sunday

“Oldukça şaşırtıcı” Simon Hoggart. –Guardian

“Büyüleyici.” –The People

“Tesadüfün Ötesinde şimdiden birçok kişinin tuvalette uzun

süre kalmasına neden oldu.”  David Baddiel

“Sizi eğlendirecek yüzlerce harika hikâye.” –Focus

“200’den fazla tesadüf hikâyesi içeren merak uyandırıcı bir kitap.”

–Radio Times

“Sırtınızdan aşağı bir ürperti vereceği garanti.”

–Good Book Guide